Cumartesi Anneleri/İnsanları, kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin açığa çıkarılıp yargılanması talebiyle her hafta düzenledikleri eylemlerinin 1032. Haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi.
Cumartesi İnsanları bu haftaki eylemde 1990’lı yıllarda iki yıl arayla kaybedilen Ali ve Ayhan Efeoğlu kardeşler için adalet istedi.
Galatasaray Meydanı’ndaki polis barikatların önünde yapılan eylemde, haftanın açıklamasını hak savunucusu Oya Ersoy yaptı.
Ersoy, konuşmasına Galatasaray Meydanı’ndaki kısıtlama değinerek başladı ve devamında Efeoğlu kardeşlerin hikayesi anlattı:
"2025’deki ilk buluşmamızda, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya, hukuka ve Anayasa’ya itaat yükümlülüğünü hatırlatıyor ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan Galatasaray’daki sınırlama uygulamasına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.
İktidara, inkar ve cezasızlığa son vererek, gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerini açığa çıkarmasını, suçun faillerini cezalandırmasını ve yargının intikamcı siyasi niyetlere araç edilmesinin yol açtığı hukuk sistemindeki ağır tahribata son vermesini talep ediyoruz.
Türkiye’nin demokratik bir cumhuriyet hâline gelmesi ancak hukuk pratiğinin, hukuk devletine uygun şekilde işlemesiyle mümkündür. Bizim Galatasaray’daki varlığımız, Türkiye’de hukuk pratiğinin doğru işlemediğinin en önemli kanıtıdır.
1032.haftamızda, iki yıl arayla iki evladı gözaltına alınarak kaybedilen ve failleri zamanaşımı zırhıyla korunan Feriha ve Osman Efeoğlu’nun Galatasaray’daki sesiyiz.
"Zamanaşımı denildi, takipsizlik verildi"
Efeoğlu Ailesi’nin oğulları Ayhan, Yıldız Teknik Üniversitesi, Ali İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencisiydi. Ayhan 6 Ekim 1992 tarihinde, öğrencisi olduğu üniversitenin önünde sivil polisler tarafından gözaltına alındı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Onu devletin ilgili tüm kurumlarına soran ailesine gözaltında olmadığı cevabı verildi.
Ayhan’ın gözaltında kaybedilmesinden iki yıl sonra kardeşi Ali de 5 Ocak 1994 tarihinde İstanbul Pendik civarında gözaltına alındı. Ayhan’ı bulamayan aile, bu sefer Ali’nin akıbetini öğrenmek için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Ancak Ayhan ve Ali Efeoğlu’nun kaybedilmesi ile ilgili etkin soruşturma yürütülmedi ve soruşturmalar zamanaşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı ile kapatıldı.
"Ayhan Çarkın 'bizzat ellerimle gömdüm' dedi"
2011 yılında, eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın, Ayhan Efeoğlu'nun gözaltındayken işkence ile öldürüldüğüne tanık olduğunu açıkladı. 'Onu bizzat ellerimle gömdüm' diyerek, Ayhan Efeoğlu’nu işkence ile sorgulayan ve bedenini kaybeden polislerin isimlerini verdi.
"İtiraflara rağmen soruşturulmadı"
Bu itiraflar sonrasında, savcılığa baş vuran Efeoğlu Ailesi, dosyanın yeniden açılıp etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılarak oğullarının gömüldüğü yerin tespit edilmesini talep etti. Ayrıca İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görevli 8 polis hakkında suç duyurusunda bulundu. Ardından Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak, Ayhan Çarkın’ın ifadelerinden sonra oğullarının kollukta öldürüldüğünün netlik kazandığını belirterek İçişleri Bakanlığı hakkında manevi tazminat davası açtı.
"Tüm kayıplarımız için adalet"
Bakanlık mahkemeye gönderdiği cevapta; kayıp olduğu iddia edilen kişilerin kabirlerinin İstanbul’da olması ve soruşturmanın İstanbul’da yapılması nedeniyle dosyanın İstanbul’a gönderilmesi talebinde bulundu. Tüm bunlara rağmen, bugüne kadar maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak nitelikte bir soruşturma ve kovuşturma yapılmadı.
Ayhan ve Ali Efeoğlu kardeşlerin akıbetlerinin açıklanması ve adaletin sağlanması talebimizde ısrar ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin; Ayhan ve Ali Efeoğlu için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz! "
(RT)