Zira Al Gore ismini "MoveOn.org" ismi izliyordu. MoveOn.org, ABD'nin Irak'ı işgal etmesine karşı çıkan savaş karşıtı bir organizasyon ve ben de üyesiyim. Eli Pariser adlı bir genç tarafından yönetilen ve İnternet üzerinde kurulan bu organizasyon, aradan geçen dört yıl içinde çok güçlendi.
Al Gore'un mektubunu açtım. "Şimdiye kadar katıldığım her seçimde, son dört gün belirleyici oldu" diye başlıyor Al Gore. "Bu hafta sonu ne yapacağınız, zaferle yenilgi anlamına gelecek".
Sonraki paragrafta oy vermeyecek Demokratlardan bahsediyor. Al Gore, mektubu bütün MoveOn.org üyelerine göndermiş belli ki. Onların arasında ülke/milliyet ayırımıyla uğraşmamış ve herkese göndermiş. Dolayısıyla bir Türk olarak ben ve üniversitede öğretim görevlisi olan Fransız arkadaşlarım da bu mektubu almış olsa gerek.
Mektubu okumaktan vazgeçiyordum ki üçüncü paragrafta kalın harflerle yazılmış bir cümle dikkatimi çekti ve yazıyı tam okumaya karar verdim. İyi ki de öyle yapmışım.
"MoveOn, çok önemli bir programı hayata geçirdi - başka türlü seçimde oy kullanmayacak Demokratlara erişmek için on binlerce gönüllüyü bir araya getirdi. Siz de bu çabaya herhangi bir yerden katılabilirsiniz - bütün ihtiyacınız, bir telefon ve bir bilgisayar.ABD'deki seçimlere beş gün kala gelen bu mektup, beni düşündürdü: "Bu insanlar, İnternet'i kullanarak, Cumhuriyetçilerin çok büyük bütçeli kampanyalarına karşı bir şey yapabilir mi?"Bu sabah ekibe katıldım ve bazı kişilere telefon ettim. Kolaydı. Sizin de bizzat ekibe katılmanız için yazıyorum. Bu hafta birkaç telefon eder misiniz? Çevrim içi arabirimi kullanmak için aşağıdaki sayfadan giriş yapın:"
Çok beklemem gerekmedi. Washington Post gazetesinden acil bir haber geldi 8 Kasım Çarşamba günü: "Demokratlar Mecliste Çoğunluğu Aldı". Sonraki haberler, Demokratların başarısının boyutlarını listelemekteydi. Gene aynı günün haberi: "Rumsfeld İstifa Etti". 9 Kasım'ın haberi ise, Demokratların zaferini perçinledi: Senatoda da çoğunluğu ele geçirmişlerdi.
"ABD'de Demokratların kazanması neyi değiştirir ki?" diye düşündüm. Sonra da "al gore election 2006" diye bir arama yaptım. Karşılaştığım sayfalar, "Al Gore 2008" sözcükleriyle doluydu. 2000 yılında birkaç saatliğine ABD başkanı olan Al Gore, başkanlık yarışını Bush'a kaptırdıktan sonra siyasetten kopmuş, üniversitelerde öğretim üyeliği ile yetinmişti. Şimdi göründüğü kadarıyla Bush ve tayfasının karşısına bir kez daha çıkacak be büyük olasılıkla kazanacak.
Bush, Irak'ın işgalinden daha önce vazgeçmezse, 2008 yılında ABD, Irak'tan çıkmak zorunda kalacak gibi. Aynen Vietnam'da olduğu gibi. Bizim gençliğimizin bir sloganı vardı: "Ho Ho Ho Şi Minh, 2, 3! Daha fazla Vietnam!". İnternet'te bunu da aradım ve ilk kullananın (1967), Che Guevara'nın olduğunu öğrendim.
Bir mektuptan başlayarak geldiğim nokta, sevindirici nitelikte. Biliyorum, hemen iyimserliğe kapılmanın anlamı yok. 12 Eylül 2001 sabahı yaptığım radyo programında, bir önceki gün olanların, 21'inci yüzyılı bir savaş yüzyılı yapabileceğini söylemiştim. Arka planda, Bob Dylan'ın "Masters of War" şarkısı çalıyordu.
Sana bir soru sorayımSavaştan çok nefret etmeme rağmen, Bush'a, Rumsfeld' ve Cheney'e bu sözleri söyleyebileceğimi sanmıyorum. Ama içimden şarkıyı söylemeye devam ediyorum.Paran o kadar mı iyi
Sana istiğfar alır mı
Sanır mısın ki alabilir
Öğreneceksin ki
Ölüm sıran geldiğinde
Kazandığın bütün para
Ruhunu asla geri almaz
Ve ölmeni umuyorum
Ve ölümünün çabuk olmasını
Tabutunu takip edeceğim
Soluk bir ikindide
İndirilirken izleyeceğim
Ölüm yatağına
Ve mezarının üstüne çıkacağım
Öldüğüne emin olana dek
Irak Dünya Mahkemesi'nin son oturumu, 23-27 Haziran 2005 tarihleri arasındaki İstanbul'da yapılmıştı. Şimdi bir oturum daha yapmanın zamanı. Yer olarak benim önerim Bağdat. Bunun yapıldığı gün, gerçekten barış içinde bir yüzyılı, gerçekten hayal etmeye başlayabiliriz. (VÇ/TK)