Bakanlığa itiraz dilekçesinde vergi müfettişi hakkında “Fetva verir gibi rapor yazdı” diyerek müfettişi “Bekçi Murtaza”ya benzetip hakaretten ceza alan Ali Çetin’le ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararını verdi.
AİHM, Çetin’e, “vergi müfettişine iftira ve kamu görevlisini aşağılamaktan” verilen hapis cezasıyla ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.
Atılmasına neden olan rapora itiraz etti
Ankara’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Türkiye Çevre Koruma Vakfı’nda muhasebeci olarak çalışan Ali Çetin, 2003’teki vergi denetiminin sonucunda “hesaplarda düzensizlik olduğu” gerekçesiyle işten çıkarıldı.
Çetin, vergi müfettişinin raporuna, Vakıflar Genel Müdürlüğüne verdiği dilekçe ile itirazda bulundu, raporda yer alan ve kariyerine zarar verebileceğini düşündüğü değerlendirmelerin çıkarılmasını istedi.
İtiraz dilekçesinde, müfettişin raporunun sübjektif değerlendirmeler içerdiğini ve kanunun yanlış yorumlandığını ifade etti.
Müfettişin şikayetiyle dava açıldı
Dilekçesinde, vergi müfettişini “Bekçi Murtaza” ile karşılaştırdı ve “fetva veriyormuş gibi davranmakla” suçladı.
Bunun üzerine vergi müfettişi, Çetin hakkında “kamu görevlisine hakaretten” şikayetçi oldu.
Ali Çetin’e bu şikayetin sonucunda dava açıldı, 2008’de Ankara’da görülen dava sonucunda, “vergi müfettişine iftira ve aşağılamaktan” ve yedi gün hapis cezasına ve o dönem 164 Euro’ya denk gelen para cezasına mahkum oldu.
Mahkeme kararında, cezanın sebebi, “fetva” ve “Bekçi Murtaza” kelimelerini kullanması olarak açıklandı. Temyiz yolu kapalı olmak üzere açıklanan kararda, hapis cezası da para cezasına çevrildi.
Ali Çetin de 20 Mayıs 2009’da AİHM’e başvurdu.
Başvurusunda, temyize gidemediği için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “adil yargılama” ilkesini düzenleyen 6. Maddesinin ihlal edildiğini ifade etti.
Ayrıca, kendisine verilen cezayla da AİHS’de “ifade özgürlüğünün” düzenlendiği 10. maddesinin ihlal edildiğini ifade etti.
“Can sıkıcı olabilir ama ifade özgürlüğü”
AİHM başvurusuyla ilgili kararını bugün açıkladı, Çetin’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkemenin kararında, Çetin’in dilekçesindeki “Bekçi Murtaza mantalitesinde hareket ederek yetkisi olmadığı halde fetva verdi” sözleriyle düşüncelerini ifade ettiği belirtildi.
AİHM, Çetin’in “edebiyattaki bir kurgusal karakteri anan bu sözleriyle, işten atılmasına ve direkt olarak zarar görmesine neden olan raporu yazan müfettişe karşı kişisel görüşlerini ifade ettiğinin, bu görüşlerin de kamuya açık olmayan bir dilekçede yer aldığının” altını çizdi.
AİHM, “kurgusal bir karaktere benzetilmenin can sıkıcı olabileceğini” ancak verilen hapis cezasıyla ifade özgürlüğünün kullanımının engellenmesi riskini haklı çıkarmaya yetmeyeceğini belirtti.
Ali Çetin talep etmediğinden, manevi tazminata hükmedilmedi.
"Bekçi Murtaza" |
“Almışım amirlerimden terbiye, görmüşüm kurs. Görseydin kurs, alsaydın sıkı terbiye büyüklerinden konuşmazdın böyle cahil sözler. Bilirdin yüksektir bir vazife her şeyden.” İktidarın yüceliği ve yenilmezliğine inancı anlatan bu sözlerin sahibi “Murtaza”, Orhan Kemal'in aynı adlı romanının kahramanı. “Murtaza” 1952’de Vatan gazetesinde tefrika edildi, 1968’de roman formatında Varlık Yayınları’ndan yayınlandı. Sonraları sık sık tiyatro sahnesine de aktarılan öyküyü, yaratıcısı Orhan Kemal şöyle anlatmıştı: “Kendi kendime çokluk sormuşumdur: Murtaza, komik bir tip olmakla birlikte, örneğin, bir soytarı mıdır? Kendi kendimi hemen yanıtlamışımdır: Hayır! Peki, nedir Murtaza? Murtaza bence, elleri üzerinde yürümeyi olağan saymaya başlamış bir toplum, belki de bir dünyada, ayakları üzerinde yürüyen, başkalarını da böyle yürümeye zorlayan, kendi kendine inanmış bir kişidir... İçinde yaşadığı toplumla her an zıtlaşan, bitmez tükenmez çelişmelere düşen bir adam için toplum kalın bir çizgiyle kabaca ikiye ayrılmıştır: varlıklılar, yoksullar. Murtaza kendisinin de yoksullardan olduğuna bakmadan varlıklı kata gönlünü kaptırmıştır. Varlıklı katsa ondan pek bir şey istemediği, ona hemen hemen ihtiyacı olmadığı halde, Murtaza bu kata hoş görünmeye çalışır. Bir beklediği mi vardır? Hayır. Olsa, o zaman, Murtaza ‘Murtaza’ olmaz. Adım başında rastlanan beş paralık bir çıkarcıdan öteye geçemezdi. Murtaza varlıklı kattan kendisi için, hiçbir şey beklemez. İstediği, yurt ölçüsünde ‘kurs’ açıp, bütün yurttaşları bu kurslardan geçirip, varlıklı yurttaşlar haline getirmektir.” (“Orhan Kemal Hayatı, Sanat Anlayışı, Hikayeleri, Romanları, Oyunları, Röportajları, Anıları”, Asım Bezirci) Roman, yine Orhan Kemal’in yazdığı senaryosuyla 1965’te ve 1984’te de sinemaya uyarlandı. “Murtaza üzerine vazife olmayan her şeye burnunu sokar. Mahallenin kedilerine dahi savaş açar. Çünkü o mahallede yolunda gitmeyen her olayı kendi otoritesine açılmış bir savaş olarak algılar.” (İstanbul Aydın Üniversitesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Büşra Kanoğlu’nun makalesinden.) |
(AS)