Gazeteciler Ahmet Şık, Nedim Şener, Soner Yalçın ile Yalçın Küçük ve Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı'nın aralarında bulunduğu 13 sanıklı Oda TV Davası’nın karar duruşması öncesi Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı.
Oda TV davası sanıkların gazeteci Ahmet Şık, "FETÖ ve PKK propagandası yaptığı" iddiasıyla Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Şık'ın gazeteci arkadaşları duruşma öncesi adliye önünde buluşma çağrısı yapmıştı.
Bir gazetecinin terörle ilişkisi olabilir mi?
Desteğe gelenler bianet’e konuştu:
CHP Parti Meclisi üyesi Sera Kadıgil: Önce Ahmet’in tutuklu olduğu yere bir bakmak lazım. Bu insan FETÖ ile mücadele ettiği için tutuklandı ve bedel ödedi. Şu an da bir de FETÖ’cü olduğu iddiasıyla hapishanede. Akıl almayacak bir durum. Bu kumpas yani Oda TV kumpası da, bütün tutuklayanları, gözaltına alanları, iddianameleri hazırlayanları zaten ya kaçak durumda ya da hapiste. Bugün beraat kararı alıp dönmeyi umut ediyoruz.
Oyuncu- Hak savuncusu Nur Sürer: Gazetecilik yargılanamaz diyoruz ama yaklaşık iki yıldır gazetecilik yargılanıyor. Esasında utanç verici bir şey. Geçen hafta dış işleri bakanı’nın açıklamasına göre 150’nin üzerinde gazeteci tutuklu değil demiş. Gazeteci olmadıklarını söylemiş. Ama 152 kişi de bizim bildiğimiz gazeteci. Bir gazetecinin terörle ilişkisi olabilir mi? Aynı şey akademisyenler için de geçerli. Hocalar yerlerde sürünüyor. Türkiye gerçekten en kötü dönemini yaşıyor. Bunun daha dibi yok.
Gazetecilik yapma koşulları ortadan kalkıyor
Gazeteci Kemal Göktaş: Bugün burada ne oluyor? Ahmet, Fetullah Gülen örgütüne üye olduğu iddia edilen bir davadan yargılanıyor. Bu, Gülen örgütünün kumpası. Ahmet buraya nereden getirilecek? Silivri’den ve Fetullah Gülen örgütünün propagandasını yaptığı gerekçesiyle. Ardarda saydığım bu cümleler bile trajikomikliğin ötesinde bir garip durumun olduğunu ortaya koyuyor. Maalesef Türkiye’de bunun gibi onlarca durum var ve bunu kanıksamış durumdayız. Olan biten FETÖ’sü de AKP’si de mevcut hakim olan bütün merciler gözlerini solculara, muhaliflere dikiyorlar. Ahmet de bunun örneklerinden biri. Ahmet FETÖ’ye karşı çıkarken de AKP’yi eleştirirken de kendi gazetecilik anlayışıyla devam ediyordu. Dolayısıyla bu gerçekleri ortaya koyduğu için hedef haline geldi. Ama Ahmet yine çıkacak. Ama önemli olan şu ki Türkiye’de gazetecilik yapma koşulları giderek ortadan kaldırılıyor.
Gazeteci Erk Acarer: Çok talihsiz bir şekilde Ahmet her dönemin mağduru. Bunun bir anlamı var aslında Ahmet Şık gazetecilik yapıyor ve sözünü saklamıyor. Her dönem Ahmet’i bulmaları onlar açısından değerlendirince çok akıldan uzak bir tutum değil. Ahmet Şık FETÖ’nün ipliğini pazara çıkaran adam. Şimdi ise FETÖ’den yargılanıyor, FETÖ’cü olmakla suçlanıyor. Aslında Türkiye’de hep söylenen hukuk garabeti… Çok az sayıda yayın kaldı. Çok az sayıda gazeteci kaldı.Gazetecilik halkın haber alma hürriyetini merkez alan bir meslek dalıdır. Bunu kimse unutmasın. Kimsenin reklam ajansı olmadık olmayacağız.
Bu davayı açanlar hapiste ya da ortada yoklar
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu: Oda TV davası 6 yıldır devam ediyor. Bu davayı açanlar şu anda hapisteler veya ortada yoklar. Ama o davanın sanıklarından bir tanesi o zamanda hapishanedeydi, şimdi de hapishanede. Aslında bu durum Türkiye’deki medya özgürlüğünü ortaya koyuyor. Ama şunu söyleyeyim Ahmet’in özelinde; Ahmet yine çıkacak gazetecilik yapmaya devam edecek.
Yazar Doğan Yurdakul: Ahmet kendi de söyledi. Yakında FETÖ açılırsa beni ondan da tutuklayacaklar diye. Ahmet’e taktılar. Sanırım geçen duruşma yaptığı savunma gerekçesiyle de cumhurbaşkanlığına hakaretten bahane buldular. Silivri’nin gediklisi oldu. Ama neticede beraat bekliyoruz. Zaten bu dava açıldığı anda çökmüş bir davaydı. Bu duruşma artık enkaz kaldırma duruşması olacak. Biraz gecikmiş enkaz kaldırma duruşması. (DS/NV)