İstanbul’da ziyaretlerde bulunan Rojava’nın Afrin Kantonu Eş Başbakanı Hêwi Mustafa, Dış İlişkiler Bakanı Süleyman Cafer ve Dış İlişkiler Bakan Yardımcısı Cihan Mihemed 78’liler Girişimi’nin düzenlediği “Afrin Kantonu Konuşuyor” başlıklı panele katıldı.
Cezayir Toplantı Salonu’nda gerçekleşen toplantının moferatörlüğünü 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can yaptığı panelde Süleyman Cafer Türkiye’ye neden geldiklerini, kantonların durumunu, Türkiye kamuoyu ve devletinden taleplerini; Cihen Mihemmed kanton öncesi ve sonrası yaşamlarını; Hevi Mustafa ise savaşın Afrin’e etkisini anlattı.
Afrin Kantonu dışında ilk ziyaretlerini Türkiye’ye gerçekleştiren yetkililer Türkiye’den, El-Nusra tarafından kuşatma altında olan Afrin ile Islahiye yakınlarında kapı açılmasını istedi.
Yetkililer basın mensuplarının soruları üzerine Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiğine yönelik duyumlar aldıklarını ancak bunun doğru olmamasını umduklarını söyledi.
Süleyman Cafer: İlk ziyaretimiz Türkiye'ye
“Afrin Kantonu yönetimi olarak kanton sınırı dışındaki ilk ziyaretimizi Türkiye’ye yaptık çünkü Türkiye halkı kardeşimizdir.
“Yönetimimize yönelik bir karalama kampanyası var. Bu ziyaretimizle aleyhimize olan karalama kampanyasını ortadan kaldırmak istiyoruz. Türkiye halklarına sesimizi duyurmak ve kardeş olduğumuzu belirtmek, mümkün olduğu kadar daha çok sivil toplum örgütleri, siyasi partilerle diyaloga geçip kendimizi anlatmak istiyoruz.
“Diğer talebimiz ise Türkiye ile aramızda kapının açılması ve insani yardımların ve insani alışverişlerin yapılması. Türkiye ile komşuluk ilişkilerini, insani ilişkilerimiz geliştirmek istiyoruz.
“ Afrin Kantonu’nun etrafı sarılmış durumda. Fakat kantonumuzun durumu şu anda iyi. Bütün kanton içindeki kurum ve kuruluşlarımız kanton içindeki halklarımıza hizmet etmeye devam ediyor. Kantonumuzu savunmak için savunma birliklerimiz de var.”
Cihan Mihemmed: Kürtler üzerinde yoğun baskı vardı
“ Baas rejimi Kürtler üzerinde ağır baskılar yürüttü. Kürtleri yok etme politikası güttü ve Kürtleri ortadan kaldırmak istedi. Suriye’de tek bir halk, tek bir bayrak, tek bir toplum yaratmak istediler. Kürtlerin haklarından bahsetmeleri güvenlik sorunu haline geldi, Kürtler üzerinde baskılar uygulandı, Kürtlerin haklarından söz edenler hapis cezalarıyla cezalandırıldı.
“Zindanlarında, cezaevlerinde Kürtler üzerinde yoğun baskı ve işkence vardı. Suriye’de devrim başlayınca Kürt halkı da bu fırsatı gördü. Devrimden önce illegal örgütlenmeler içindeydi, bu fırsat doğar doğmaz legal düzeye geçti ve kendi örgütlenmesini sağladı.
“Rojava’da tüm etnik, dini topluluklar birlikte”
“Rojava’da yaşayan dini ve etnik tüm topluluklar hoşgörü içinde birlikte yaşamlarını sürdürüyorlar. Tüm kurumlarda birlikte yer alıp tüm kurumları birlikte yönetiyorlar. Özellikle Afrin Kantonunda tüm dini ve ırki topluluklar kendilerine yer buldular. Gerek sivil toplum kuruluşlarında gerekse de askeri ve asayiş örgütlenmelerin hepsinde yer aldılar.
“Kürtler her üç kantonu birlikte oluşturdular; Cizire, Kobanê ve Afrin. Özellikle Afrin kantonuna gelenler buranın Suriye içinde cennet olduğunu söylüyorlar.
“Rojava’da ve özelikle Afrin’de kadınlar özel role sahip.”
Hêwi Mustafa: Barış istiyoruz
“Kurduğumuz kantonumuzdaki özerk demokratik yönetimimiz yanlış anlaşılıyor, yanlış anlatılıyor ve yönetimimize yönelik bir karalama kampanyası var. Biz bu demokratik özerk yönetim sistemimizde biz barış istiyoruz, halkların kardeşliğini savunuyoruz, herkesin toplumda ve yaşamda hakkının olduğunu savunuyoruz, inançlar arasında iyi ilişkiler ve karşılıklı hoşgörü ve bir saldırıyı düşünüyoruz, çevremizle komşularımızla iyi ilişkiler kurmak istiyoruz.
“Suriye’nin de parçalanmasını istemiyoruz. Biz çevremizle iyi ilişkilere dayanan bir komşuluk istiyoruz.
“Savaşı sevmiyor, savaş istemiyoruz. Fakat bize saldırıldığında biz kendimizi, halkımızı, yönetimimizi ve kantonumuzu savunmaya hazırız.
“Suriye’de savaş, Rojava’da kardeşçe yaşam var”
“Suriye’de ve çevremizde çok kirli, bedeli çok ağır olan bir savaş yürütülüyor. Suriye’nin her parçasında inanç savaşları var ve kardeş halklar birbirini boğazlıyor.
“Bunun aksi olarak Rojava bölgesinde tüm halklar birlikte barış içinde, kardeşçe yaşıyoruz. Herkes kendi kimliğiyle, diliyle, kültürüyle, kanton yönetimlerinde yerlerini alıyorlar.
“Türkiye ile kapıya acil ihtiyaç var”
“Biz istesek de istemesek de savaşın insanların yaşamları üzerinde etkileri oluyor. Devrimin başlangıcından beri Rojava’da her bölge her kanton saldırı ve tehlike altında. Afrin’de şu anda bir saldırı yok. Kuşatma yer yer beş, yer yer on metre ötemizde.
“Rojava halkı özellikle Afrin Kantonu’nda ambargolardan dolayı ve göçmenlerin sayılarının artmasıyla sıkıntılar yaşıyor.
“ Afrin’in nüfusu bir milyon civarındaydı, göçlerle bu sayı neredeyse iki katına çıktı. Devrimin başlangıcından beri bir ambargo sürüyor. Halkımızın ihtiyaçlarını kendi topraklarımızda ve öz kaynaklarımızda ürettiklerimizle temine çalışıyoruz. Afrin toprağının verimliliği ve halkımızın özgürlüğe olan iradesi bu ambargoyu boşa çıkarttı.
“Elimizdeki şartlar ve koşullar çerçevesinde hakların ihtiyacını karşılamaya çalışıyoruz. Türkiye ile aramızda bir kapı yok, Afrin sınırına yakın kapı ise çatışma altında. Türkiye ile olan sınır arasında bir kapıya acilen ihtiyacımız var. Bu konuda bakanlarla görüşme yaptık ancak henüz cevap alamadık. Bu kapı ile insanlığın yaşadığı sorunları iyileştirmeye ve düzeltmeye çalışacağız.
“Kantonumuzun durumu kurduğu sistem ile daha iyiye gidiyor. Kurduğumuz demokratik yönetim modelinin Suriye’deki sorunlara çözüm olacağını umuyor ve oradan tüm Ortadoğuya model olmasını istiyoruz.
“Kurduğumuz sistemin başarıya ulaşmasını istemeyenler var. Herkese sesleniyoruz, bu adımın yükünü Rojava halkının sırtına bırakmasınlar. Herkesin Kobanê’ye destek vermesini istiyoruz. IŞİD’in ortaya çıkardığı durum sadece Rojava’ya değil, tüm insanlığa yöneliktir.” (BK)