Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere bazı devletlerin misket bombalarının kullanımını, üretilmesini, stoklanmasını ve transfer edilmesini yasaklayan Misket Bombaları Sözleşmesi'ni* (CCM) imzalamama yönündeki tutumu ve silahların kullanımı için çalışmaları tepki çekiyor.
İsviçre'nin Cenevre'de kentinde, 114 ülkenin katılımıyla 14-25 Kasım arasında Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi'nin (CCW) dördüncü konferansı gerçekleştirilecek. CMM taraf ülkeleri, konferansta tartışılacak olan taslak halindeki yeni sözleşmenin, misket bombalarının kullanımının yolunu açacak yeni düzenlemeler içereceğini açıklayarak taslağa itiraz ediyor.
Kızıl Haç Başkanı Jakob Kellenberger, Reuters'a yaptığı açıklamada, Cenevre'de sunulacak taslağın, "uluslararası insani hukuk standartlarından geri adım atmak olduğunu" ifade etti.
ABD'li Senatör Dianne Feinstein de yaptığı yazılı açıklamada; konferansta, CCW taraf ülkelerinin misket bombalarını yasaklayan bir protokol üzerinde anlaşamamalarının sürpriz olmayacağını söyledi ve bu tutumun büyük ölçüde ABD kaynaklı olduğunu ifade etti.
2008'de dönemin Savunma Bakanı Robert Gates'in, misket bombalarını "faydalı ve meşru" olarak tanımlamasını örnek gösteren Feinstein, ABD'nin bu pozisyonunun, Çin ve Rusya gibi "uluslararası standartları kabule yanaşmayan ülkelerin tutumunun da üzerini örttüğünü" söyledi. İmzalamayı reddeden diğer ülkeler arasında, Brezilya, Hindistan, İsrail, Pakistan ve Güney Kore de var.
ABD'nin diğer ülkelere, misket bombasının kullanımına izin veren yeni bir sözleşmeyi imzalamaları yönünde lobi yaptığını ifade eden aktivistler, ülkelerin bu bombaların yasaklanmasından anlaşmaya varmalarını talep eden bir imza kampanyası başlattı. İmza kampanyası, 389 bin 197 imzaya ulaştı.
Türkiye: Gerekirse kullanırız
Toplam 111 ülkenin imzaladığı ve 1 Ağustos 2010'da yürürlüğe giren Misket Bombaları Sözleşmesi'ni imzalamayı ABD gibi reddedenler arasında Türkiye de var.
Ocak 2008'deki CCW oturumunda Türkiye adına yapılan sunumda, "misket bombalarına getirilen her türlü sınırlandırmaların yeni bir tedarik süreci ve alternatif silahlar için kaynak tahsisi gerektireceği için, 'kesinlikle gerekli olduğu hallerde' misket bombalarının kullanımına, stoklanmasına ve bulundurulmasına izin veren bir geçiş döneminin gerekli olduğu" belirtilmişti.
Misket Bombaları Koalisyonu (CMC) 2010 raporuna göre, misket bombaları ürettiği, ihraç ve ithal ettiği, stoğu bulunduğu ileri sürülen Türkiye, İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne (HRW) yolladığı yazıda, misket bombalarını kullanmadığını açıklamıştı.
Buna karşın, Mayınsız Bir Türkiye Girişimi, Türkiye'de halen misket bombası stoğu bulunduğunu, ancak anlaşmayı imzalamadığı için stoklarda ne kadar bomba olduğuna, bunların tipine, cinsine, nereden alındığına dair resmi bir açıklamanın da yapılmadığını ifade etmişti.
Mayıs 2008'de Dublin'deki toplantıya gözlemci olarak katılan Türkiye'den bir yetkili, stoklarla ilgili şunları söylemişti:
"Meşru bir düşmanla savaşta, misket bombaları alan hedeflerine karşı kullanılan en etkili silahtır ve stoklarımızda bu mühimmatlardan çok sayıda bulunuyor. Misket bombaları için uygun bir alternatif bulmadığınız sürece bu silahları öylece yasaklayamazsınız."
Kazan ve Zap'ta misket iddiası
Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde ve yapılan sınır ötesi operasyonlarda misket bombası kullanıldığına dair iddalar da öne sürülüyor. CMC'nin raporunda, Ocak 1994'te Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı sınır ötesi operasyonda, PKK'nin Zaleh kampına düzenlediği saldırıda misket bombası kullanıldığının basında çıkan haberlerden öğrenildiği bilgisi de yer aldı.
22 Ekim'de Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki Kazan Vadisi'nde yapılan ve kimyasal silah kullanıldığı iddia edilen hava operasyonunun ardından Zap'a yapılan bombardımanda, uçakların misket bombası attığı ileri sürüldü.
PKK'nin açıklamasına göre, 4, 14, 19 ve 20 Eylül'deki hava saldırılarında da misket bombaları kullanıldı. Açıklamada, misket bombalarının özellikle 2007'den bu yana yapılan sınır ötesi operasyonlarda sıkça kullanıldığı, Ocak 2009'da Kandil'e yönelik bir saldırıda fosfor içeren misket bombalarının kullanıldığı ileri sürüldü. Aynı saldırının 10 Nisan 2009'da da tekrarlandığı ifade edildi.
13-17 Eylül'de Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta yapılan Misket Bombaları Sözleşmesi toplantısında, taraf devletler ülkelerindeki misket bombası stoklarını belirtmesi ve misket bombaları tarafından yaralanan ve sağ kurtulan kişilere yardım fonu oluşturulması gibi konuları ele alınmıştı.
Misket bombası nedir?
* "Bomba içinde bomba" olarak bilinen misket bombası, hedefe atıldığında "ana bomba" infilak edince içindeki yüzlerce misket büyüklüğündeki bombacıklar çok geniş alana yayılarak arka arkaya infilak ediyor.
* Havadan ve karadan atılabilen, havada kırılarak açılan misket bombaları birkaç futbol sahası büyüklüğündeki alana 200 civarındaki bombacıkları bırakıyor.
* Mühimmatın atıldığı bölgedekiler ölüyor ya da yaralanıyor. Çok sayıda bombacık da hemen infilak etmemesi nedeniyle kara mayınları gibi yıllar sonra sivilleri öldürüyor ya da sakat bırakıyor.
* Savaşlar sonrasında da siviller için daimi tehlike oluşturan misket bombalarının kayıtlara geçen kurbanlarının çoğunu siviller, yaklaşık dörtte birini de çocuklar oluşturdu. Uluslararası sivil kuruluşlara göre misket bombaların kurbanlarının yüzde 98'i siviller, yüzde 27'si çocuklar.
* Misket bombalarının zarar verdiği sivillerin yüzde 60'ının, günlük faaliyetleri sırasında bu mühimmatın kurbanı olduğu belirtiliyor.
Misket bombaları bu yıl içerisinde, Kamboçya'daki Tai ordusu ve Libya'nın Misrata şehrindeki Kaddafi birliklerince kullanıldı. Şu ülkelerin stoklarında misket bombası bulunuyor:
Cezayir, Angola, Avustralya, Avusturya, Azerbaycan, Bahreyn, Belarus, Belçika, Bosna Hersek, Brezilya, Bulgaristan, Kanada, Şili, Çin, Hırvatistan, Küba, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Mısır, Eritre, Etiyopya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Hindistan, Endonezya, İran, Irak, İsrail, İtalya, Japonya, Ürdün, Kazakistan, Kore, Kuzey Kore, Güney Kore, Kuveyt, Libya, Moldova, Mongolya, Hollanda, Nijerya, Norveç, Umman, Pakistan, Polonya, Romanya, Rusya, Suudi Arabistan, Sırbistan ve Montenegro, Singapur, Slovakya, Güney Afrika, İspanya, Sudan, İsveç, İsviçre, Suriye, Tayland, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere, ABD, Özbekistan, Yemen.
* Misket Bombaları Sözleşmesi, ülkelerin etkilenmiş arazileri 10 yıl içinde temizlemesini ve stoklanmış silahları sekiz yıl içinde imha etmesini gerektiriyor. Aralık 2008'de Oslo'da imzalandı ve bağlayıcı bir uluslararası yasa olarak 1 Ağustos 2010'da yürürlülüğe girdi. 1997 tarihli Mayın Yasağı Anlaşması'ndan bu yana en önemli uluslararası silahsızlanma anlaşmasıdır.
* Misket Bombaları Sözleşmesi'nin orijinal metnine buradan ulaşabilirsiniz.