Arwa Mahdawi / Guardian
“Yalnız kalacaksın.” “Yaşlandığınızda kimse sana bakmayacak.” “Hayatın en büyük zevkini kaçıracaksın.” “Hiçbir zaman gerçekten tatmin olmayacaksın.” “Hayatın anlamsız ve sığ olacak.” “Herkes sana acıyacak. “Eğer çocuk sahibi olmamayı seçersen, sonsuza kadar pişmanlık duyacaksın.”
Çocuk sahibi olma konusunda kararsız olan hemen hemen her kadın yukarıdaki cümlelerin çeşitli varyasyonlarını duymuştur. Ya diğer insanlardan ya da kendi kafalarının içindeki küçük bir sesten. Çok açık bir şekilde ifade etmek gerekirse, kadınların anne olması için yoğun bir toplumsal baskı var.
Peki insanlar gerçekten çocuk sahibi olmadıkları için pişmanlık duyuyorlar mı? Yeni yapılan bir araştırmaya göre duymadıklarını ortaya koyuyor.
Geçtiğimiz yaz Michigan Eyalet Üniversitesi’nden araştırmacılar, eyaletteki her beş yetişkinden birinin, yani yaklaşık 1,7 milyon kişinin çocuk sahibi olmak istemediğini tespit etti.
Bunu, bu ayın başlarında yayınlanan ve kendi tercihleriyle çocuk sahibi olmayan kişileri daha derinlemesine inceleyen başka bir çalışma takip etti.
Görünüşe göre hepsi kararlarından oldukça memnun. Araştırmanın eş yazarı Jennifer Watling Neal yaptığı açıklamada, “Çocuk sahibi olmayan yaşça büyük yetişkinlerin, ebeveynlere kıyasla hayata dair daha fazla pişmanlık yaşadığına dair bir kanıt bulamadık” dedi. “Aslında, ebeveynlerin hayatlarıyla ilgili bir şeyleri değiştirmek istemeleri biraz daha olası.”
Bu, çocuk sahibi olanların hayatlarındaki seçimlerinden pişmanlık duyabileceklerini öne süren ilk çalışma değil. YouGov’un 2021 yılı verilerine göre her 12 İngiliz ebeveynden biri (%8) şu anda çocuk sahibi olmaktan pişmanlık duyduğunu söylüyor.
Pişmanlık duyma olasılığı en yüksek olanlar 25-34 yaş arası genç ebeveynler (en uykusuz grup olarak düşünülebilir) iken, en az pişmanlık duyanlar 55 yaş ve üzerindekilerdir. Benzer şekilde, 2013 yılında Gallup tarafından yapılan bir anket, 45 yaş üstü Amerikalı ebeveynlerin yaklaşık %7’sinin “yeniden yapmak zorunda kalsalar” hiç çocuk sahibi olmayacaklarını ortaya koyuyor.
Almanya’da da ebeveynler oldukça mutsuz görünüyor: 2016 yılında YouGov tarafından yapılan başka bir araştırmaya göre Alman annelerin %19’u ve babaların %20’si yeniden karar verme şansları olsa çocuk sahibi olmak istemeyeceklerini söylüyor.
Çocuk sahibi olmaktan pişmanlık duyduğunu söylemek hala büyük ölçüde tabu olsa da, son yıllarda daha duyulur hale geldi ve haberlere konu oldu. Facebook’ta 59.000 takipçisi olan “Çocuk Yaptığıma Pişmanım” adlı bir grup var ve konuyla ilgili akademik çalışmalar giderek artıyor.
2015 yılında İsrailli sosyolog Orna Donath, Regretting Motherhood (Annelikten Pişmanlık Duymak) adlı kitabıyla bir dizi manşete neden oldu: Kitap, 23 kadınla yapılan görüşmelere dayanıyor. Ebeveyn pişmanlığı ile ilgili haberlerin çoğunun aslında anne olmaya dair pişmanlk ile ilgili olduğunu fark edeceksiniz. Bunun nedeni büyük ölçüde, çocuk istemeyen erkeklerin o kadar da tuhaf görülmemesidir.
Elbette, heteroseksüel ilişkilerde ebeveynliğin büyük bir kısmı hala kadınların omuzlarına yüklendiği için de bu böyle-ebeveynlik, büyük kısmını siz yapmadığınızda çok daha kolaydır.
Bu da meselenin özüne iniyor: Ebeveyn pişmanlığı, çoğunlukla, insanların küçük canavarlar doğurup çocuklarından nefret etmelerinden kaynaklanmıyor, çocuk yetiştirmeyi zor ve göz yaşartıcı derecede maliyetli hale getiren sosyal yapılardan kaynaklanıyor.
Klişe ama doğru: Çocuk yetiştirmek için bir köy gerekir. Ancak çoğumuz köy yerine çekirdek ailelere ve bir ipotek kadar pahalı olan çocuk bakımına sahibiz.
Nihayetinde tüm bunlardan çıkarılacak sonuç, çocuk sahibi olmanın iyi ya da kötü olduğu değil, mutlu ve tatmin edici bir hayat yaşamanın tek bir yolu olmadığıdır. Ebeveynlik herkese göre değildir ve her zaman bir seçim olmalıdır. Ancak ABD’deki Cumhuriyetçiler bu seçeneği ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.
Yazının devamına buradan ulaşabilirsiniz.
(EMK)