“Mahpusun avukat görüşü, arkadaş görüşü ve aile görüşlerinden mahrum bırakılması, dışarıyla iletişim bağı olan telefon, faks ve mektup hakkının engellenmesi gibi uygulamalar insanlık onuruna aykırıdır.”
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 2022 yılı Temmuz-Ağustos-Eylül raporunu açıkladı.
Rapor, İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu’na gelen başvurular, avukatların hapishanelere yaptıkları ziyaretler, mahpusların yolladığı mektuplar ve mahpus-aile görüşmelerinden derlenen bilgilerle hazırlandı.
Derneğe İç Anadolu Bölgesindeki 25 hapishaneden 71 başvuru yapıldı.
Raporda, “İç Anadolu Bölgesindeki cezaevlerinde insanlık onuruna yakışır muamele yapılmamakta ve mahpuslar şiddet, hakaret ve kötü muameleye ve hak ihlallerine maruz kalmakta, hasta olanların tedavileri aksatılmakta, iletişim ve bilgi edinme hakları engellenmektedir” tespiti yer aldı.
10 ağır hasta mahpus hayatını kaybetti
İHD’nin belirlemelerine göre tespit edilebildiği kadarıyla 2022 yılı Temmuz-Ağustos ve Eylül Aylarında Türkiye hapishanelerinde en az 23 mahpus yaşamını yitirdi.
Rapordaki bilgilere göre, 10 mahpus ağır hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. 11 mahpus şüpheli şekilde yaşamını yitirdi, 4 mahpusun da intihar ettiği iddia edildi ve 1 mahpusun da ölüm nedeni bilinmiyor.
Ceza İnfaz Kurumları güncel verileri |
30 Eylül 2022’de Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün yayınladığı Ceza İnfaz Kurumları İstatistiklerine göre; Ceza İnfaz Kurumlarında toplam 283 bin 561’i hükümlü, 43 bin 399’u tutuklu olmak üzere kapalı ve açık ceza infaz kurumlarında 326 bin 960 tutuklu ve hükümlü bulunuyor. Açık Ceza İnfaz Kurumlarında 111 bin 804, Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında 215 bin 156 mahpus var. Erkek mahpus sayısı tutuklu/hükümlü: 311.322 Kadın mahpus sayısı tutuklu/hükümlü: 13.190 Çocuk mahpus sayısı tutuklu/hükümlü: 2448 |
Öneriler
Raporun sonuç bölümünde, çözüm öneriler şöyle sıralandı:
- Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir.
- Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
- AİHM’in Kaytan-Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.
- AİHS’in 14. maddesinde düzenlenen “Ayrımcılık Yasağı” ilkesine göre “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır.”
- Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir.
- Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.
- Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.
- Yeterli ve sağlıklı beslenmek temel insan hakkıdır. Sağlık sorunları olan mahpuslar, doktorlarca reçete edilmiş yiyecekleri alma hakkına sahiptirler. Cezaevi idareleri tarafından hasta tutuklu veya hükümlülere diyete uygun yemek sağlanmalıdır.
- Hapishanelerdeki sağlık personeli sayısı arttırılmalıdır. Hastaların havasız, kışın soğuk, yazın sıcak ringler ile hastaneye sevk edilmesi, hastane önlerinde ringler içerisinde saatlerce bekletilmesi uygulamalarına son verilmelidir. Ağır hastaların ring araçları ile değil ambulansla hastanelere sevki sağlanmalıdır. Tek kişilik ring aracı tamamen kaldırılmalıdır.
- Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır.
- Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır.
- Her hasta mahpusun tıbbi etik gereği, her hastaya uygulanması gerektiği gibi, mahremiyetine saygı gösterilen bir ortamda, insan onuruna yakışır bir şekilde sağlık hizmeti alma hakkı vardır.
- Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.
- Hasta mahpusların infaz ertelemesinin önündeki engel teşkil eden infaz kanununun 25. maddesindeki “infaza ara verilemeyeceği”ne dair düzenleme ile 107. maddenin 16 fıkrasındaki düzenleme kaldırılmalıdır.
- Hastalık nedeniyle infazı ertelenen mahpusların tedavileri için sağlık sigortaları devlet tarafından karşılanmalıdır.
İHD Ankara Şubesi’nin 3 aylık raporunun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
(AS)