Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın düzenlediği “2010’larda Erkek Şiddetine Karşı Kadın Sığınakları ve Dayanışma Politikaları: Türkiye’den ve Avrupa’dan Deneyim Paylaşımları” başlıklı uluslararası konferansa, 11 ülkeden 40 kadın ve LGBTİ örgütünden 200 kişi katıldı.
Almanya, Avusturya, İsveç, Polonya, Macaristan, İngiltere, Bulgaristan, Polonya, İspanya ve Türkiye’den kadına yönelik şiddet alanında mücadele eden kadın örgütleri deneyimlerini paylaştı.
Konferansın önemli çıktılarından biri, kadın örgütlerinin biriktirdiği deneyimleri ve yaklaşımları önemseyen devletlerin kadına yönelik şiddetle mücadele daha etkin bir model oluşturabildiği oldu. Viyana modeli de bunun örneklerinden biri.
Viyana modeli
Viyana Aile İçi Şiddete Karşı Müdahale Merkezi’nden Tamar Çıtak, Müdahale Merkezinin öneminin başta devlet tarafından anlaşılmadığını ancak mücadeleleri sonucunda devletin müdahale merkezlerinin önemini kabul etmek zorunda kaldığını paylaştı.
Şu anda Avusturya’da 9 müdahale merkezi bulunuyor; bu merkezler bağımsız kadın örgütleri tarafından yürütülüyor ancak masraflarının tamamı devlet tarafından karşılanıyor.
Avusturya’da şiddete maruz kalan bir kadının izlediği süreç ise şöyle:
* Polis en geç 48 saat içerisinde Müdahale Merkezine bildiriyor
* Polisin bildiriminden sonra, Müdahale Merkezi kadınla bire bir iletişime geçiyor ve ihtiyaç duyduğu destekleri sağlıyor. Bu desteklerin sağlanması aşamasında ev içi şiddete karşı çalışan kurumlar düzenli olarak bir araya geliyor, vaka ile ilgili bilgileri birlikte değerlendiriyor, alınan kararları birlikte uyguluyorlar.
Avusturya modeli üzerinden toplantıda en çok konuşulan konulardan biri de, güvenlik gerekçesi ile adres bilgilerini gizlemek isteyen bir kadının bunu tek bir dilekçe ile yapabiliyor olmasına imkân tanıyan, kurumlar arası koordinasyonun varlığı oldu. Çıtak, adresini gizleyen hiçbir kadının şiddet uygulayan erkek tarafından bulunduğu bir vaka ile karşılaşmadıklarını paylaştı. Türkiye’de ise bu büyük bir sorun.
Hürriyet Acil Yardım Hattı
Türkiye’de, şiddete maruz kalan kadınlara 7/24 psikolojik, hukuki ve sosyal destek veren tek acil yardım hattı olan Hürriyet Acil Yardım Hattı’nın kurucularından Neşe Hacısalihoğlu “Hürriyet Acil Yardım Hat’ı 31 Ocak 2015 tarihinde bir sivil toplum kuruluşuna devredildi ve ne yazık ki Hat kapanmamış olsa da, kurulan bu model şu anda maddi yetersizliklerden dolayı sürdürülemiyor” dedi.
Hattın diğer acil yardım hatlarından farkları ise şunlardı:
* Şiddet konusunda telefonda psikolojik destek veren ve bir vakayı baştan sona takip eden tek hat olması,
* Hat görevlilerinin her birinin tüm vakaları bilmesi ve takip etmesini sağlayan bir kayıt ve izleme sistemi olması,
* Vaka her kurumdan ayrı ayrı takip edildiği için hatalı ya da eksik işlemler belirleniyor ve müdahale için gerekirse ilgili kurumun üst düzey yetkililerinden destek almasıydı.
Şiddetten uzak yaşamlar kurmak
İsveç Ulusal Kadın Sığınakları Organizasyonu’ndan( Roks) Zozan İnci, hakim düşüncenin aksine kadına yönelik şiddetin İsveç’te de yaygın bir toplumsal sorun olduğunu paylaştı.
İsveç Ulusal Suç Önleme Konseyi’nin (Swedish National Council For Prime Prevention) 2013 yılı rakamlarına göre, İsveç’te 20 dakikada bir, bir kadın şiddete maruz kalıyor, her gün 100 kadın tecavüze maruz kalıyor, tecavüzlerin ise sadece %23 kayıt altına alınabiliyor. İsveç, Dünya Ekonomik Forumun’un 2015 Küresel Toplumsal Cinsiyet Uçurumu Raporu’na göre, toplumsal cinsiyet eşitliğinde Dünya genelinde dördüncü sırada yer alıyor. (ÇT)