Uçaktaki yakıtın miktarı ve kulelere hangi irtifada çarpmak gerektiğinin teknik bilgisine sahip oldukları anlaşılan korsanlar ikiz kuleleri tamamen çökertmeyi ve Pentagon'da kocaman bir delik açmayı başardılar. Bunu 5 bin dolayında olması muhtemel can kaybı, bir yığın yaralı ve ruhsal sarsıntıya uğramış insan izledi. ABD hava ulaşım ağı ve finans kurumları fiilen beklemede, henüz açıklanmamış kısa ve uzun vadeli ekonomik hasar söz konusu.
Saldırının başarısı
Bu saldırı hakkında söylenmesi gereken ilk şey saldırının gözü pekliği ve kayda değer başarısı. Bir grup insan, ideolojileri ve şahadete erme azimleriyle dünyadaki bütün istihbarat teşkilatlarını kıskandıran bir yıkıcı eyleme giriştiler. ABD'ye girdiler, kıta aşırı uçuşa yöneldiği için yakıt depoları dolu olan 4 uçağı neredeyse havaalanından ayrılırlarken aynı anda bıçakla ele geçirip hedeflerine yönlendirmeyi başardılar. Ne CIA ne FBI, ne askeri haber alma ne de başka birisi bu eylemi öngörüp, bu grubu durdurmak için bir şeyler yapabildi.
Sonuçta tarih boyunca terörist saldırılar olarak adlandırdıklarımız içinde en yıkıcı olanı gerçekleşti. Önceki saldırılarda ölü sayısı 400'ün üzerine çıkmamıştı. Hatta sıkça bu olayla karşılaştırılan ve bir devlerin askeri güçlerince yönlendirilen Pearl Harbour'da bile can kaybı bu kadar olmamıştı. Ayrıca, bu 1864-1865 İç Savaşından beri ABD sınırları içinde gerçekleşen ilk savaştı. ABD, İspanya-Amerika Savaşı, 1. ve 2. Dünya savaşları, Kore ve Vietnam savaşları gibi birçok savaşa girmiş ve bütün bu savaşlar ABD sınırları dışında gerçekleşmişti. Gerçek şu ki bu savaş New York ve Washington sokaklarında oldu ve Amerikalılar üzerinde muazzam bir şoka yol açtı.
Ladin ABD'nin "kağıttan kaplan" olduğunu ispatlamak istedi
Peki, Neden? Hemen hemen hemen herkes saldırının sorumlusu olarak Usama bin Ladin'den söz ediyor. Ladin'in daha önce de bu tür saldırıları gerçekleştirme niyetini açıklamış olması ve ABD yetkililerinin bunu doğrulayacak kanıtları çok geçmeden üretebilecek olmaları dolayısıyla bu varsayım akla yakın görünüyor. Şu halde Ladin ABD'ye yönelik bu olağanüstü saldırıyla ne elde edebileceğini umuyordu? Bu saldırı pekala Ladin ve başkalarının ABD'nin bütün dünyada ve özellikle Orta Doğu'da işlediği kötülüklere beslenen öfke ve öç alma isteğinin ifadesi olarak görülebilir. Bin Ladin bu tip bir eylemle ABD hükümetini bu politikalarından vazgeçmeye edebileceğini düşünmüş olabilir mi? Ladin'in bu eyleminin bir tepki olarak düşünebileceğini sanacak kadar saf olduğundan şüpheliyim. Başkan Bush bu saldırıyı bir savaş eylemi olarak kabul ettiğini söylüyor, şayet olayın faili Ladin ise büyük olasılıkla o da bu konu da hemfikirdir. Savaşlar düşman ikna edilip tavrını değiştirsin diye değil, tersine düşmanı bunları yapmaya zorlamak için yapılır.
Kendimizi bin Ladin'in yerine koyup durumu onun aklıyla anlamaya çalışalım: Bu saldırıyla neyi ispatladı? En belirgin şey Ladin'in dünyanın en sofistike, en güçlü askeri donanımına sahip tek süper gücü ABD'nin vatandaşlarını bu saldırıdan korumakta aciz kaldığını ispatlamış olması. Yine aynı şekilde bu eylemin ardında onun olduğunu varsayacaksak Ladin aslında açıkça ABD'nin bir "Kağıttan Kaplan" olduğunu önce ABD halkına sonra dünyadaki herkese göstermek istemiştir.
ABD'nin yapabileceği fazla bir şey yok
Şimdi bu Ladin için olduğu kadar ABD hükümeti için de açık. Elbette karşılığı da açık olacak. Başkan Bush bunun karşılığının sert olacağını söylüyor, ABD'de hem Demokrat hem Cumhuriyetçi partiden siyasi seçkinler kendisine hiç tereddüt etmeden vatanseverce onay sundular. Aynı şekilde şimdi de Amerikan hükümetinin bakış açısından durumu düşünelim. Neler yapabilirler? En kolay şey saldırının kınanmasıyla elde edilebilecek diplomatik destek ve ileride olabilecek bir karşı saldırının meşruiyeti. Bu Powell'in söylediği gibi tamı tamına onun yapıyor olacağı şey. ABD şimdi bunun hasadını devşiriyor. NATO, yürürlükteki anlaşmanın 5. maddesi doğrultusunda ABD'ye yönelik bir askeri saldırı durumunda -ki böyle olduğunu olduğunu düşünüyorlar- ABD talep ederse bütün üye ülkelerin karşı saldırıya askeri destek vereceğini açıkladı. Irak dışında Afganistan ve Kuzey Kore de dahil bütün hükümetler saldırıyı kınadılar. Arap ve Müslüman devletlerin ABD'yi desteklemeyeceklerine ilişkin yaygın kanı doğru olmakla birlikte ABD buna kulak asmayacaktır
Şu andaki gerçek ABD'nin bu diplomatik desteği elde ettiğidir, belki sonra zorla da olsa bir Birleşmiş Milletler kararıyla bin Ladin'i yerinden sarsacaktır. Diplomatik destek Amerikan halkı için de yetersiz kalacak gibi gözüküyor, Amerikalılar daha fazlasını talep edeceklerdir. Fazlasını istemek bir bakıma bir çeşit askeri hareket anlamına geliyor. Ama ne tür bir harekat ? Amerikan hava kuvvetleri kimi bombalayacak? Şayet saldırının arkasındaki kişi Ladin ise, kanıtlarla ortaya çıkabilecek bilgiye bağlı olarak sadece iki olası hedef beliriyor: Afganistan ve/veya Irak. Verilecek hasarın boyutu ne olabilir? Yarı-harap Afganistan pek zahmete değmez gözüküyor. ABD can kayıplarına yol açabileceği gibi birçok nedenden dolayı Irak'ı bombalamaktan alıkonuldu. ABD başka bir yeri bombalayabilir. Bu ABD halkını ve dünyanın geri kalanını ABD'ye saldırmanın korkunç sonuçlar verebileceği konusunda ikna edebilecek mi? Bundan kuşkuluyum?
Açıkçası ABD'nin yapabileceği fazla bir şey yok. CIA yıllardır Castroyu yok etmeye çalışıyor, ama o hala yerinde duruyor. ABD şimdi de yıllardır bin Ladin'i arıyor, o da hala yerinde. ABD ajanları günün birinde onu öldürebilir ve bu durum bu özel operasyonu yavaşlatabilir. Hatta bu birçok insana haz da verirdi. Ama sorun bir bütün olarak yerinde durmaya devam ederdi. Açıkçası yapılması gereken tek şey siyasi. Fakat ne? Burada ABD içinde hatta bütün Batıda uyum yok. Şahinler bu olayın Sharon'un ve bugünkü İsrail hükümetinin haklılığını ispatladığını söylüyorlar; "Onların" hepsi terörist, ve onları kontrol altına almanın yolu şiddetle karşılık vermek. Bu Sharon için iyi işlemiyor . Neden George W. Bush için iyi işletilmesin?
Savaş sürecek
Bush bunun bedelini Amerikan halkına ödettirebilir mi? Bu tip bir savaş çığırtkanlığı tarzı ucuza mal olmaz. Öte yandan, barış yanlıları "müzakere" ile ele alınabilecek bir olayda bu yönteme başvurulmasını zor buluyorlar. Kimle müzakere edilecek ve nasıl bir sonuç elde etmek için? Hafta boyunca basının verdiği adla söylenecek olursa "savaş" kazanılabilir ya da kaybedilebilir, ama açık ki savaş sürecek.
Kişisel güvenliğin zedelenmesi şimdi belki Amerikan halkını ilk kez sarsacak bir gerçeklik olabilir ama bu zaten dünyanın başka yerlerinde süre giden bir gerçeklikti.
Asıl mesele: Sistemin krizi
Dünya sisteminin bu kaotik bocalamalarının temelinde yatan siyasal mesele medeniyet ile barbarlık arasındaki karşıtlık değil. Ya da en azından herkesin kendi tarafını medeni, "ötekini" ise barbar olarak gördüğünü, idrak etmeliyiz. Olup bitenlerin altında yatan asıl konu dünya sistemimizin krizi ve alternatif bir dünya sisteminin nasıl kurulabileceği mücadelesidir. Bu Amerikalılarla Afganlar ya da Müslümanlarla karşılarındakiler arasında bir çekişme değil, nasıl bir dünya inşa etmek istediğimize ilişkin farklı yaklaşımlar arasındaki bir mücadeledir.
Söylenenlerin tersine 11 Eylül 2001 gezegenimizdeki çoğu insan için yakında başlayacak karanlık bir dönem boyunca sürecek uzun erimli bir mücadele içinde küçük bir vaka olarak kalacak gibi gözüküyor.