İşler her açıdan kötü gidiyorsa realistler maksimum hedeflerini bir kenara bırakır ve en azından onları idare edecek kritik bir kazanımın peşinde koşarlar. Öyleyse çözümleyici olacak soru, George W. Bush için kesinlikle kritik olanın ve Mukteda El Sadr için kesinlikle kritik olanın ne olduğu sorusudur.
Bush'la başlayalım; öncelikle retoriği ve işgalin başındaki amaçlarının ne olduğunu unutalım. Bugün nerede olduğuna bakalım. Bush, Irak Savaşı konusunda Amerika'daki yaygın desteği kaybetmiş durumda (son anketlere göre üçte bire kadar düştü) ve tüm işaretler burada askeri bir yükseliş yakalanamadığı taktirde yaz sonunda bu rakamların daha da aleyhe döneceğini işaret ediyor. Askeri duruma gelince, Irak'taki Amerikan askerlerinin komutanı General Petraeus, batan geminin uyanık kaptanı olacak gibi görünüyor. Birleşik Devletlerin Irak politikası ile ilgili hiçbir tercihinin de gerçekleşmediği görülüyor. Cumhuriyetçi Parti bunun için 2008 seçimlerinde çok ağır bir bedel ödemeyi göze almış oluyor.
Öyleyse Bush'un yerinde olsaydınız neyi kurtarmaya çalışırdınız? ABD'nin uzun "Irak'taki hedefler" listesinin en başında, ülkede uzun ömürlü bir ABD üssünün kurulması geliyor. ABD'deki politikayla ilgili olarak bakıldığında Bush, 2008 seçimlerindeki negatif etkiyi şüphesiz en aza indirgemek isteyecektir. Bunların öncelikli iki şey oldukları düşünülürse, nasıl gerçekleştirilebilirler? Henüz sızan bir haber nasıl bir entrika tertiplendiğini bize gösteriyor.
Eğer, 2008'in başında Birleşik Devletler bulundurduğu asker miktarını yarıya düşürdüğünü ve askerlerini ön cephe faaliyetlerinden büyük ölçüde çektiğini ilan ederse sonuç ne olurdu? İlk olarak, Demokratlar'ın, ABD'nin can kayıplarının ve katılımının azalması için hiçbir şey yapılmadığını söyleyen eleştirileri köreltilmiş olur. İkinci olarak bu, Demokratları Irak'taki uzun dönemli Amerikan üslerini uygun görüp görmediklerini açıklamak durumunda bırakarak rahatsız edici bir duruma sokar. Olasılıklar, Demokrat liderlerin birçoğunun ya da çoğunun bunu destekleyeceği yönündedir. Olasılıklar aynı zamanda 2009'da seçilen Demokrat bir başkan olsa bile, böyle bir politikayı sürdüreceğini gösteriyor.
Birleşik Devletler böyle bir durumda ne kaybeder? Muhtemelen Irak politikasına gün be gün müdahale etme yetisini kaybeder. Bunun yanında, bir başka kayıp da Bush'un (ve Demokratların) Iraklı parlamenterlerden kanunlaştırmalarını istediği petrol yasa tasarısı olur. Bu, muhtemelen İran'ın Irak'taki yumuşak gücünün de artmasına yol açar. Ne var ki Birleşik Devletler üsler kurarak, Cumhuriyetçi Parti'nin Irak fiyaskosunun vebalini yumuşatacaktır.
Birleşik Devletler bunu yapabilir mi? İşte Mukteda El Sadr'ın karşı planı (ya da karşı entrikası) da burada devreye giriyor. Bir kez daha, retoriği ve El Sadr'ın 2003'te istediklerini unutalım. Açmazlarına bakalım Askeri ve politik olarak kuvvetliyse de Irak içinde güçlü muhalifleri de var. Sahip olduğu örgüt tümüyle kendi kontrolünde değil. Birleşik Devletler alelacele çekilirse ortaya çıkacak daha büyük bir kaostan, güçlenerek çıkacağı kesin değil.
Öyleyse özet olarak istediği nedir? Birleşik Devletlerin tamamıyla çekilmesini ve oldukça güçlü bir merkezi hükümeti arzu ediyor. Kuşkusuz o bir Şii lideri ama aynı zamanda Iraklı bir milliyetçi. Tabanı Bağdat'ta ve fazla federalizm varlığını fazlaca tehdit eder. Bu durumda neyle yetinebilir ve bunun için nasıl bir entrika çevirir?
Entrikası, çok alenen oluştuğu için gayet nettir. Sünni direnişle anlaşmak istiyor. Onun ve direnişçilerin üç ortak çıkarı var: Birleşik Devletler askerinin gitmesini sağlamak, kontrollerinden çıkmakta olan Sünni-Şii arası şiddete engel olmak, görece güçlü bir merkezi hükümet oluşturmak. Bu pazarlık aynı zamanda hükümette daha geniş Sünni (hatta Baasçı) katılımını içermek durumunda. Bunun yanında Irak'taki El Kaide unsurlarının da temizlenmesi için ortak eylemi de içerir. Bu, petrol yasa tasarısı meselesinde ABD'nin kaybı demektir. Bunu söylemek, Irak'ta neredeyse hiç kimsenin, her ne kadar farklı nedenlerle olsa da, petrol yasa tasarısını onaylamadığı düşünülürse muhtemelen kolaydır. ABD üslerine de karşı çıkacaklardır.
El Sadr, böylece neden vazgeçmiş olur? En başta, Baasçılara duyduğu derin düşmanlığından. Bunu becerebilir mi? İçeride buna karşı çok çeşitli engeller var: Şii rakipleri, Kürtler, Birleşik Devletler ve belki de İranlılar. Fakat Irak Milliyetçiliği sloganını sürdürürse bunun sonunda Irak'ta derin yankıları olacaktır.
Bu iki entrika 2008 ve 2009'da açıkça çarpışmaya başlayacak. Hangisinin galip geleceği ise şimdiden kestirilemez. (IW/AT/TK)
* Wallerstein'in 1 Haziran'da binghamton.edu adresinde yayınlanan yazısını, Açelya Temel sendika.org için Türkçeleştirdi.