10 Ekim 2015’te Ankara'da 101 kişinin öldüğü barış mitingine düzenlenen canlı bomba saldırısının davasında dördüncü oturum bugün gerçekleşti.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma sanık ifadeleri ve sorgularıyla devam etti..
Müşteki avukatların ve savcının talebi üzerine tutuksuz sanık Suphi Alpfidan'ın tutuklanmasına karar verildi. Dördüncü oturumda altı sanık ifade verdi.
7 Kasım’da başlayan duruşmanın şimdiye dek gerçekleşen üç oturumunda sanık avukatları söz almış, dört sanık ifade vermişti.
Duruşma yarın (11 Kasım) saat 10.00'da devam edecek.
TIKLAYIN: ANKARA'DA HAYATINI KAYBEDENLERİN HİKAYELERİ
Sanıkların ifadeleri
Duruşma, Nihat Ürkmez’in ifadesi ile başladı.
“Ben savcılıkta 'Eğer bir bağlantım görülürse her cezaya razıyım’ demiştim. İddianamede beninle ilgili hiçbir şey yok. Suriye’deki bir fotoğrafın benim olduğu söyleniyor. Patlamadan üç ay önce adli kontrol sebebi ile emniyete sürekli imza veriyordum.
“Ben haftada iki gün imza gidiyordum sürekli kayıt altındaydım bana iftira atılıyor. Ben Suriye’ye girip çıkmış olsaydım istihbaratta mutlaka bilgisi olurdu. Sadece İHH [İnsani Yardım Vakfı] aracılığı ile aşçı olarak Suriye’ye gittim.
“2008 yılında ilim öğrenmek için Şam'a gitmiştim. 2013 yılında Kilis’in karşısındaki İHH kampına gittim aşçı olarak."
Tutuksuz sanığa tutuklama kararı
Sanık Suphi Alpfidan ifadesinde şöyle dedi.
"Benim olayla ilgim yoktur. Ben Gaziantep'te emlakçılık yapıyorum. Yakup Karaoğlu emlakçıdır. Onu tanıyorum o Resul Demir ve Halil İbrahim Alçay ile arkadaştır, Yakup benimle tanıştırdı. Bu olaylardan önce emlak işi durgundu. Resul Demir gümrük ihalelerine girerim dedi. Halil İbrahim Durgun benden depo istedi. Yunus Durmaz ve Halil İbrahim Durgun depo işi ile gelmişlerdi. Birbirlerine şıhım diye seslenirlerdi onu duyardım."
Duruşmaya ara verileceği esnada tutuksuz sanık Suphi Alpfidan hakkında tutuklama talep edildi. Savcı mütalaasında tutuklama talep etti. Mahkeme tutuksuz yargılanan sanık Suphi Alpfidan'ın tutuklanmasına karar verdi.
"AK Parti'ye üyeyim"
Sanık Mehmettin Baraç şöyle konuştu:
"Polis bana Bağdadi’ye mektup gönderdiğimi söyledi, ona mektup göndermiş olsaydım senle değil Hakan Fidan’la muhatap olurdum dedim.
"Evimde bulunan bayrak İslam’ın peygamberin mührüdür. IŞİD bayrağı değildir.
"Ben Suriye'ye üç kez kaçak gittim. Gitmemin sebebi kardeşimin kayıp olmasıydı. Suriye'ye gittiğimde IŞİD'liler beni alıkoydu. 14 gün tutuklu kaldım daha sonra bana ‘Kardeşin burada değil, git’ dediler. Kardeşime bakmak için Kobanê kısmına da gidecektim ama polis bana ‘Sakın gitme onlar seni IŞİD'e teslim eder’ dedi gitmedim. Kardeşim IŞİD'de midir, PYD'de midir ben hala bunu bilmiyorum.
"Benim bu dosya ile bağlantım yoktur. Dosyamın ayrılmasını talep ediyorum. Bingöl'deki davamda kardeşimle konuşmalarım var. Benden para istemişti ama IŞİD tarafında değil Türkmen tarafındayım diyordu. Kardeşimin kayıp olduğuna ilişkin ağabeyim Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne dilekçe vermişti.
"Ben tutukluluğuma itiraz ettim ancak hiçbiri kabul edilmesi bende bunun üzerine avukatıma sordum niye böyle bu durum diye. O da bana emniyet ifadeni hatırlamıyor musun dedi ve ifademi bana verdi. Ben bu ifadeyi okuyunca şok oldum. Ankara TEM'de bana Ankara Garı patlamasına iştirak etmişsin bir de Bağdadi'ye mektup göndermişsin dediler. ana ilaç yemek vermediler o yüzden ben TEM'de ne dediğimi hatırlayamıyorum bu yüzden de ifademin bir kısmını kabul etmiyorum.
"Bana IŞİD’çilerin cenazesine gitmişsin diyorlar evet gittim ama IŞİD’çi filan diye değil arkadaşım öldüğü için cenazesine gittim. Benim PKK’li arkadaşımda dağda öldü onun da cenazesine gittim şimdi ben PKK’li mi olacağım.
"Bu dosyadan ayrılarak dosyanın Bingöl'deki dosya birleştirilmesini ve tahliyemi talep ediyorum."
Müşteki avukatlarının üye olduğun bir siyasi parti var mı sorusunu "Evet AK Parti'ye üyeyim" diye yanıtladı.
"Dokuz bin dolar çok değildir"
Sanık Erman Ekici “İddianamede şahsıma ait hiç bir şey yok Yunus Durmaz'ın belgelerindeki Ebu Talha kod ismi bana atılmış. Ben sadece örgüt üyeliğinden yargılanıyorum. Benim dosyamın Ankara dosyasından ayrılmasını istiyorum başka söyleyeceğim yoktur. Yunus Durmaz'ı mahalleden tanırım. Yakup Karaoğlu'nu da emlakçı olduğundan bir arsa işi için tanıdım. Ben zaten işitme engelliyim hangi örgüt beni eğitmen olarak alır ki” dedi.
Müşteki avukatlarından Tugay Bek’in “Yakalandığında sende dokuz bin dolar var bunu nasıl elde ettin?” sorusuna “Türkiye'nin en refah olduğu zamanda bu para çok değildir” yanıtı verdi.
Avukat’ın “Üzerindeki silahı neden aldın?” sorusu üzerine “6-7 Ekim olaylarında PKK sempatizanlarının olayları sebebi ile silah almıştım” dedi.
"HÜDA PAR üyesiyim"
Sanık Yakup Karaoğlu suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
"Ben HÜDA PAR üyesiyim. Oy kullanırım sigara içerim IŞİD bunları kabul etmez. Ben Genç muvahhitlere gittim ama esnaf adam olduğum için her türlü çevreye giderim ve burada da yemek filan yemeye gitmiştim."
"Beni çocuklarımla tehdit etti"
Sanık Metin Akaltın da suçlamaları kabul etmedi.
"Hiçbir terör örgütü ile alakam yoktur. Ben kasabım, Halil İbrahim Durgun bana haftada bir koyun kestiriyordu. Tek ilişkim budur. Ankara olayından sonra benim evimde saklanmak istedi. Ben kabul etmedim ama beni çocuklarımla tehdit etti. Evden çıkmamam için kapıya iki kişi bıraktı. Evden çıkmam halinde bizi öldürmelerini emretti. Bizde kaldığı günün sabahı alışveriş bahanesi ile dışarı çıktık. AVM önünde beni gören polislere her şeye ben bizzat anlattım.
"Beni gözaltına alan polisler çocuklarımın ve eşimin patlamada yaralandığını ve öldüğünü söylediler. İfademi böyle aldılar. Polisler bana istediklerimizi söylersen çocuklarını tedavi ettiririz dediler. Önceki ifadelerimi tehdit altında verdiğim için kabul etmiyorum. İfademi alan polisler FETÖ’cüdür. Bana kumpas kurdular."
Sanık Akaltın'a cihat kamplarından görüntüleri gösterildi, "Kesinlikle ben değilim" yanıtı verdi. Mahkeme başkanı, "Bilirkişi senin olduğunu tespit etmiş" dedi.
Akaltın, avukatların sorularını cevaplamayacağını söyledi.
İddianameden
Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016’da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi.
İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme” suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. (BK)
* Haberin hazırlanmasında 10 Ekim Katliamı Davası, Demokrasi için Hukuk, ÖHD Ankara Twitter hesaplarından yararlandık.
** Fotoğraf: Emre Şenoğlu / Ankara / AA