Ankara'da 10 Ekim 2015’te barış mitingine düzenlenen ve 101 kişinin öldüğü bombalı saldırıyla ilgili davanın görülmesine bugün devam edildi.
Davanın dün görülen altıncı duruşmasında sanık ifadeleri alınmıştı. Bugün saat 10.00’da başlayan yedinci duruşmada da müştekiler konuştu.
TIKLAYIN: ANKARA'DA HAYATINI KAYBEDENLERİN HİKAYELERİ
Biber gazı atılmasından da şikayetçiler
Müştekilerden Ağa Bayar “Tüm sorumlulardan şikayetçiyim. Bomba sonrası atılan gazlar nedeniyle de ölenler oldu. Onlardan da şikayetçiyiz” dedi.
Müşteki Ali Karaçay ise 20 Temmuz Suruç saldırısı ile Ankara saldırısının bağlantılı olduğunu söyledi, saldırı sonrası atılan gazlar nedeniyle ambulansların alana uzun süre giremediğini ifade etti.
Olay sırasında alanda olan ve yaralı kurtulan Ayşegül Duman, “Patlama sonrası ben yere düştüm, önce biber gazı sandım. Başımı sakladım. Ama biber gazı etkisi yoktu. Çevreme baktım ve gerçek bomba olduğunu anladım. Burnuma yanık kokusu geldi. Meğer yanan arkadaşlarımızın bedeniymiş... O koku o günden beri burnumda. 16 aydır susuyoruz... Buraya hiç bir ana evladını yitirmesin diye geldik” dedi.
Evrensel gazetesinin haberine göre, ölenlerin yakınları ve yaralı kurtulanların beyanlarının ardından ara verilen duruşma 14:00’te devam etti.
Sanıklardan biri “Yasin Börü” diye bağırdı
Müşteki avukatları duruşmada öldürülenlerin ismini okurken sanıklarından biri “Yasin Börü” diye bağırdı. Bunun üzerine müştekiler sanıklara tepki gösterdi. Duruşma salonunda arbede çıktı, sanıklar kendilerine tepki gösteren ailelere su şişesi fırlattı.
Duruşma salonunda yaşanan gerilim üzerine duruşmaya ara verildi.
Avukatlar erteleme kararına itiraz etti
Duruşma salonunda devam eden gerilim nedeniyle mahkeme heyeti duruşmayı sona erdirdi. Duruşmanın yarın saat 10.00'da devam etmesi kararına avukatlar itiraz etti ve müştekileri yeniden salona çağırdılar. Bunun üzerine mahkeme duruşmanın devam etmesine karar verdi.
Duruşma salonunda gerilime neden olan çevik kuvvet polisleri aranın ardından salona alınmadı. Çevik kuvvet yerine salonda adliye polisi görevlendirildi.
AKP Gençlik Kolları üyesi
Duruşmada “Yasin Börü”nün adını söyleyen sanık Mehmedin Baraç, ilk duruşmada da Yasin Börü’den söz etmişti.
Baraç ifadesinde de kapatıldıktan sonra Hüda-Par adıyla partileşen MUSTAZAF-DER’e gittiğini ve AKP Gençlik Kolları üyesi olduğunu açıklamıştı.
Yasin Börü, 6-7 Ekim 2014 tarihlerinde Diyarbakır’da Kobane’ye destek eylemleri sırasında hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili dava sürüyor.
Polisler ailelere küfür etti
Duruşmanın yeniden başlamasıyla söz alan müştekilerin avukatlarından Tugay Bek şunları söyledi:
“Provokasyona sanıklar sebep oldu. Sanıklar ilk günden bu yana aileleri tahrik ediyor. Heyetinizin bu sanıkları uyarması gerekir. Az önce salonda yaşananlar katliam alanında yaşananların benzeriydi."
"747 ya da 447 kask numaralı polis memuru ailelere küfür etti. 20225 kask numaralı polis memuru da aynı şekilde ailelere küfür etti. 732 kolluk numaralı polis memuru ise ailelere dönerek ‘Siz teröristsiniz’ dedi. Polisler IŞİD yanlısı bir tutum sergiledi. Bugün işlem yapılmazsa benzer tutumun devam edeceği kaygısını taşıyoruz. Bu polisler hakkında işlem başlatılmasını talep ediyoruz.”
Avukat Kazım Bayraktar da çevik kuvvetten dolayı kaygılandıklarını, çevik kuvvet polislerinin bakışlarının sanıkların bakışlarına benzediklerini ve bundan sonraki duruşmalarda çevik kuvvet polislerine görev verilmemesini talep ettiklerini söyledi.
Duruşmalar 10 Şubat Cuma gününe dek devam edecek.
İddianameden
Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016’da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi.
İddianamede, Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. İddianamede, Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında “birden çok kasten öldürme” suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. (DS/AS)