Vicdani Ret Derneği, 15 Mayıs Vicdani Retçiler Günü nedeniyle İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında vicdani retçi ve insan hakları aktivisti Halil Savda’nın konuşmasının ardından Vicdani Ret Derneği Eşbaşkanı Gökhan Soysal basın metnini okudu; Adem Zekioğlu, Ahmet Bay ve Sibel Ünli vicdani retlerini açıkladı.
Savda: Evlerimizin içine sirayet eden baskı ortamı
İlk olarak söz alan Savda şu noktalara değindi:
“Yaşam alanlarımız, özellikle son dönemde ciddi olarak işgal edilmiş durumda. Neredeyse evimizin içine kadar sirayet eden ciddi bir baskı ortamı söz konusu.
“OHAL'den önce 2015 Temmuz'undan başlayarak gittikçe artan bir baskı var.
“Kürt bölgesinde baskıyı, şiddeti daha yoğun hissediyorsunuz. Çok ciddi bir militarizasyon görünüyor.
“AKP için de trajik süreç”
“Bu ülkemiz için acılı bir süreç olduğu gibi AKP için de trajik bir süreç.
“AKP ilk iktidara geldiğinde AB hedefi, çağdaşlaşma, demokrasi, Ermeni sorunundan Kürt sorununa Alevi sorununa kadar yüzleşme söylemi vardı.
“Ancak geldiğimiz noktada bundan çok uzak ve Cumhurbaşkanı'nın "Külliye" olarak ifade ettiği o alanda birleşen bürokrasinin siyaset oligarşisinden bahsediyoruz.
“İktidar korkuyu örgütleme çalışıyor ama…”
“Türkiye'de çok ciddi bir korku hakim. İktidar bu korkuyu özellikle örgütlemeye çalışıyor.
“Ancak her şeye rağmen Türkiye'de cesur insanlar var ve cesur insanlar bu oligarşiye, bu baskı rejimine karşı söz söylemeye devam ediyorlar. Bu baskı ve militarizasyona karşı gelenlerin başında da vicdani retçiler geliyor.”
“OHAL’de de ölmeyi, öldürmeyi reddediyoruz”
Vicdani Ret Derneği adına basın metnini dernek eşbaşkanı Gökhan Soysal okudu.
Soysal özetle şu ifadelere yer verdi:
“Bugün, Dünya Vicdani Retçiler Günü'nü, OHAL koşullarında yaşıyoruz.
“Savaşın, yıkımın, sınırsız hak ihlalinin devlet eliyle meşrulaştırıldığı bu koşullar altında da, ölmeyi, öldürmeyi ve savaşı reddediyoruz.
“Sigortasız çalışma veya sivil ölüm”
“OHAL koşulları altında toplumun farklı birçok kesimine yönelik olduğu gibi vicdani retçilere yönelik baskının da arttığını görmekte ve buna karşı mücadele etmekteyiz.
“Bu süreçte sistematik olarak askere almaya yönelik baskılar sürerken; bu baskılara rağmen askere gitmemiş olan kimselerin çalıştığı işyerine Milli Savunma Bakanlığı tarafından yazı gönderilmekte.
“Bakanlığın gönderdiği tebligatlarla askerliğini yapmamış kişiler askerlik işlemlerini yapmaya çağırılmakta, aksi halde işten atılmakla tehdit edilmekte ve kimi zaman da bu sebeple işsiz bırakılmaktadır.
“Bakanlığın bu uygulamasıyla birlikte savaşmayı ve eline silah almayı reddeden hemen herkes ya sigortasız çalışmaya ya da sivil ölüme mahkum edilmektedir.
“Örgütlenmekten vazgeçmeyeceğiz”
“OHAL koşulları altında maruz bırakıldığımız bu baskıya, tehdide ve sayısız hak ihlaline rağmen örgütlenmekten vazgeçmeyeceğimizi buradan bir kez daha duyuruyoruz.
“Devletin OHAL'ine ve her haline karşı hak mücadelesi veren ve yaşamı savunan herkesi toplumsal tüm alanlarda dayanışma ilişkilerini büyütmeye çağırıyoruz.
Savaşın diline kapılmadan, kimsenin kimseyi düşmanlaştırmadığı, savaşa karşı barışın hakim olduğu bir dünyayı ellerimizle yaratmak mümkün.
“Bunun için, bu 15 Mayıs vesilesiyle de bir kez daha, herkesi ellerine zorla dayatılan silahları bırakmaya, ölümü değil yaşamı savunmaya ve vicdani retlerini ilân etmeye çağırıyoruz.”
Vicdani ret açıklamaları
Basın açıklamasının ardından Adem Zekioğlu ve Ahmet Bay vicdani retlerini açıkladılar. Kadın vicdani retçi Sibel Ünli ise vicdani ret açıklamasını yazılı olarak gönderdi.
Askeriyede yaşanan hak ihlallerinden ve risklerden bahseden Zekioğlu, zorunlu askerliği “Tek tip insan yaratma projesi olarak değerlendirdi.
Zekioğlu, zorunlu askerliğin yaşam hakkını ihlal ettiğini belirtirken, itaat etmeyi ve emir almayı reddettiğini söyledi.
Ahmet Bay ise bir anarşist olarak dökülen kanlara ve savaşa karşı askere gitmeyi reddettiğini söyledi.
Savaşların devletlerin ve patronların çıkarı için yapıldığını ifade eden Bay, askerlikte nasıl “katil” olunacağının öğretildiğini ve kendisinin “katil” olamayacağını sözlerine ekledi.
Sibel Ünli ise savaşın sadece cephede sürmediğini, cephe gerisinde sivillerin de etkilendiğini belirtirken vicdani reddin sadece erkekleri ilgilendirmediğini söyledi.
Erkekleri de kadınların yetiştirdiğini ifade eden Ünli, Kadının vicdani retçi olması bu yüzden çok önemlidir. Bir kadın olarak militarizmin yaşam alanımı işgal etmesine, savaşların yıkımına karşı ölümü değil yaşamı savunmak adına vicdani reddimi ilan ediyorum” dedi. (EKN)