Fotoğraf: Zeynel Cebeci / Wikipedia Commons
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nin, ekosistemi tahrip eden ve sağlığa zarar veren pestisitlerin yasaklanması amacıyla yürüttüğü Zehirsiz Sofralar projesi ile Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı’nın Kasım 2019’da başlattığı Zehirsiz Kampanya karşılık bulmaya devam ediyor.
Daha önce birçok kez Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşınan konu için Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan bir güzel bir de kötü haber geldi.
Bakanlık 2 pestisitin yasaklanmasına karar verdi. Ancak aynı kararda 5 pestisit için kısıtlama süresini ikinci kez uzattı.
Bakanlığın 19 Kasım 2021 tarihli kararı, Chlorpropham ve Oxadiazon etken maddesinin kullanımını yasaklarken Chloridazon, Dimethoate, Desmedipham, Ethoprophos ve Linuron’un bazı tarımsal ürünlerde kullanımını, alternatifleri bulunmadığı gerekçesi uzatıyor.
TIKLAYIN - Türkiye tarımında kullanılan yasaklı pestisitlerin listesi
"Ölümcül tehlike" uyarısı dikkate alınmadı
Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu, yayınlanan yeni kararlarla birlikte Zehirsiz Kampanya döneminde yasaklanan pestisit sayısının 27’ye yükseldiğini söyledi.
Şehirlioğlu, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Oysa Bakanlık, bundan iki yıl önce, ‘AB’de kullanımı sonlandırılan veya sonlandırılacak olan’ şeklinde ifade ettiği ve bu 7 pestisitin de dahil olduğu 41 pestisit için üniversitelerden ve bitki koruma ürünleri sektöründen görüş talep ederek konuyu tartışmaya açmıştı" diyerek tepkisini dile getirdi.
Şehirlioğlu Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı olarak adı geçen tarım zehirlerinin zararlarına ilişkin hazırladığı “Ölümcül Tehlike” raporu ile yasaklama taleplerini hatırlattı.
"Bakanlık çiftçiden ve halktan çok şirketleri koruyor"
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın tarafından yayınlanan 29 Temmuz 2020 tarihli belgeye göre, adı geçen 5 pestisit etken maddesinin ithalatının ve imalatının sonlandırılma tarihleri sırasıyla 30 Eylül 2020 ve 31 Ekim 2020.
Şehirlioğlu, izin sürelerinin uzatılmadığı durumda, kararda adı geçen pestisitlerin bir yılı aşkın süredir üretilmelerinin ve ithal edilebilmelerinin söz konusu olmadığını söyledi.
Şehirlioğlu “Bakanlık tarafından bu pestisitlerin hâlâ kullanımına izin verilmesi, çiftçiden ve halktan çok, şirketleri güvence altına alıyor ve stoklarını piyasada değerlendirmelerinin önünü açıyor” diye konuştu.
Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı kullanım süresi uzatılan zehirlerden 3’ü için yaptığı incelemede şu sonuçlara ulaştı: - Ethoprophos etken maddesine bağcılık kadar seralarda sebze yetiştiriciliğinde de ihtiyaç var. Dolayısıyla, bu pestisitin kullanım süresinin uzatılması, yasaklı olduğu sera ürünlerinde kullanım riski oluşturacak. Oysa bağcılıkta verim için bu pestisite ihtiyaç duyulmamasının en basit kanıtı, 2020 organik tarım verilerine göre, sadece Manisa’da 5 bin 251 hektar alanda 102 bin 705 ton organik sofralık üzüm yetiştirilmesi. - Bakanlığın gerekçesinin aksine, Dimethoate etken maddesinin piyasada bitki koruma ürünü olarak alternatifi bulunuyor. - Linuron etken maddesi kullanım açısından geniş bir yelpazeye sahip. Piyasada Linuron'a eşdeğer olmasa bile başka herbisitler (ot zehiri) var ancak en önemlisi otlara karşı münavebe gibi kültürel önlemler ve mekanik mücadele alternatifleri mevcut. Ekolojik ve doğa dostu yöntemler kamu politikalarıyla yaygın bir kullanım alanı bulmadan pestisit kullanımının zorunlu olduğunu iddia etmek doğru olmaz. Bu nedenle tüketicilerin karar alma süreçlerine katılımcı olması ve gıda tercihlerini gözden geçirmesi gerekiyor. |
Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı sağlığa ve doğaya zararlı pestisitlerin yasaklanması gerekirken kullanım sürelerinin yeniden uzatılmasına karar veren Tarım ve Orman Bakanlığı’na şu soruları yönetti:
- AB, halk sağlığı ve diğer sebeplerle pestisit yasaklamalarını getirirken, Türkiye’de bu zehirlerin alternatiflerini piyasaya sunmak için iki yıl yeterli bir süre değil midir?
- Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu konuda bir stratejisi yok mudur?
- Üreticiye ve halka karşı sorumluluk bunu gerektirmez mi?
- Türkiye’de halen üzüm ve zeytin gibi ürünlerde kullanımına izin verilen bu zehirlerin tamamen yasak olduğu İtalya, İspanya, Yunanistan ve Fransa gibi ülkeler bu ürünleri nasıl yetiştirebiliyor?
Ayrıca AB yasaklamaları ile uyuşmayan ve gıda güvenliğini tehdit eden bu karar süreçlerinin şu soruları da beraberinde getirdiğine dikkat çekti:
- Bakanlık sınırlandırma getirilen ürün gruplarında AB’ye ihraç edilecek ürünler için ayrı, iç pazarda tüketilen ürünler için ayrı yaklaşımlar mı uyguluyor?
- Üretici örgütleri, tüketici örgütleri ve halk sağlıkçılarının görüşleri de bu zehirleri ithal eden, üreten veya pazarlayan şirketlerin kurduğu örgütlerin görüşleri gibi dikkate alınıyor mu?
- Türkiye’de bu ürünler organik yöntemlerle yetiştirilebilirken, bu pestisitlerin alternatiflerinin olmadığı nasıl söylenebiliyor?”
Pestisitlere mahkûm değiliz
Buğday Derneği'ne göre zehirsiz üretimin pek çok tekniği ve yöntemi var. Günümüzde dünyada ve Türkiye’de pek çok çiftçi toprağı organik maddece zenginleştirip, biyolojik çeşitliliği koruyarak ve birbirini destekleyen çeşitli ürünleri bir arada ekerek, mevsimsel ürünler yetiştirerek; şartları zorlamadan, zararlılara ortam yaratmadan, yerel ve dayanıklı çeşitler kullanarak, bitkiyi strese sokmadan; kültürel, fiziksel, biyolojik ve biyoteknik uygulamalarla; doğanın döngülerini ve ayın hareketlerini gözlemleyerek, deneyimle elde ettikleri bilgileri kullanarak; ekolojik ilkelerle, zehirsiz tarım yapıyor.
Organik, biyodinamik, koruyucu ve onarıcı tarım ile agroekoloji gibi doğa dostu tarım yöntemleri toprağa ciddi miktarda karbon gömülmesini de sağladığı için küresel iklim krizinin çözümü yolunda olumlu katkı sağlıyor.
Vakit kaybetmeden Zehirsiz Sofralar Zehirsiz Sofralar Pestisit Eylem Ağı, kamuoyunu tarım zehirlerinin yasaklanmasını içeren kampanyayı imzalamaya, paylaşmaya, desteklemeye çağırıyor. Ağ, Kasım 2019’da Tarım ve Orman Bakanlığı’na yönelik başlattığı Zehirsiz Kampanya’yı şu taleplerle sürdürüyor: 1- Dünya Sağlık Örgütü tarafından “son derece tehlikeli”, “yüksek seviyede tehlikeli” ve “muhtemel kanserojen” olarak belirlenen ve tarımda kullanılan 9 etken madde (ethoprophos, beta-cyfluthrin, zeta-cypermethrin, fenamiphos, formetanate X formetanate hydrochloride, tefluthrin, zinc phosphide, glyphosate, malathion) öncelikle ve acilen yasaklansın. 2- Pestisitlerin tamamının 2030 yılına kadar yasaklanması, doğa dostu, zehirsiz yöntemlerle tarımsal üretim yapılması için Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından gerekli adımlar atılsın; doğa dostu tarım yöntemleri ve bu yöntemlerle tarım yapan küçük üreticiler desteklensin; üreticileri doğa dostu, zehirsiz yöntemler kullanmaya teşvik edecek politikalar uygulansın. 3- Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde kullanılan pestisitlerle ilgili denetimler artırılsın, elde edilen denetim sonuçlarıyla ilgili şeffaflık sağlansın. Kampanya linki: Change.org/ZehirsizSofralar |
bianet'in 'beslenme ve gıda güvenliği yazıları' için tıklayın
(HA)