Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Aysel Tuğluk’un annesinin cenaze törenine saldırıyı bianet’e anlattı. Taşdemir, tehditler üzerine cenaze çıkarıldıktan sonra polisin saldırganlara boş mezarı göstererek ikna söyledi.
Tutuklu yargılanan HDP Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk, dün Ankara’da 78 yaşında vefat etmişti. Cenaze törenine yapılan ırkçı ve milliyetçi saldırı sonrası defnedilen cenaze ailenin kararıyla yeniden defnedilmek zere çıkarılıp Dersim’e götürülmüştü.
Cenaze töreninde saldırıya hedef olan milletvekilleri arasında bulunan Taşdemir, cenaze töreninin neden Ankara’nın Gölbaşı ilçesinin bir mahallesi olan İncek’te yapıldığını şöyle açıkladı:
"Anne 10 yıla yakındır İncek'te oturuyordu. 'Aysel geldiğinde uzağa gitmesin, ona yakın olmak istiyorum' diye evinin penceresinden görünen o mezarlığa gömülmeyi vasiyet etmişti.”
“Burası Türk toprağıdır, Ermeniler defnedilemez”
Akşam saatlerinde gerçekleşen saldırıyı ise şöyle aktardı:
"Dün Batıkent Cemevi'nde cenaze törenini yapıp 19:00'dan sonra İncek Mezarlığı'na gittik. Defin işlemi bittikten yaklaşık beş dakika sonra 7-8 kişilik bir grup geldi. İçerisi zaten karanlıktı biz önce ne olduğunu anlayamadık. Bağrışmalar olunca dönüp baktık, slogan atmaya başladılar. 'Biz Alevi istemiyoruz burası Sünni mezarlığıdır', Burası Türk toprağıdır, Ermeniler defnedilemez' gibi sözlerle sataşmalarda bulundular.
“Mezarlığın üzerine çıktılar”
“Sonra mezarlığın üzerine çıkıp oraya saldırdılar. Defin işlemini yapan arkadaşlarımız müdahale ederek mezara saldırıyı engellemeye çalıştılar ve itiş kakış yaşandı.
“Çevik kuvvet müdahale etmedi”
"Ardından yaklaşık 30 kişilik bir çevik kuvvet ekibi geldi. Ama çevik kuvvet olaya müdahale etmedi. O kadar nazik, o kadar sıradan bir olaymış gibi, saldıranları tutan, götüren, müdahale eden tarzda değildi. Aksine 'Susun, geri çekilin, cevap vermeyin tahrik olmasınlar' gibi söylemlerde bulundular. Zaten az kişiydiler yani polis isteseydi onları tutar götürür, cenaze işlemi bitince de bırakırdı.
“Taş atmaya başladılar”
"Saldıran kişilerin sayısı sonradan artmaya başladı ve mezarlığın etrafını tuttular. 'Biz gitmeyeceğiz. O mezar buradan çıkacak, biz terörist istemiyoruz' diye konuştular ve bizlere taş atmaya başladılar.
“Sivas benzeri bir durumla karşı karşıya kaldık”
“Bütün vekillerimiz oradaydı. Emniyetle görüşüyoruz şu an lince uğruyoruz müdahale edin diye. Gerçekten Sivas benzeri bir durumla karşı karşıya kaldık ve bir şekilde kılını kıpırdatmadı oradaki görevliler. Biz müdahale edin, provokasyon çıkarıyorlar dedikçe onlar 'Zaten gerginler olay çıkarmayalım' diye cevap veriyorlardı. Saldırganlar polisleri büyük ihtimalle tanıyorlardı çünkü isimleriyle hitap edenler vardı birbirine. 'Burası Ermeni mezarlığı değil, Ermeniler gömülmeyecek', 'Vatan Bölünmez' sloganlarına devam ettiler bir süre ve sürekli tekbir getiriyorlardı. Giderek çoğaldılar.
“Cenazeyi çıkartmakla tehdit ettiler”
“Bizi cenazeyi çıkarmazsak 24 saat orada bekleyip gittiğimizde cenazeyi atmakla tehdit ettiler. Pervin Buldan arkadaşımız bakanlık düzeyinde devreye girmeye çalıştı. Aile cenazenin başına bir şey geleceğinden korkarak oradan çıkarma kararı aldı ve biz cenazeyi çıkardık.
“Aysel Tuğluk maalesef bütün bunlara tanıklık etti”
Taşdemir, polisin saldırganlardan yana tavrını şöyle anlattı:
"Vahşet mi ya da korkunç mu bilemiyorum hangi tabir doğru ancak biz cenazeyi aldıktan sonra polis, gözaltına almak yerine o kişilerden birkaçını alıp getirdi boş mezarı gösterdi, geri götürdü. Aysel Tuğluk da mezarlıkta aracın içerisindeydi. Maalesef bütün bunlara tanıklık etti.
“Utanç gecesiydi”
“Dün gece gerçekten bir utanç gecesiydi ve bu Türkiye halkları açısından utanılması, bir kez daha düşünülmesi gereken bir durum. Öyle sıradan bir iki faşistin tutumu değildi yaşanılanlar. Son dönem politikalarının yansımasıydı. Hükümet nefret suçuna karşı politika başlatıp bu insanları yargılatsın. Bu ırkçılıktır, nefret suçudur." (TP/HK)
* Fotoğraf HDP Basın