Fotoğraf: Murat Kula / AA
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası Covid-19 salgınına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, alınan yeni kararları açıkladı.
1 Aralık Salı akşamından itibaren uygulanmaya başlanacak yeni kurallar şöyle:
- Haftaiçi her gün 21.00-05.00 arası sokağa çıkma yasağı uygulanacak
- Sokağa çıkma yasağı haftasonları, Cuma akşam 21.00’den Pazartesi 05.00’e kadar kesintisiz devam edecek. Üretim, tedarik, lojistik, sağlık, tarım gibi sektörler bu kapsamın dışında olacak.
- Market, bakkal, kasap, manav gibi işletmeler ile eve paket hizmeti veren yerler, belirlenecek saatlerde haftasonu kısıtlamasının dışında kalacak.
- Restoranlar sadece paket servis hizmeti verebilecek.
- Daha önceki genelgelerde belirtilen istisnalar hariç, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı toplu taşıma araç kullanamayacak.
- Anasınıfı ve benzeri eğitim kurumlarının faaliyetlerine ara verilecek.
- Evlerde gün, mevlit, taziye, yılbaşı kutlaması gibi insanların bir araya geleceği etkinlikler yapılamayacak
- Cenaze namazları, yakınları dahil en fazla 30 kişiyle kılınacak, nikahlar da bu sayıyı geçemeyecek.
- Hamam, sauna, lunapark, yüzme havuzları kapanacak.
- AVM girişlerinde HES kodu uygulamasına geçilecek.
- Kalabalık caddeler ile meydanlara girebilecek kişi sayısı, Umumi Hıfzıssıhha Kurulu kararı ile sınırlanabilecek.
- 50 kişiden fazla çalışanı olan iş yerlerinde, iş yeri hekiminin gözetiminde mevcut iş sağlığı ve güvenliği uzmanı veya belirlenen bir personelce salgın tedbirlerinin uygulaması sıkı şekilde denetlenecek.
Erdoğan, alınan yeni kararların detaylarının İçişleri Bakanlığı genelgesiyle duyurulacağını söyledi.
Erdoğan konuşmasında, özetle şunları da dedi:
“Bozgunculuğu meslek haline getirmiş kesim”
"Bozgunculuğu meslek haline getirmiş bir kesimin gerçeklerle yalanları harmanlayarak kamuoyunu zehirleme çabalarını boşa çıkarmak hepimizin görevidir.
"Pek çok ülkenin sağlık sisteminin ve altyapısının yetersizliği sebebiyle maruz kaldığı toplumsal kargaşa iklimine bizi de sürüklemek isteyenlerin oyunlarına gelmeyeceğiz. Nice mücadelelerden alnının akıyla çıkan Türkiye, salgın karşısında verdiği mücadeleyi de Allah'ın izniyle mutlaka kazanacaktır.
“Önümüzdeki aydan itibaren aşıya başlayacağız”
“Aşı konusunda dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. İnsanlar üzerinde kullanılma aşamasına gelen her aşı ile yakından ilgileniyor, gereken bağlantıları derhal kuruyoruz.
“İlk etapta 50 milyon dozluk bir anlaşma yapmış buluyoruz. En başından beri söylediğimiz gibi vatandaşlarımız herhangi bir ücret ödemeden aşıya erişebileceklerdir. İnşallah önümüzdeki aydan itibaren sağlık çalışanlarından başlayarak bu aşının uygulaması yapılacaktır.
“Sigara içmeyin”
"Lütfen kapalı mekan, evleriniz, neresi olursa olsun, sigara içmeyi bu dönem içinde kesinlikle bırakın, nargile içmeyi kesinlikle bu süre içerisinde bırakın.
“Benim sigarayla da nargileyle de işim yok, ben bunları sadece milletimin sağlığı için istiyorum, milletime olan sevgim için istiyorum. Çünkü hepsi de bunların akciğerlerimizi tehdit eden en önemli, zararlı ürünler.
“Bunlar…”
“Bizi asıl üzen, içeride karşımıza çıkan tuhaf manzaradır. Açık konuşmak gerekirse, Türkiye'de, ekmeğini yiyip vatanına düşmanlık besleyen, havasını soluyup ezanından ve bayrağından nefret eden, sefasını sürüp insanını sevmeyen bir kesim var.
“Bunlar, zahirde demokrat, insancıl, hoşgörülü gözükür ama hakikatte faşistin, darbecinin, vesayetçinin önde gidenleridir.
“Bunlar, zahirde çok çalışır gözükür ama esasta hiçbir şey üretmez. Bunlar, çok konuşur ama aslında hiçbir şey söylemez. Bunlar, dünyayı çok bilir gibi davranır ama hiçbir şeyden haberleri yoktur. Bunlar, sürekli bağırır ama hiç dinlemez.
“Bunlar, yalanda ve iftirada sınır tanımaz ama sıra gerçeklere gelince hemen arkasını döner. Bunlar, demokrasiyi milletin iradesinde değil yurt dışından gelen sinyallerde arar. Bunlar, etrafına kin ve nefret saçmaktan kalbi kurumuş, ruhu kararmış, gözü körleşmiş, dili çatallaşmış bir güruhtur.
“Ülkemizin ufkunu gölgeleyen, enerjisini emen, vaktini heba eden, havasını kirleten, suyunu bulandıran bu zihniyetin demokrasimize ve kalkınmamıza maliyeti en az yarım asırdır.
“Bu zihniyet milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte”
"Gerçi, millet her seçimde kendilerine sandıkta hak ettikleri cevabı vermiştir ama onların gündemi ve derdi hep başkadır. Siyaset, toplum ve sandık mühendisliği hesaplarına öyle dalmış durumdalar ki milleti görecek halleri bile yok. Üstelik bunlar milleti hiçe saymakla kalmayıp, ülkenin temel değerlerine ve kurumlarına saldırmayı da adet edindiler.
“CHP'lilerin sık sık yaptığı, son olarak bir milletvekilinin pervasızca tekrarladığı Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan bühtan, bu zihniyetin başlı başına bir milli güvenlik meselesi haline dönüşmekte olduğunun işaretidir.
“Tek parti diktasının ardından, sırtını ancak vesayete ve darbecilere dayayarak iktidara gelebilen bir partinin, Türk Silahlı Kuvvetleri düşmanlığını gayet iyi anlıyoruz. Onların derdi, ordumuzun, artık darbeyle CHP'ye iktidar yolunu açmak yerine, Türkiye'nin sınırlarını koruma ve sınır ötesi harekatlarını yaparak asli görevini yerine getiriyor olmasıdır.
“Yüreklerinde Türkiye yerine başka mahfillerin sevgisini taşıyanların, sıfatları milletvekili bile olsa, laf cambazlığıyla bu ülkenin ordusuna bühtan etmesine izin veremeyiz. Bunların sancısı, ülkemize yapılan yatırımın nereden geldiği değil, Türk ordusunun özellikle son 5 yıldır ne yaptığıdır.
“Türkiye’yi şikayet ediyorlar”
“Türkiye'ye karşı açık düşmanlık besleyenlerle hiçbir sorunu olmayanlar, Azerbaycan ve Katar gibi Türkiye'ye dostluklarını kayıtsız şartsız gösterenlere, saldırdıkça saldırıyor.
"Her fırsatta ülkemize husumetlerini gösterenlere karşı tavır almak bir yana, onların safına geçip, onların argümanlarıyla bizi hedef alıyorlar. Yine buldukları her fırsatta Türkiye'yi yabancılara şikayet ediyor, yatırımcılara ülkeye gelmeyin mesajı veriyorlar.
“Bunların içlerindeki kinin ve nefretin sebebi, ne Borsa İstanbul'dur ne Sakarya'daki fabrikadır. Bunların derdi, gerisindeki kadim medeniyet ve tarih müktesebatıyla bizatihi Türkiye'yledir, Türk milletiyledir, ülkenin hedefleriyledir.
“Bu kirli zihniyetin sadece istismarını yaptığı demokrasinin, özgürlüğün, çoğulculuğun en samimi savunucusu ve uygulayıcısı biz olduk.
“Şimdi buradan sesleniyorum: Ey CHP'nin başındaki zat, senin milletvekilin kalkacak, benim Silahlı Kuvvetlerime bu denli hakaret edecek, bu denli edepsizce, alçakça hakaret edecek ve sen bunu kapıya koyamayacaksın. Bak söylüyorum, Mehmetçiğine, askerine bu denli sahip çıkan bu millet, seni asla affetmeyecektir. Bunu bir defa bilesin. Sandıklar da seni affetmeyecektir."
“Demokrasi ve özgürlük sınırımız Batı’dan ileri”
“Türkiye'nin demokrasi ve özgürlük sınırları, güya bu kavramların kaynağı olan Batı'nın kendisinin bile uymadığı ve uygulamadığı kadar ileri seviyededir.
"Türkiye'de devlete ve millete yapılan saldırıların binde birini Batı'da denemeye kalkın, görün bakın başınıza ne geliyor?
"Böyle bir durumda ne milletvekili veya gazeteci sıfatı sizi kurtarır ne sivil toplum kuruluşu maskesi tepenize binilmesine engel olur.
“Özgürlük sınırlarımız 'rabia'”
“Mesela, Gezi olaylarında ülkemizi insan haklarından demokrasiye kadar her konuda suçlayanlar, Fransa'da yaşanan vahim görüntüler karşısında üç maymunu oynuyor.
“Paris cayır cayır yanarken, olayları görüntülemek isteyen basın mensupları polis şiddetine maruz kalırken, Fransız medyasının bunları yayınlamak yerine Türkiye aleyhtarı haberlerin dozunu artırması da bir başka çarpıklıktır.
“İlköğretim okullarındaki öğrencilerin Peygamber Efendimize hakaret eden karikatürleri eleştirdikleri için saatlerce karakolda sorgulandığı bir ülkeden, başka türlü bir davranış beklemenin beyhude olduğunu da biliyoruz. Burası Fransa başka bir şey göremezsiniz, başka bir şey de beklemeyin.
“Buna rağmen Fransa'da yaşanan olaylarda hükümetin sergilediği antidemokratik tutum sebebiyle insan hak ve özgürlükleri adına duyduğumuz endişeleri bir kez daha tekrar ediyoruz.
“Ülkemizde de elbette özgürlük sınırlarının bittiği bir çizgi vardır. Bu çizgi tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diye ifade ettiğimiz Rabiamızdır."
(EKN)