Haberin İngilizcesi için tıklayın
Aralarında Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak'ın da olduğu 17 sanıklı 15 Temmuz darbe girişimi medya davasının bugünkü duruşmasında savcı, altı sanık hakkında “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.
Tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddeden mahkeme, sanıklara ve avukatlara esas hakkında beyanda bulunmaları için süre verdi, bir sonraki duruşma tarihini 12 Şubat 2018 olarak açıkladı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Nazlı Ilıcak, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Yakup Şimşek getirildi. Gazeteciler Ahmet Altan ve Mehmet Altan ise tutuklu bulundukları cezaevinden Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı. Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman da duruşmaya katıldı.
Gazeteciler Yasemin Çongar ve Hasan Cemal de duruşmaya izleyici olarak katıldı.
Başbakanlık ve Meclis’ten müdahillik talebi
Saat 11.00'da başlayan duruşmada mahkeme başkanı, Başbakanlık ve TBMM'nin davaya katılmak için dilekçe sunduğunu açıkladı.
Savcı, esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Tutuklu sanıklar Ahmet Altan, Mehmet Altan, Nazlı Ilıcak, Şükrü Özşengül, Yakup Şimşek ve Fevzi Yazıcı'nın Türk Ceza Kanunu’nun 309/1. maddesi uyarınca “Anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsini talep etti.
Tutuksuz sanık Tibet Murat Sanlıman'ın ise “Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme” suçundan cezalandırılması talep edildi.
Ilıcak: Ak Partiyi destekledim, oy verdim
Savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı savunmasını yapan Gazeteci Nazlı Ilıcak, şunları söyledi: “Önceden bildiğim darbeyi desteklediğim iddia ediliyor. Ben zaten terör örgütü üyeliği suçlamasıyla tutuklanmıştım. Bu davaya konu program ortaya çıkınca darbeci de ilan edildim.”
Ilıcak, kendisini 20-30 yıldır tanıyan arkadaşlarının da “Nazlı Ilıcak'tan darbeci çıkmaz” diyerek kendisi hakkında tanıklık yaptığını anlattı. Firari sanık, eski savcı Zekeriya Öz ile yaptığı röportaja da değinen sanık Ilıcak, “Röportaj yaptığımda Zekeriya Öz HSK tarafından açığa alınmıştı. Öz'ün, Dubai gezisini bir işadamının finanse ettiği iddia ediliyordu. Bunun FETÖ'ye ilgisi yok” dedi.
“Ben yolsuzluk yapanların hesap vermesini istedim" diyen Nazlı Ilıcak, 17-25 Aralık ile ilgili gazetelerin attığı manşetleri duruşma salonunda okudu.
Ilıcak, sözlerine şöyle devam etti:
“Yargıya beslediğim güvenden dolayı, dosyaların kapanmasını istemediğim için FETÖ'ye hizmet mi etmiş oluyorum? Bugün ABD'de bulunan Reza Sarraf davasıyla ilgili gazeteler ve köşe yazarları benzer konuları işliyor. 'Dosyalar kapatılmasın' dedim. Vatanımı sevdiğim için söyledim. Dürüst bir gazeteci olduğum için bunu yazdım. Ben Ak Partiyi destekledim. Ak partiye oy verdim. Sonra yolsuzluk iddiaları ortaya çıktı. Konu yargıya intikal etsin istedim. Hakkında iddialar bulunan kişiler yargılansın istedim. Demokrasilerde hesap vermek doğal bir hadisedir.”
“FETÖ'yü terör örgütü olarak görüyorum. 15 Temmuz’dan önce bilmiyordum. Ama terör örgütü devleti ele geçirmeye çalışmaz. Oysa FETÖ devleti ele geçirmeyi amaçlamıştır. Terör örgütünü, FETÖ'ye tercih ederim. Bu çok tehlikeli bir şey. Hukukta iddialar somut iddialara dayanır. Niyet okumaya değil. FETÖ üyesi değilim. FETÖ'nün amacının devleti ele geçirmek olduğunu bilmiyordum. Benim gazetede yazdığım yazı ile attığım tweet’lerin FETÖ'nün amacıyla ne ilgisi olabilir?
“FETÖ hükümete öfke duyuyor. İşi darbe teşebbüsüne kadar getirdi. Ben Recep Tayyip Erdoğan'dan nefret etmedim. Yazdığım yazılarda hakaret yok. Hakkımda bir tek hakaret davası yok. Benim amacım siyasi iktidarın yanlışlarını söylemek, yanlıştan döndürmek, ikaz etmektir, kamuoyu adına denetim yapmaktır.
“Ben bir suç işlemedim. Sadece yazı yazdım, tweet attım. Onların bilmediğim amaçlarına hizmet etmedim. Bana 'FETÖ'nün amacını 17-25 Aralık'ta da mı anlamadın?' diye sorabilirsiniz. Hayır anlamadım. Bülent Arınç bile attığı tweet’inde ‘Silahlı terör örgütünün Fethullahçı olduğunu o gece öğrendim, bana ahmak diyebilirsiniz' diyor. Ahmet Davutoğlu da ' Kim rüşvet almışsa hesap verme yeri Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleridir" şeklinde beyanı var. O dönem bakanlar istifa ettiler. Bakanlar suçsuzsa niye istifa ettiler. Yargı önünde hesap versinler' dedim. Ben sadece yolsuzluk konusuyla ilgilendim. Ben sinsice hareket eden bu örgütü doğru teşhis edemedim.”
6'sı tutuklu 17 sanık yargılanıyor
“FETÖ" soruşturması kapsamında açılan davada yazar Ahmet Altan, kardeşi Mehmet Altan ile gazeteci Nazlı Ilıcak, Zaman gazetesi eski genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, eski Taraf yazarı Emre Uslu, gazeteci Tuncay Opçin, Samanyolu Televizyonu'nun Washington temsilcisiŞemseddin Efe, Today's Zaman gazetesinin eski genel yayın yönetmeni Bülent Keneş, Profesör Osman Özsoy, Zaman gazetesinin İsrail muhabiri Abdulkerim Balcı, genel yayın yönetmen yardımcısı Mehmet Kamış ile yönetici Faruk Kardıç, gazetenin görsel yönetmeni Fevzi Yazıcı, Polis Akademisi'nde öğretim görevlisi olan Şükrü Tuğrul Özşengül, Zaman gazetesinin marka müdürü Yakup Şimşek ve gazetenin kültür sanat sayfasında çalışan Ali Çolak ile iddianamede Zaman Gazetesinin 10 Ekim 2015'de yayınlanan ve darbe çağrışımında bulunduğu iddia edilen reklam filmini çektiği tespit edilen ajansın sahibi Tibet Murat Sanlıman yargılanıyor.
Dava kapsamında Nazlı Ilıcak, Yakup Şimşek, Mehmet Altan, Ahmet Altan, Şükrü Tuğrul Özşengül ve Fevzi Yazıcı tutuklu yargılanıyor.
Abdulkerim Balcı, Ali Çolak, Bülent Keneş, Ekrem Dumanlı, Emrullah Uslu (Emre Uslu), Faruk Kardıç, Mehmet Kamış, Osman Özsoy, Şemseddin Efe, Tuncay Opçin hakkında yakalama kararı bulunuyor.
Erdoğan davacı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Can Tuncay'ın hazırladığı 247 sayfalık iddianamede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanlığı ve 65. Hükümet suçtan zarar gördükleri gerekçesiyle davacı olarak yer alıyor.
İstenen cezalar
Altanlar ile Ilıcak için “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlamasıyla ayrıca 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis; Dumanlı, Uslu ve Opçin için “darbe teşebbüsünden” üçer kez ağırlaştırılmış müebbet, “örgüt yöneticiliğinden” 15 yıldan 22,5 yıla kadar hapis, Uslu için ayrıca "Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme" suçlamasıyla da üç yıla kadar hapis;Sanlıman için “örgüte yardım”dan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis; geri kalan sanıklar içinse “darbeye teşebbüs”ten üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. (AS)