15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan gazeteci-yazar Ahmet Altan, Prof. Dr. Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak’ın aralarında bulunduğu 7 sanıklı davanın beşinci duruşmasına Silivri’de devam edildi.
Altan kardeşler, davanın görülmeye başlandığı günden bu yana ilk kez duruşma salonunda hazır bulunduruldu.
Dün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nden Silivri'ye taşınmasına karar verilen duruşmanın ikinci oturumu, Ahmet Altan'ın esas hakkındaki savunmasıyla başladı.
TIKLAYIN - Darbe Girişimi Medya Davasında Savcı Ağırlaştırılmış Müebbet İstedi
Ahmet Altan: Bir tek Mezarlıklar Müdürlüğü düzgün çalışıyor
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, savunmasında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimine eleştiriler yönelten Altan'a "Savunma sınırları dışına çıkıyorsunuz. Böyle devam ederseniz mikrofonu kapatacağım" sözleriyle iki müdahale etti. Ahmet Altan, başkana her iki müdahalede de "Siz bilirsiniz" diyerek cevap verdi ve savunmasını sürdürdü. |
Ahmet Altan savunmasına “Ben bugün buraya yargılanmaya değil, yargılamaya geldim. Binlerce masum insanı hapse atmak için yargıyı soğukkanlılıkla öldürenlerin işledikleri cinayetleri yargılayacağım. Bunu, hukuk tarihine bir cinayet belgesi olarak geçecek olan hakkımızdaki iddianame üstünden yapacağım” diyerek başladı.
Altan, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de artık adaleti ötekinin cezalandırılması olarak gören bir yargı ve medya var.
“Bugün Türkiye’de Mezarlıklar Müdürlüğü dışında düzgün çalışan tek bir müessese bile kalmadı.
“Darbeci olmadığımızı herkes biliyor”
“Darbecilikle suçlanıyorum. Açık bir yalan bu. Bunun yalan olduğunu, bizim darbeyle hiçbir ilgimiz olmadığını yıllarca bizi izlemiş olan istihbarat teşkilatı da, polis de, bu iddianameleri yazan savcılar da biliyorlar.
“Zaten o yüzden ortaya tek bir kanıt bile koyamıyorlar. Darbeciliğin kanıtı dedikleri üç yazıyla bir televizyon konuşması işte o yüzden.
“Mehmet Altan’la Ilıcak’ı neden suçluyorsunuz?”
“Darbeci olmakla suçlanmamın kanıtları olarak üç yazım gösteriliyor. ‘Ezip Geçmek’ başlıklı yazımla hem FETÖ’cü darbeci, hem de PKK’lı terörist olarak gösteriliyorum.
“Can Erzincan TV’de konuk olarak katıldığım programda konuşmanın neredeyse yüzde 95’ini ben yaptım. Ilıcak’la Mehmet Altan birkaç cümle söylediler. Suçlayacaksanız beni suçlayacaksınız. Ilıcak’la Mehmet Altan’ı niye suçluyorsunuz?
“Ben hapiste ölmeye hazırım, ya siz?”
"Hangi zorba haksız uygulamalarla muhaliflerini cezalandırdıysa, aynı cezalarla kendisi de karşılaşmıştır. Giyotine gönderen giyotine gitmiş, hapseden hapsedilmiş, sürgüne yollayan sürülmüştür. Zorbaların verdikleri cezalar, kendi kader haritalarında da ulaşılacak bir menzil olarak işaretlenmiştir.
“Şimdi siz beni hapiste öldürmek istiyorsunuz. Bütün bu gerçekleri anlattıktan sonra ben size diyorum ki, ben hapishanede ölmeye hazırım. Ve size soruyorum: Ya siz? Siz de hapishanede ölmeye hazır mısınız? Çünkü vereceğiniz ceza sizin kader haritanıza da aynen kaydedilecek."
Mahkeme Başkanı’ndan Mehmet Altan’a müdahale
Ahmet Altan'ın ardından Mehmet Altan, esas hakkındaki savunmasını yaptı.
Altan, savunmasına Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) "hak ihlali" gerekçesiyle kendisi ve Şahin Alpay hakkında verdiği, ancak yerel mahkemelerce uygulanmayan tahliye kararından bazı bölümleri okuyarak başladı.
Mahkeme Başkanı, "Savunma dışına çıkıyorsunuz. Böyle devam ederseniz kesmek durumunda kalacağım" diyerek Mehmet Altan'ın da savunmasına müdahale etti. Altan, "AYM kararı bu mahkemeyi kapsamıyor mu?" diyerek itiraz etti ancak Mahkeme Başkanı, iradesini sürdürdü. Bunun üzerine Mehmet Altan, iddianamedeki delillerin dayanaksızlığına dair görüşlerle savunmasını sürdürdü.
T24’te yer alan habere göre, savunması sırasında yaptığı bütün açıklamalara rağmen savcılık ve mahkeme tarafından dikkate alınmadığını yineleyen Mehmet Altan'a, Mahkeme Başkanı "İsim ciddiyetiyle devam edelim. Sürekli laf atarak devam etmeyin, yoksa keserim" diyerek müdahale etti.
Mehmet Altan, "İnşallah, kimse benim gibi yargılanmaz. Empati lazım" karşılığını verdikten sonra savunmasında vurguladığı iddianame çelişkilerinin dosyada mevcut olduğunu belirtti.
Altan'ın bu sözlerini Mahkeme Başkanı "Biliyorum, okudum" karşılığını verince Mehmet Altan, "Biliyorsunuz, ama bir işe yaramıyor" dedi. Altan'ın cevabı üzerine Mahkeme Başkanı "Okuduğunuz her şeyin bir işe yaraması gerekmiyor. Burada yargılama yapıyoruz. Size ben fırsat veriyorum. Fırsatınızı iyi kullanın" dedi.
“Ben doçentken doğan savcıları böyle mi yetiştirdik?”
Mehmet Altan, iddianameyi hazırlayan ve savunan savcıları eleştirirken 30 yıldır akademisyen, 25 yıldır profesör olduğunu hatırlattı ve "Ben doçentken doğmuş olan savcıları böyle mi yetiştiriyoruz' diye düşünüyorum" dedi.
Heyetin kıdemli üyesinin, "Fethullah Gülen ile görüştünüz mü?" sorusuna Mehmet Altan'ın yanıtı, "Aralarında Ardan Zentürk ve Mahmut Övür'ün de bulunduğu 10 kişilik bir grupla görüştük" dedi.
Altan "Bylock konuşmalarını yapan şahıslar sizden 'şunu yapın', 'şöyle beyanda bulunun' gibi isteklerde bulundu mu?" sorusuna da "Aydınları dolaşıp avam toplantısını yapıp yapmamayı soruyorlardı. O kadar" yanıtını verdi.
Altan, bu soruyu soran kişinin kim olduğunu hatırlayamadığını, ancak dönemin Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı Erkam Tufan Aytav olabileceğini söyledi.
Ilıcak: Patrona soruşturma yok…
Nazlı Ilıcak ise savunmasında şu ifadelere yer verdi:
"Alaattin Kaya’nın bizimle Fethullah Gülen arasında bağlantıyı sağladığı iddia ediliyor. Ama benim Kaya ile HTS kaydım yok.
“Savcı Özgür Bugün gazetesinde çalıştığımı iddia ediyor. Oysa ben kayyum tarafından Bugün'den çıkarılan çalışanların çıkardığı Özgür Düşünce gazetesinde çalıştım.
“Can Erzincan TV'nin sahibi Recep Aktaş hakkında FETÖ’den bir soruşturma olup olmadığını defalarca sordum. Gazetelere yansıyan böyle bir soruşturma mevcut değil.
“Nasıl oluyor da, patronuna dokunulmazken, Can Erzincan’da program yapan ben terör örgütünün televizyonunda çalışmakla suçlanıyorum?
“2013 Aralık ayında Sabah’taki işime son verilince, hem Bugün, hem Zaman’dan teklif aldım. Tereddüt etmeden Bugün’ü tercih ettim. Bugün işadamı Akın İpek'e aitti. İpek hakkında da o tarihte bir soruşturma yoktu.
“Sonra çalıştığım Özgür Düşünce gazetesi ve Can Erzincan kanalının FETÖ ile ilgisi yoktu.
“Mısırlıoğlu olsam, rejim değiştirme iddiası haklı olabilirdi”
“Ben eğer, tarihçi Kadir Mısırlıoğlu olsaydım, bana yönelik anayasal rejimi değiştirme iddiasında bir haklılık payı bulunabilirdi. Lakin ‘Demokrasiye geçtikten sonra bizim İslâmi varlığımızı küp gibi devirdiler’ diyen ben değilim.
“Ben hiçbir zaman Cumhuriyet rejimini, ‘100 yıllık parantez’ ya da ‘reklam arası’ gibi de görmedim. Ben bir Cumhuriyet kadınıyım ve laik Cumhuriyet'in imkânlarından yararlanarak bugünkü konumuma geldim.
“Tweet darbenin somut delili kabul edildi”
“Esas hakkındaki mütalaada Can Erzincan’daki programda benim sarf ettiğim hiçbir cümleye atıfta bulunulmuyor. Sadece, programın tanıtımı amacıyla attığım ‘Ahmet Altan’ı dinliyorum gözlerim kapalı’ tweet’i, darbenin somut delili olarak sunuluyor.
“Ahmet Altan programda EMASYA protokolünün tehlikelerine dikkat çekti, ben de bunu normal karşıladım. ‘İşler kötü gidiyor, darbe yapılmalı’ demedi ki!.."
“BBC de Zekeriya Öz’le röportaj yaptı”
"Zekeriya Öz o dönemde terör örgütü üyesi değil. Terör örgütü üyeliği ile suçlansa, elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşabilir miydi?
“Aynı tarihte BBC de Zekeriya Öz ile röportaj yaptı. BBC’de mi bu röportajda onu aklamaya çalıştı?”
Duruşmaya yarın (14 Şubat) yine Silivri'de devam edilecek.
Ne olmuştu?
15 Temmuz darbe girişiminin ardından "Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması"nın (FETÖ/PDY) medya oluşumuyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, bir kısmı tutuklandı.
Ahmet Altan hakkında kapatılan Taraf gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı dönemde çıkan bazı haberler, üç köşe yazısı, 14 Temmuz tarihinde katıldığı bir televizyon programında yaptığı yorumlar, HTS kayıtları ve tanık ifadeleri gerekçe gösterilirken, Mehmet Altan hakkında ise iki köşe yazısı, Ahmet Altan ve Nazlı Ilıcak’la 14 Temmuz’da katıldığı televizyon programı, tanık ifadeleri, HTS kayıtları ve evinde bulunan altı adet 1 dolar delil olarak sunuluyor.
İddianamede istenen cezalarAltanlar ile Ilıcak için “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçlamasıyla ayrıca 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapis; Sanlıman için “örgüte yardım”dan 7 buçuk yıldan 15 yıla kadar hapis; geri kalan sanıklar içinse “darbeye teşebbüs”ten üç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis istendi. |
Dava, gazetecilerin 15 Temmuz darbe girişimine “iştirak etmekle” suçlandıkları ilk dava olma niteliğini taşıyor.
TIKLAYIN - Mahkemeler AYM Kararına Uymadı, Şahin Alpay ve Mehmet Altan Tahliye Edilmedi
(EKN)
* Bu haberde T24, Cumhuriyet ve DHA'dan yararlandık.