Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İstanbul, İstiklal Caddesindeki bombalı saldırıyla ilgili, aralarında Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'si tutuklandı.
İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım Pazar günü saat 16.14'te meydana gelen saldırıda 6 kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının patlamaya ilişkin başlattığı soruşturma kapsamında 8 savcı ve 2 başsavcı vekili görevlendirildi.
29 kişiye sınırdışı kararı
Soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü ekiplerince gözaltına alınan Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 51 şüphelinin Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri dün sabah tamamlandı, 2 kişi serbest bırakıldı, diğerlerinin İstanbul Adliyesinde savcılık sorguları yapıldı.
Suriye Azez'de güvenlik güçlerince gözaltına alındıktan sonra İstanbul'a getirilen "Hüsam" kod adlı kişinin emniyetteki işlemleri sürüyor.
İfade işlemlerinin ardından savcılık, 49 şüpheliden Ahlam Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17'sini "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "kasten öldürmeye yardım" suçlarından tutuklanmaları talebiyle hakimliğe sevk etti.
Savcılık, 3 şüpheliyi adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk ederken, diğer 29 şüphelinin sınır dışı edilmesine karar verildi.
İstanbul 3. ve 4. nöbetçi sulh ceza hakimliklerinde tercümanlar eşliğinde ifadeleri alınan Albashır'ın da aralarında bulunduğu 17 şüphelinin tutuklanmasına karar verildi.
Şüphelilerden 3'ü ise haklarında adli kontrol tedbiri uygulanarak serbest bırakıldı.
Tutuklananlar, Marmara (Silivri) Cezaevine gönderildi.
Ahlam Albashır'ın savcılık ifadesi
Saldırı sırasında bombayı bırakan Ahlam Albashır'ın ifadesi, Arapça tercüman eşliğinde alındı.
AA'nın haberine göre, ifadesinde, YPG'den Türkiye'ye gitmesi için talimat aldığını ancak niye gitmesi gerektiğinin söylenmediğini, ailesiyle tehdit edildiğini ileri sürdü.
Türkiye'ye Bilal Hassan ile geldiğini ve daha önce 3 kez Taksim'e keşif değil gezme amacıyla gittiğini öne süren Albashır, olay gününü şöyle anlattı:
“Bilal ile birlikte taksiye bindik, Taksim'e gidiyorduk. Taksideyken Bilal'e telefon geldi, 'Sen git, ben geleceğim.' dedi. Elimdeki çantayla İstiklal Caddesi'ne gittim.
“Bankta oturuyordum. Çantayı elledim, cips falan gördüm, altında da yumuşak bir şey vardı. Uyuşturucu sandım. 40 dakika kadar oturdum.
“Orada beklerken Hacı'dan telefon geldi. 'Çantayı bırak, oradan ayrıl' dedi. Bıraktım gidiyordum, yolda parfüm bakıyordum, o anda patlama oldu. Parfümü de bıraktım kaçtım. Sarı taksiye bindim. Taksici telefonda ne olduğunu gösterince anladım. Esenler'e atölyeye gittim. Taksiyle Esenler'e vardıktan sonra korsan taksiyle Küçükçekmece’deki eve gittim.”
Albashır, "Münbiç'te YPG içinde Arap kökenli var mı?" sorusuna, "Var, en ön safta onları kullandılar" yanıtını verdi.
Bombadan habersiz miydi?
Hürriyet gazetesi ise ifadedeki çelişkilere dikkat çektiği haberinde şöyle yazdı:
“‘Çantadaki bombadan haberim yoktu” dedi. Ancak kamera kayıtlarına göre banktan kalktıktan sonra arkasına bile bakmadan kaçmayı sürdürüyor.
“İlk ifadesinde ‘Banktan kalkarak abiye elbiselere baktım. O sırada bir örgüt üyesi fotoğrafımı çekti’ diyerek tehdit edildiğini öne sürdü. Emniyet Müdürlüğü ise kamera kayıtlarında 41 dakika boyunca Albashır'ın yerinden kalkmadığını ve çevrede fotoğrafını çeken bir kişinin tespit edilmediğini açıkladı.”
“Korsan taksicilik yapıyorduk”
Albashır’i, saldırının ardından Esenler'den araçla alıp Küçükçekmece'de yakalandığı eve götüren Ahmed Jarkas da ifadesinde, korsan taksicilik yaptıklarını, sadece insanları götürüp getirdiklerini iddia etti.
İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğinde ifadeleri alınan şüphelilerden Ammar Jarkas, Edirne üzerinden kaçan Bilal Hassan'ı tanımadığını öne sürdü:
“Halil Menci, onu (Ahlam Albashır) taşımamı istedi. Menci, Suriye Kamışlı’da oturuyor. Hiçbir şey bilmeden sadece onu taşımam söylendi. Yakalandığım yer de komşumuzun evidir. Biz sonradan o evdeyken onun fotoğrafını gördüğümüzde polise bildirmek istedik ancak biz bildirmeden polis geldi.”
“Ahmed getirdi, yurtdışına gidecekmiş”
Şüphelilerden Mahmud Haso ise ifadesinde, Türkiye’ye yeni geldiğini, Ahlam Albashır'ın yakalandığı evde otururlarken şüpheli Hatice El Kurdi’nin yanında siyah bir kızla geldiğini, kuzeninin 'Bu kim?' diye sorması üzerine El Kurdi’nin "Bunu Ahmed oğlum getirdi, yurtdışına gidecekmiş" dediğini belirtti.
Eve, Emine adlı bir kadının yeni doğmuş çocuğunu görmek için gittiklerini iddia eden Mahmud Haso, "Bombayı patlatan şahsın eve gelen şahıs olduğunun farkında bile değildim. Ammar ile Bakar telefondan birbirlerine bir şeyler gösterdi. Sonra mutfağa konuşmaya geçtiler. Misafir onların misafiriydi. Hiçbir şeye karışmadım. Zekeriya’yı içeri çağırdılar. 10 dakika geçti, Zekeriya'nın küfrünü duydum. 'Siz kimi eve getirdiniz?' dedi. Çıkarken kapının orada durdu, 'Polisi arayacağım telefonu getirin.' dedim. Kuzenim kapıdayken bağırıp birbirlerine girmişlerdi. Ammar, 'Bak o olmayabilir.' diye söyledi. Daha sonra kapı çaldı, polisler geldi. Kuzenim, 'Kız burada' dedi" şeklinde konuştu.
Şüphelilerden Hadir Carkes ile Hatice El Kurdi, çocuk ziyareti için, Muhammed Şiho ve Mesut Hesso ise kısa süreliğine ilaç almak için Ahlam Albashır'ın yakalandığı eve uğradıklarını öne sürdüler.
İstanbul 3. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 9 şüphelinin, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürme" ve "bombalama, nükleer veya kimyasal silah kullanarak tasarlayarak öldürmeye teşebbüs" suçlarından tutuklanmalarına karar verdi.
Olay günü ne oldu, şüpheliler ne anlattı? |
Patlamanın faili Ahlam Albashır'ın Emniyet Müdürlüğündeki ilk sorgusunda, saldırı emrini Kobani’deki PYD’li “Hacı” kod adlı kişiden aldığını söyledi. PKK ve PYD ise yaptıkları açıklamalarla saldırılarla ilgilerinin olduğunu reddetti. AA’nın Emniyet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Albashır, Menbiç’te 2 ay kaldıktan sonra, 4 ay önce Afrin üzerinden Türkiye'ye kaçak yollarla giriş yaptığını anlattı. Albashır, Emniyet ifadesine göre, 4 aydır Bilal B. ile Esenler’deki bir tekstil atölyesinde çalışıyor, atölyenin alt katında evli rolü yaparak yaşıyorlardı. Saldırı öncesi bombayı Albashır’e vermekle suçlanan Bilal B. halen firari. Onu Bulgaristan’a, Albashır’i de saldırı sonra Yunanistan’a kaçırmak üzere anlaşan, insan kaçakçılığı suçundan sabıkası olan Ammar Jarkas ve kardeşi, Bilal B.’yi Edirne’ye götürdükten sonra döndükleri İstanbul’da yakalandı. Bilal H.'nin Edirne'de kaldığı evi belirleyen polis, operasyonda zanlıya ulaşamadı, evin sahibi gözaltına alındı. Olay günü Albashır ve firari şüpheli Bilal H.'yi araçla Beyoğlu'na getirip Taksim meydanına yakın bir yerde bırakan ve Esenler’e geri dönen Yasir K. de gözaltında. Albashır'ın saldırıyı gerçekleştirdikten sonra Yasir K'yi arayarak kendisini almasını istediği, Yasir K'nin "Polis her yeri tutmuş, gelemem" demesi üzerine taksiyle Esenler'e, oradan da Küçükçekmece’ye gittiği tespit edilmişti. Ahlam Albashır da kendisini Yunanistan’a kaçıracak olan Jarkas kardeşlerin Küçükçekmece, Kanarya Mahallesindeki evindeyken, saldırının olduğu gece düzenlenen polis baskınında gözaltına alındı. Evde bulunan diğer kişiler de Albashır ile birlikte gözaltına alınmıştı. Bu evin, Jarkas kardeşlerin yurtdışına kaçıracağı insanları bir süre sakladığı ev olduğu ileri sürüldü. Yaklaşık 10 yıldır İstanbul’da yaşayan ve otomobil galerisi de bulunan Jarkas kardeşlerin Küçükçekmece’deki evi, annelerinin üzerine kayıtlıydı. Anneleri de düzenlenen operasyonda gözaltına alındı. Albashır ile firari şüpheli Bilal H.'nin birlikte kaldığı Esenler'deki tekstil atölyesinin sahibi Ferhat H de “örgütün talimatı ile hareket etmekle” suçlandı. “Erkek arkadaşım aracılığıyla tanıştım” 23 yaşındaki Ahlam Albashır, Emniyet Müdürlüğünde ifadesinde, PYD/YPG üyesi erkek arkadaşı aracılığıyla örgütle tanıştığını da anlattı. Albashır, örgüt ile erkek arkadaşı aracılığıyla 2017 yılında tanıştığını, bir süre sonra izini kaybettiği sevgilisi ile görüşemediğini ancak örgütle bağlantısını devam ettirdiğini söyledi. Albashır, İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki ifadesinde şunları söyledi: "Hacı, 2022 Temmuz ayında bana Cerablus'a gitmem için görev verdi. Ben o görevi kabul etmedim. Sonra bölgenin zenginlerinden biri olan aynı zamanda YPG'nin istihbarat biriminden olduğunu öğrendiğim Hasan diye biri bana geldi ve Hacı seni yanına çağırıyor sana çok önemli bir görev verecek dedi. "Hasan'la birlikte Hacı'nın yanına gittim. Hacı bana 'Madem Cerablus'a gitmiyorsun o zaman Bilal'le birlikte Türkiye'ye gideceksin' dedi. Ben de Türkiye'ye gelmeyi kabul ettim. “Hacı bize 400 lira para ve 2 tane telefon verdi. Giriş için bütün ayarlamaları yaptıklarını söyledi. Sonra İdlib'te Bilal'le buluştuk. Bilal'i ilk defa İdlib'te gördüm. 27 Temmuz'da Hatay'a geldim. Oradan da Doblo tarzı bir araçla İstanbul'a geldim. Bilal bana Türklerden nefret ettiğini söyledi. “Bilal'in telefonuna bir konum geldi. Araç şoförü diğerlerini indirdi beni ve Bilal'i de konumdaki adrese Ferhat Habeş isimli adamın evine götürdü. "Bilal Hasan bomba yüklü çantayı İdlib'den yanında getirdi. Bilal ile 4 ay boyunca ev ve iş dışında bir yere gitmedik, son 1 ay içerisinde Yasir K. ile iki kere keşif amacıyla Taksim'e gittik, yaya olarak da İstiklal Caddesi'nde dolaştık. "Saldırı günü Bilal Hasan ve Yasir K. ile Beyoğlu'na gittik, Bilal Hasan "işim var" diyerek çantayı bana verdi, çantayı alıp caddede yürüdüm ve patlamanın yaşandığı banka oturdum. "Burada beklerken bir ara çanta ve poşeti bankta bırakarak karşıdaki bir mağazanın önüne gittim, o sırada telefonuna, oturduğu sırada çekildiğim fotoğraf ve video geldi. Daha sonra "Hacı" kod adlı örgüt yöneticisi telefonla arayarak "Çantaların yanına geri dön" dedi, tekrar banka oturdum. Telefonla "Oradan ayrıl" talimatı gelince de Taksim Meydanı'na doğru yürüdüm." Ancak, güvenlik kamerası kayıtları araştırmasında Albashir'in, fotoğraf ve videosunun çekildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, İstiklal Caddesi'nde oturduğu banktan 41 dakika boyunca hiç kalkmadığı tespit edildi. |
(AS)