Fotoğraf: AA
İstanbul, İstiklal Caddesi’nde 13 Kasım’da düzenlenen ve 6 kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin yaralandığı saldırıda tutuklu şüpheli sayısı 24 oldu.
İlk günlerde gözaltına alınan 49 şüpheliden bombayı bırakan Ahlam Albashır'ın da aralarında yer aldığı 17'si, "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "kasten öldürme", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "kasten öldürmeye yardım" suçlarından tutuklanmıştı.
Suçlama: İnsan kaçakçılığı
Soruşturma kapsamında, Ahlam Albashır ve firari şüpheli Bilal Hassan'ın illegal yollarla Türkiye'ye geçmesine yardım ettikleri gerekçesiyle 18 Kasım'da gözaltına alınan 8 şüpheliden İstanbul Emniyet Müdürlüğündeki işlemleri tamamlanan 2'si, 20 Kasım'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesine sevk edildi.
Şüpheliler Tareq A. ile Süleyman G, savcılık ifadelerinin ardından çıkarıldıkları Sulh Ceza Hakimliğince "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma", "nitelikli insan öldürme" ve "insan kaçakçılığı" suçlarından tutuklandı.
Kararda, şüpheli Tareq A'nın Taksim'deki bombalı saldırıyı gerçekleştiren Alham Albashır ve firari Bilal Hassan'ı araçla teslim alıp Antakya'dan Ceyhan'a götürdüğü, bunu kendisine teklif eden şüpheli Süleyman G'nin de aracıyla eskortluk yaptığına ilişkin beyanları yer aldı.
“Aynı baz istasyonundan sinyal verdi”
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan, aralarında Suriye'nin Azez bölgesinde gözaltına alınan "Hüsam" kod adlı kişi ile Albashır ve Hassan'ın illegal yollarla Türkiye'ye geçmesine yardım edenlerin de bulunduğu 5 şüpheli de dün, emniyetteki ifade işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi.
Savcılıkta ifadeleri alınan 5 şüpheli "devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak", "nitelikli kasten öldürme" ve "insan kaçakçılığı" suçlarından hakimliğe sevk edildi.
Savcılığın sevk yazısında "Hüsam" kod adlı şüpheli Hasan Ali'nin, Albashır ve Hassan ile tekstil atölyesinde kaldığı ve eylem hazırlığının bu atölyede yapıldığı kaydedildi.
"Hüsam"ın kullanımındaki hattı Bilal Hassan'a verdiği belirtilen yazıda, bu numaranın saldırı yaşandığı gün, Taksim'de Albashır'ın hattı ile birlikte aynı baz istasyonundan sinyal verdiği tespit edildi.
AA’nın haberine göre yazıda, "Hüsam" kod adlı Hasan Ali'nin saldırı hazırlığı sürecinde diğer şüphelilerle iştirak halinde olduğu belirtildi.
Albashır'ın olay yerinden ayrılarak Ahmed Jarkas ile birlikte Bakar Jarkas'ın evine gittiği anlatılan sevk yazısında, evde Ahmet Jarkas, Bakar Jarkas ve Ammar Jarkas'ın babası olan şüpheli Salih Jarkas'ın da bulunduğu ve Albashır'ın burada muhafaza edildiği ifade edildi.
Şüpheliler Hasan Ali, Mahmud El Yusuf, Hasan Aburas, Mahmud Elabid ve Salih Jarkas çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bu 5 kişiyle birlikte soruşturma kapsamında tutuklananların sayısı 24'e ulaştı.
Bulgaristan’da tutuklama
Yasa dışı yollarla Bulgaristan'da girmeye çalışan ve aranan şüpheli Bilal Hassan'ın yardımcısı olmakla suçlanan 5 kişi de Bulgaristan’da gözaltına alınmıştı.
Cumhuriyet Başsavcı Sözcüsü Siyika Mileva, Bulgaristan ulusal haber ajansı BTA'ya yaptığı açıklamada, 3 Moldova vatandaşı ile 2 Arap kökenli şüphelinin gözaltına alındığını bildirdi.
Suriyeli Amran Abdulrami ve Moldovalı diğer 3 şüphelinin, Sofya Şehir Mahkemesinde yapılan duruşmada, yasa dışı yollardan Bulgaristan'a girmeleri nedeniyle ve insan kaçakçılığına karıştıkları şüphesiyle tutuklu kalmalarına karar verildi.
Saldırının detayları
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden AA’nın aldığı bilgiye göre, saldırı günü tespit edilenler şöyle:
Firari şüpheli Bilal Hassan ve Ahlam Albashır 13 Kasım'da yaşadıkları tekstil atölyesinde bulunan ve patlamaya neden olan düzeneği çanta içerisine yerleştirerek Yasir Al Korali'nin kullandığı 34 MG 5910 plakalı araç ile Taksim'e doğru yola çıktı.
15.17: Albashır, bomba düzeneğinin bulunduğu çanta ve elindeki poşetlerle araçtan inerek İstiklal Caddesi'ne girdi. Bilal Hassan, Ahlam Albashır'ı Taksim Meydanı'na bıraktıktan sonra Yasir Al Korali'nin kullandığı araçla Esenler'deki tekstil atölyesine geri döndü.
15.29: Güvenlik kameralarına da yansıyan görüntülerde, Albashır, İstiklal Caddesi'ndeki bir kafenin önüne geldi.
15.30: Bir mağazanın önünde yer alan ve patlamanın gerçekleştiği noktadaki banka, çantası ve elindeki poşetle oturdu.
16.11: Bankta yaklaşık 41 dakika oturan Albashır, "Hacı" kod isimli örgüt sorumlusunun telefonla talimat vermesiyle, çantayı bankta bırakarak, Taksim Meydanı istikametine yürüdü.
16.14: Albashır, patlamanın gerçekleşmesinin ardından koşmaya başladı.
16.17: Taksim Meydanı'nda bir otelin önünde yürüdüğü görülen Albashır, saldırının ardından taksiyle olay yerinden ayrılarak Esenler'e gitti.
16.54: Esenler'de şüpheli Ahmed Jarkas, Çinçindere Caddesi'nde kullandığı otomobili park ederek Albashır'ı beklemeye başladı.
17.30: Albashır Taksim Meydanı'dan binerek Esenler'e geldiği taksiden indi.
17.37: Bir süre caddedeki kaldırımda yürüyen Albashır, Ahmed Jarkas ile park edilmiş araba önünde buluştu. Jarkas, daha sonra arabaya binen Albashır'ı Küçükçekmece'deki eve götürdü.
Ahlam Albashır'ın 22 Ekim'de caddede keşif yaptığı anlar da güvenlik kamerasına yansıdı. Görüntülerde, etek ve gömlek giyen Albashır'ın caddede yürüdüğü ve cep telefonuyla görüntü çektiği anlar yer aldı.
"Abim ÖSO'da üst düzey komutan" |
Ahlam Albashır'ın savcılık sorgusunda anlattıkları şöyle: “Abim Muhammed, Özgür Suriye ordusunda üst düzey komutandır. Muhammed, IŞİD saldırısı sırasında yaralanmış ve iki bacağında da protez takılıdır. 2017 yılında Ablam Meryem'le YPG kontrolündeki Menbiç'e gittik. Burada Ahmet A. ile sevgili olduk. 2 ay sonra ayrıldık. 2 ay boyunca benden YPG için bir talepte bulunmadı. Münbiç'te YPG üst düzey yöneticileri beni aleyhlerine casusluk yaptığım için tutukladılar. Bir ay Menbiç'te cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan sonra, 'Hacı ile görüşeceksin' diye beni aradılar. Hacı üst düzey sorumluydu. İlk seferinde gözlerim bağlıydı. Görmedim. Sen ÖSO'ya çalışıyorsun dediler. Birkaç hafta sonra yeniden beni hacıya götürdüler. Bu kez gözlerim açıktı. Vücudunun görünen yerinde dövmesi vardı. Beni, ÖSO'ya casusluk yapıyorsun ailene zarar gelecek, diye korkuttular. Bilal beyaz tenli siyah sakallı vücudunda lekeleri olan ufak tefek biri. Bana tecavüz etmeye çalışınca evi terk ettim. Hacı ise, 'Bilal ne isterse yap yoksa abin ve ablana zarar gelir' diye korkuttu, ben de Bilal'e döndüm. Hacı ve Bilal'in talebiyle birkaç kez Taksim'e gittim. Bilal bana Taksimde çok polis var mı, diye sormuştu. Taksim'e iki kez korsan taksiyle gittim, döndüm. Hacı benden Taksim heykelinin önünde video çekmemi istedi. Ben de bu sebeple hacıya göndermek üzere Taksim'deki heykelin önünde video çektim ve gönderdim. Sonrasında etraftaki mağazaları çektim. Görüntülerdeki patlamanın gerçekleştiği yerin videosunun olması ise tesadüf. İsteyerek çekmemiştim. Bilal uyuşturucu içer. Ben içmem. Olay günü Taksim'e gideceğimiz gün bana rahatlatıcı olduğunu söylediği bir adet hap verdi. Ben hapı neden veriyorsun diye sorduğumda, 'Benim üstümde kalmasın sen taşı' dedi. Bilal gideceğimiz gün ilk kez bu kadar iyi davranıyordu. Korsan taksi çağırıp gittik. Yolda biriyle konuşup, 'Tamam kardeş geliyoruz' diye biriyle konuştuğunu birine bilgi verdi. Elindeki çantayı bana verip 'sen gez ben geleceğim' dedi. Çantayla araçtan indim. Çantayı alıp, İstiklal caddesine girdim. Çantaya baktığımda içinde cips, kek gibi yiyecek poşetleri vardı. Alt kısımda yumuşak dokulu bir paket vardı. Korktum 112'yi aradım. Çıkan şahısla Türkçe bilmediğim için konuşamadım. Korkmuştum. Bu sırada Hacı aradı. Benim arkadan çekilmiş bir görüntümü gönderdi. Görüntüyü anlayamadan Hacı, 'Çantayı bırak, oradan ayrıl. Başkası gelip çantayı alacak' dedi. Ben de bırakıp gittim.” |
(AS)