* Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) bugün yaptığı açıklamada, Türkiye yetkililerinin İran'dan ülkeye giren Afganistanlı sığınmacıları uluslararası hukuka aykırı şekilde İran'a geri ittiklerini söyledi.
Beşi geri itilen altı Afganistanlı, HRW’ye, Türkiye ordusunun onları ve birlikte seyahat ettikleri diğer kişileri, bazılarının kemiklerini kıracak derecede dövdüğünü ve Türkiye'de güvenliğe kavuşmak için sınırı geçmeye çalışırlarken 50 ile 300 kişilik gruplar halinde topluca sınırdışı edildiklerini anlattı. Bu süreçte bazı aileler bölündü.
Öte yandan İran da Afganistanlıları Afganistan'a sınırdışı etmeye devam ediyor. İran, örneğin Eylül ayı başında üç gün içinde 28 bin 735 Afgan'ı Afganistan'a geri gönderdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün kıdemli kriz ve çatışma araştırmacısı Belkis Wille, “Türkiye makamları, güvenli bir yere kaçmaya çalışan Afganları sığınma hakkından mahrum bırakıyor. Türk askerleri de Afganlara ağır şekilde kötü muamelede bulunarak onları hukuka aykırı şekilde geri itiyorlar” dedi.
“AB üye ülkeleri, Türkiye'yi Afgan sığınmacılar için güvenli bir üçüncü ülke olarak görmemeli ve Türkiye gibi haklarına saygı gösterilmeyecek üçüncü ülkeler de dahil olmak üzere Afgan vatandaşlarına ilişkin tüm sınırdışı ve geri gönderme işlemlerini askıya almalıdır" diyen Wille, “Bu ülkeler ayrıca Türkiye üzerinden AB'ye giren Afganların adil ve etkili sığınma prosedürlerine erişebilmelerini sağlamalıdırlar” diye konuştu.
TIKLAYIN - "Van sınırındaki duvar inşaatı durdurulmalı"
Geçiş sırasında darp edildiler
25 Eylül- 11 Ekim tarihleri arasında İnsan Hakları İzleme Örgütü, beşi İran'a sınır dışı edilmemek için Türkiye'de saklanan ve biri üçüncü kez zorla İran'a sınırdışı edilen altı Afganistanlı ile uzaktan görüştü. Bu kişilerin tamamı Taliban'ın Kabil'in kontrolünü ele geçirdiği 15 Ağustos'tan kısa bir süre önce veya sonra Afganistan'dan kaçmışlardı.
Bu kişiler, Pakistan ve İran'dan geçtiklerini, İranlı kaçakçıların gece yarısı onları Türkiye’nin dağlık sınırına götürdüklerini ve karşıya koşmalarını söylediklerini anlattı, Türkiye askerlerinin kafalarının üzerinden ateş açtıklarını söyledi. Görüşülenlerden ikisi, askerlerin kendilerini ağır şekilde darp ettiklerini söyledi.
Afganistanlılardan biri Türkiye'de kalabilmeyi ilk denemesinde başarıp bir diğeri ise İran’a geri gönderilirken, diğer dört kişi Türkiye askerleri tarafından defaten, üç kez geri gönderildikten sonra Türkiye’de kalabilmeyi başardıklarını aktardı.
Darp, eşyaları imha, zorla geri gönderme
Görüşülenlerden ikisi, Türkiye kuvvetlerinin, kendilerinin ve birlikte sınırdışı edildikleri gruptaki herkesin eşyalarını imha ettiğini söyledi. Bir kadın, “Bizi alıkoyduktan sonra telefonlarımıza, paramıza, yiyeceklerimize ve taşıdığımız her şeye el koydular ve tüm eşyalarımızı büyük bir ateşte yaktılar. Bunu, sınırı tekrar geçmeye çalışmamamız gerektiği mesajını iletmek için yaptıklarını sanıyorum” dedi.
Bir erkek, askerlerin birlikte seyahat ettiği gruptaki erkekleri iç çamaşırlarına kadar soyduklarını, kıyafetleri ile tüm eşyalarını yaktıklarını ve onları zorla geri gönderdiklerini söyledi.
Başka bir erkek ise askerlerin silahların kabzaları ile onları darp ettiklerini ve grubundaki bazı kişilerin dayaklar dolayısıyla ellerinde, kollarında ve bacaklarında kırıklar olduğunu belirtti. “Ağrının geçmesi 10 gün sürdü, ama arkadaşım için durum daha kötüydü. Kaçakçımız onu İran'da bir doktora götürüp kırık bir kolu ve bacağı için tedavi etmesini sağlamak zorunda kaldı” dedi.
Dövdüler, aileleri ayırdılar
Görüşülenlerden bir başkası, "İkinci kez Türkiye'ye girdiğimde, Türk askerlerinin benimle sınırı geçen insanları kanlar içinde bırakana ve kafalarında büyük yaralar açana kadar dövdüklerini gördüm. Silahlarının kabzalarıyla ve sopalarla beni yaklaşık 20 dakika dövdüler ve kanlar içinde bıraktılar” diye konuştu.
Üç Afganistanlı, kendileri ciddi şekilde dövülmemelerine rağmen, onlarla birlikte gelenlerin askerler tarafından ağır hortumlarla ciddi şekilde dövüldüklerini gördüklerini söyledi. Bir kadın, "Yüzü gizlenmiş, çok uzun boylu bir asker vardı, Deli gibiydi, kardeşimi sopayla vahşi gibi döverken "Neden geldin buraya?" diye bağırıyordu" dedi.
Bir kadın, iki çocuğu, erkek kardeşi, kardeşinin eşi ve çocuğuyla birlikte Türkiye'ye girmek için üçüncü denemelerinde, Türkiye askerlerinin erkek kardeşini ve onun karısını alıkoyarak sınırdışı ettiklerini, onların çocuğunu da kendisine bıraktıklarını söyledi.
Fidye talebi
Bir kişi, kendi grubunda bir adamla birlikte İran'a zorla geri gönderildiklerini ancak adamın karısının ve çocuklarının Türkiye'de bir gözaltı merkezine götürüldüğünü söyledi. Polisin kendisini ve beraber seyahat ettiği kişileri sınırın 180 kilometre batısındaki bir kasabada alıkoyduğunu ve 135 kişilik bir grubun bulunduğu gözaltı merkezi olarak kullanılan mülteci kampına benzer bir yere getirdiğini söyledi.
O ve başka bir erkek, beraber seyahat ettikleri gruplarıyla birlikte İran'a geri gönderildikten sonra, hırsızların onları kaçırdıklarını ve onları serbest bırakmak için fidye talep ettiklerini söyledi. "Hırsızlar, arabalar ve motosikletlerle bıçak ve sopalar savurarak geldiler. Ailelerimizin kişi başı 100 ABD doları göndermelerini sağlamamızı istediler" dedi. Telefonla kaçakçımıza parayı göndermesi için ulaştık ve sonra tabi o parayı kaçakçıya borçlandık" diye konuştu.
Diğer erkek, hırsızların onları iki gün tuttuklarını, telefonlarını ve nakit paraları da dahil olmak üzere tüm eşyalarını aldıklarını ve İran'daki aracılar vasıtasıyla para göndermeleri için akrabalarını aramaya zorladıklarını söyledi.
“Geri gelirseniz sizi döveceğiz”
Türkiye, geçici koruma statüsü verilen Suriye'den gelen 3,7 milyon kişi, Afganistan, Irak ve diğer ülkelerden gelen 400 binin üzerinde mülteci ve göçmen de dahil olmak üzere dünyanın en çok mülteciye ev sahipliği yapan ülkesi. İnsan Hakları İzleme Örgütü daha önce Suriye de dahil olmak üzere sığınmacıların yasadışı şekilde geri itildiklerini ve darp edildiklerini belgelemişti. Afganistanlıların, İran'a şiddetle geri itilmeleri ise basında yer almıştı.
Görüşülen kişilerin çoğu sınıra yakın yerlerden sınırdışı edildiklerini söylerken, bir kişi kendisinin ve sekiz akrabasının Türkiye'de yerel bir göçmenlik bürosuna gittikten sonra sınır dışı edildiklerini, hasta oldukları ve hastaneye gitmelerine izin verilmesi gerektiği için göçmen bürosuna gittiklerini söyledi.
“Oraya vardığımızda yetkililer bizi gözaltına aldılar, telefonlarımızı alıp kapattılar, bu nedenle ailemizin geri kalanı bize ne olduğu hakkında hiçbir fikri olamadı" dedi. Görüşülen kişi “Bizi iki gece bir gün tuttular ve sadece iki kez yemek verdiler. İkinci geceden sonra bizi yaklaşık 100 kişiyle otobüslere bindirdiler ve sınıra götürdüler. Sınırdaki bir askerin kendilerine "Sınır burası. Geri gelmeyin. Gelirseniz, sizi döveceğiz.”
Merkel’e "baskı kurma" çağrısı
Şansölye Angela Merkel'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmek üzere 16 Ekim 2021'de Türkiye'yi ziyaret etmesi planlanıyor.
HRW, Merkel’in Türkiye hükümetine Afganistanlıların geri itilmelerine son verilmesi, toplu geri itme, sınırda reddedilme ve sığınma hakkından mahrum bırakma iddialarının soruşturulması ve ilgili olayların gideriminin sağlanması için baskı kurması gerektiğini söyledi.
BM ve Avrupa Komisyonu’na da çağrı
Türkiye de dahil olmak üzere Afganistan sığınmacıları ve diğer göçmenleri kabul eden tüm hükümetlere 1951 Mülteci Sözleşmesi, insan hakları antlaşmaları ve uluslararası örfi hukuk ile korunan uluslararası insan hakları ve mülteci haklarına tam olarak saygı göstermeleri için çağrı yapan HRW şu açıklamalarda bulundu:
“Özellikle geri göndermeme yükümlülüğü (non-refoulement) herhangi bir kimsenin yaşamına veya özgürlüğüne yönelik gerçek bir zulüm veya tehdide, işkenceye veya diğer ciddi bir zarar riskiyle karşı karşıya kalacağı bir yere geri gönderilmesini yasaklamaktadır.
“BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), hükümetler ve diğer aktörler, Türkiye sınırlarındaki geri itmeleri izlemeli, belgelemeli ve geri itmelere karşı çıkmalıdır. Türkiye'de elçilikleri olan hükümetler, Afgan sığınmacıları kayıt altına alması ve koruması için Türkiye'yi desteklemeli ve mülteciler için çalışan tüm kurumların kayıt dışı olanlar da dahil olmak üzere tüm Afganlara özgürce yardım etmelerine izin vermesi için Türkiye'ye baskı yapmalıdır.
“Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri, Avrupa Komisyonu ve Avrupa devletleri, Afgan mültecileri ciddi zararlara maruz kalma ve Afganistan'a zincirleme şekilde sınır dışı edilme ihtimalleri bulunan İran'a sınırdışı etmekten kaçınması için Türkiye'ye açıktan baskı yapmalıdır.
“Komisyon, gelişmeleri yakından izlemeli ve Afgan sığınmacıların toplu olarak sınır dışı edilmelerini, göç kontrolü konusunda Türkiye ile iş birliğinde, Türkiye'nin katılım sürecine ilişkin raporları kapsamında ve Avrupa Göç Planı kapsamında dikkate almalıdır.”
Türkiye'deki mülteciler hakkındaTürkiye, 2015 yılından bu yana dünyanın en büyük geçici ve uluslararası koruma sağlanan nüfusuna ev sahipliği yapıyor. 2011 yılında başlayan Suriye savaşıyla 6,8 milyon Suriyeli ülke dışına göç etmek zorunda kaldı. Suriyelilerin 3,69 milyonu, yani yarısından fazlası Türkiye’de. Türkiye, çoğunluğu Afganistan, Irak ve İran’dan gelen yaklaşık 320 bin uluslararası koruma başvuru sahibi ve statü sahibine ev sahipliği yapıyor. Türkiye’de 1 milyon 179 bin oturma izni olan yabancı vatandaş, ayrıca literatürde “düzensiz göçmen” olarak tanımlanan ve sayıları 2 milyona yaklaşan kayıtsız göçmen de bulunuyor. “Yakalanan düzensiz göçmenler” içerisinde Afganlar başı çekiyor. 2018 yılında yakalanan 268 bin “düzensiz” göçmenden yaklaşık 101 bini, 2019’da 454 bin “düzensiz” göçmenden 201 bini, 2020’da 122 bin “düzensiz” göçmenden 50 bini Afganistan’dan. |
(TP)