Uluslararası Af Örgütü, Afrin ve Azez’de Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve YPG arasındaki çatışmalarda sivillerin de hedef olduğu açıklamasında bulundu.
Bölgede yaşayan veya kısa süre önce çatışma bölgesinden ayrılan 15 kişiyle görüşen Uluslararası Af Örgütü, görüştükleri kişilerin, iki tarafın da sivilleri ayırmaksızın bombardıman yaptığını söylediklerini aktardı.
Uluslararası Af Örgütü Dijital Doğrulama Birlikleri’nin bu iddiaları video analizleriyle doğruladığını da belirtti.
TIKLAYIN - Farklı Kaynaklardan Afrin Operasyonunun Kronolojisi
Maalouf: Bombardımanlar çok tedirgin edici
Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu araştırma direktörü Lynn Maalouf, Afrin’deki TSK ve YPG arasındaki çatışmaların bugüne kadar pek çok sivilin ölümüne neden olduğunu ve yüzlerce kişinin hayatının da tehdit altında olduğunu söyledi ve ekledi:
“Gerçekleştirilen bombardımanlar son derece tedirgin edici. Ağır silahlar ve diğer patlayıcıların sivillerin yaşadığı bölgelerde kontrolsüz kullanımı uluslararası insancıl hukuk tarafından yasaklı ve tüm taraflar bu saldırılara derhal son vermeli.”
Kürt Kızılay’ı: 97 sivil öldü
Kürt Kızılay’ı, 22 Ocak-21 Şubat 2018 arasında TSK 24’ü çocuk, 93 sivilin ölümüne, 51’i çocuk 313 sivilin yaralanmasına neden oldu açıklaması yaptı.
Açıklamada, YPG’nin de Azez'e gerçekleştirdiği topçu atışları nedeniyle aralarında dokuz yaşında bir çocuğun da olduğu dört sivilin hayatını kaybettiği belirtildi.
TSK’nin sorumluluğunda olduğu iddia edilen saldırılar
Uluslararası Af Örgütü, Türkiye sınırının 7 kilometre ötesinde bulunan Cinderes’te yaşayan Hussein, 21 Ocak’ta TSK tarafından atıldığı düşünülen bombanın komşusunun ölümüne neden oluşunu şu sözlerle anlattı:
“Saat 8.00 sularında kahvaltı yaparken patlamaları duyduk. Yanımıza alabildiğimiz kadar eşyayı alarak evimize 200 metre uzaktaki sığınağa gittik. Yolda 60 yaşındaki komşumuz Fatme’yi gördük. Annem Fatme’ye bizimle gelmesini söyleyince Fatme, bizi takip edeceğini söyledi. Sığınağa girdikten hemen sonra büyük bir patlama duyduk. Evimizin zarar gördüğünden endişe ettiğim için dışarı çıktım ve dumana doğru yürüdüm. Evimizin 50 metre uzağındaki Fatme’nin evine top isabet etmiş ve Fatme orada ölmüştü.”
Maabatli’de yaşayan Sido, 25 Ocak’ta komşu evde bulunan altı kişiden beşinin ölümüne neden olan bombardımanı şöyle anlatıyor:
“Saldırı, evi tamamen harap etti; anne, baba ve dört çocuk birkaç saat enkaz altında kaldı. Çocuklardan biri kurtuldu ama durumu kritik. Bu evde askeri karargah falan yoktu.”
YPG’nin sorumluluğunda olduğu iddia edilen saldırılar
Azez’de yaşayan medya aktivisti Mustafa, 5 Şubat’ta bir çocuğun öldüğü ve aynı aileden beş kişinin yaralandığı saldırıya ilişkin görgü tanıklığını aktardı:
“Azez’de Kürtlerin bombardımanı Zeytin Dalı Operasyonu ile birlikte başladı. En son sivilleri hedef alan bombardıman Azez’in merkezinde oldu. Hiç bir askeri nokta hedefe alınmadı, siviller ana hedefti. Son yıllarda Azez’in yerleşim alanlarında hiç askeri birlik yer almıyor. 5 Şubat’ta YPG tarafından bir araba vuruldu. Dokuz yaşında bir kız çocuğu öldü ve ailesinden beş kişi yaralandı. Yaralılar Türkiye’ye götürüldü. Kurtulup kurtulmadıklarını bilmiyorum.”
Psikiyatri hastanesinde eczacı olarak çalışan Saed, 18 Ocak’ta hastaneye düzenlenen saldırıdan YPG’nin sorumlu olduğunu söylüyor:
“Saldırının YPG kontrolündeki Afrin’den düzenlendiğinden eminiz. Çünkü Katyusha olduğunu düşündüğümüz roketin menziline baktık. Saldırıda ikisi ağır 13 kadın hasta yaralandı, bir kadın hasta öldü. Psikiyatri tesisi yetimhane ve diğer sivil hastanenin yanında bulunuyor. Çevrede askeri herhangi bir birim bulunmuyor ve psikiyatri tesisi, yetimhane ve hastane sınırdan kilometrelerce uzakta yer alıyor.”
Türkiye’deki sivillere saldırılar
Bunların yanı sıra Türkiye’de sivillerin yaşadığı yerleşim alanlarının da hedef alındığına dikkat çeken Uluslararası Af Örgütü, Türkiye hükümetinin 5 Şubat itibariyle bu saldırılarda yedi sivilin öldüğünü, 113 sivilin yaralandığını açıkladığını belirtti.
Uluslararası Af Örgütü Ortadoğu Araştırma Direktörü Lynn Maalouf, ABD, Rusya ve diğer devletlerin etkilerini kullanarak, tarafların hukuksuz saldırılara son vermeleri ve uluslararası insancıl hukuk kurallarına uymaları için baskı kurmaları gerektiğini söyledi. (EKN)