* Fotoğraf: Pexels
Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Vrije Üniversitesi’nden uzmanların yaptığı bir araştırmaya göre, 2020’de doğan çocuklar yaşadıkları ülkede karbon salımını azaltma hedefine ulaşılmış olsa bile hayatları boyunca ortalama 30 aşırı sıcak dalgasını deneyimleyecek.
Bu, söz konusu kuşağın 1960’ta doğan birinden yedi kat daha fazla sıcak dalgasına maruz kalması anlamına geliyor.
Son yıllarda doğan bebekler ise şu anda 60 yaşında olan birinden iki kat daha fazla kuraklık ve yangınla, üç kat fazla sel ve gıda kıtlığıyla baş etmek zorunda kalacak.
TIKLAYIN - Bir milyar çocuk iklim krizinden dolayı "yüksek risk" altında
1,5 derece hedefi tutturulursa hasar azalabilir
Bilim insanlarına göre, buna karşın küresel ısınmayı 1,5 santigrat derecede tutmak için sera gazı salımlarının radikal şekilde azaltılması, bugünün çocuklarının deneyimleyeceği sıcak dalgalarını neredeyse yarıya indirebilir.
Afrika’daki çocuklar daha fazla risk altında
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre araştırmada, iklim değişikliğinin nasıl deneyimleneceğinin yaşanılan bölgeye göre farklılık göstereceği de ortaya kondu. 2016 ve 2020 yılları arasında Avrupa ve Asya’da dünyaya gelen 53 milyon çocuk, dört kat daha fazla olağanüstü hava koşullarını deneyimleyecek.
Afrika kıtasında aynı yıllar arasında doğan 172 milyon çocuk ise 5,7 kat daha fazla bu koşulları tecrübe etmiş olacak.
“Sıcak, kuraklık, sel, gıda kıtlığı”
Araştırmanın başındaki Profesör Wim Thiery, ‘’Bugün 40 yaşın altındaki insanlar, sıcak dalgası, kuraklık, sel ve gıda kıtlığı gibi beklenmedik olaylarla dolu bir yaşama hazır olmalılar’’ dedi.
Araştırma ekibinde yer alan Potsdam’daki İklim Etki Araştırması Enstitüsü’nden Dr. Katja Frieler ise, “İyi haber şu: Eğer ısınmayı fosil yakıt kullanmayı azaltarak 1,5 santigrat derecede tutabilirsek çocuklarımızın omzundaki iklim yükünü hafifletmiş oluruz” diye konuştu.
COP26’da talep edilecek
Kasım ayında İskoçya’nın Glasgow şehrinde düzenlenecek Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi-COP26’da en fazla kirliliğe yol açan ülkelerden sera gazı salımlarını daha fazla azaltmaları talep edilecek.
1,5 derece neyi değiştirir?
Paris İklim Anlaşması hedeflerini karşılamak ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırabilmek için, ülkelerin kolektif bir şekilde on yıl içinde fosil yakıt üretimini (kömür- yüzde 11, petrol- yüzde 4, doğalgaz-yüzde 3) küresel ölçekte yıllık yüzde 6 azaltması gerekiyor.
Ancak, 57 ülke ve AB'nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiren İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021'e göre, ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor.
Yine BM Çevre Programı ile IISD, Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü, İklim Analitiği ve CICERO gibi diğer büyük araştırmacılar tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”nun 2020 verilerine göre de dünyadaki toplam fosil yakıt üretimi küresel ısınmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın değil.
Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen ihracatçıların üretimi daha da hızlı bir şekilde azaltması gerek. Ancak bunun yerine ülkeler, fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2'lik bir artışa doğru ilerliyor.
Öte yandan, Leeds Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve "ortalama" olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor. Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor.
(TP)