* Fotoğraf: Pixabay
Dünyanın dört bir yanından hükümetler, 2019 ve 2020’de denizaşırı fosil yakıt projesi fonlarına, neden oldukları hava kirliliğini azaltma projelerine kıyasla yüzde 20 daha fazla kaynak sağladı.
Temiz Hava Fonu’nun (CAF) bir analizine göre, yılda en az 4 milyon erken ölümden sorumlu olan hava kirliliğine küresel kalkınma yardımlarının yalnızca yüzde 1’i ayrılıyor.
Raporda, hava kirliliğinin HIV/AIDS, sıtma ve tüberkülozun toplamından daha fazla insanı öldürdüğü, ancak bu tür sağlık sorunlarının çok daha fazla fon aldığı tespit edildi.
Kaybedilen yaşam yılları açısından karşılaştırıldığında, HIV/AIDS projeleri 34 kat, yetersiz beslenme programları ise yedi kat daha fazla fon aldı. Uzmanlar, hava kirliliğiyle mücadele için benzer düzeylerde finansmanın artırılmasının birçok hayat kurtaracağını söyledi.
TIKLAYIN - Hava kirliliği azalırsa ortalama yaşam süresi 2,2 yıl uzayabilir
Şehirler kirli fon az
Hava kalitesi projeleri için finansman yoğunluklu olarak orta gelirli Asya ülkelerine yönelikken Afrika ve Latin Amerika ülkeleri, çok sayıda yoğun kirli şehre sahip olmalarına rağmen toplam fonun sadece yüzde 15’ini alıyor.
Örneğin, 2019’da hava kirliliği ile ilgili tahmini 2260 kaybı olan Moğolistan, 2015-2020 yılları arasında 437 milyon dolar alırken, hava kirliliği nedeniyle 70 bin 150 erken ölüm yaşayan Nijerya sadece 250 bin dolar aldı.
“Daha fazla fona ihtiyaç var”
Durumu “çılgın ve şok edici” olarak nitelendiren CAF’tan Jane Burston şunları söyledi:
“Bir yanda inanılmaz ve kronik olarak düşük finansman seviyelerini, diğer yanda kronik olarak yüksek düzeyde halk sağlığı etkilerini gördüğünüzde, durum oldukça karmaşık hale geliyor. Daha fazla fona ihtiyaç olduğu açık.
“Hava kirliliği büyük bir sağlık krizi, ancak kirliliği azaltacak birçok proje aynı zamanda iklim değişikliğini sınırlamaya da yardımcı oluyor, çünkü bunlar fosil yakıt tüketimini azaltmakla ilgili. Eşitlik için de büyük kazanımlar olabilir, çünkü dünyanın neresinde olursanız olun, en yoksul topluluklar genellikle hava kirliliğinden en çok etkilenenlerdir.”
“Fosil yakıt finansmanına son verilmeli”
BM Çevre Programı (UNEP) Başkanı Inger Andersen ise hava kalitesi finansmanının sorunun ölçeğiyle uyuşmadığını belirterek şunları söyledi:
“Fosil yakıtları durmaksızın yakmamız havamızı kirletiyor ve küresel ekonomiye her yıl milyarlarca dolara mâl oluyor. Fosil yakıt gelişiminin finansmanına son vermek ve bunun yerine temiz, karbonsuz ekonomilere yatırım yapmak hemen fayda sağlayacak ve birçok hayat kurtaracaktır.”
500 binden fazla ölüme yüzde 5 fon
2015-2020 yılları arasında hava kalitesi programlarına yaklaşık 6 milyar dolar yardım yapıldı ve yüzde 45’i son yedi yılda hava kirliliğini yüzde 29 oranında azaltan Çin’e gitti. Moğolistan, Filipinler ve Pakistan sonraki en büyük alıcılardı. Hindistan, yılda hava kirliliğinden 1 milyondan fazla erken ölümle sekizinci sırada yer aldı.
Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde hava kirliliği nedeniyle yılda 500 binden fazla ölüm oluyor ve bu sayı giderek artıyor. Ancak rapora göre, yardım fonlarının sırasıyla sadece yüzde 5 ve yüzde 10’unu alıyorlar.
Öncelik haline getirilmeli
Rapor, finansman seviyelerinin artırılmasını, tüm yeni fosil yakıt yatırımlarının derhal durdurulmasını ve hava kirliliğinin kalkınma yardımları için açık bir öncelik haline getirilmesini tavsiye ediyor.
UNEP’ten ayrı bir rapor ise, dünya ülkelerinin üçte birinin hava kirliliği konusunda yasal sınırları olmadığını ve bunu yapan ülkelerde sınırların genellikle DSÖ yönergelerinden daha zayıf olduğunu söylüyor.
“Afrika en riskli yer”
“Afrika, hızlı kentleşme nedeniyle kirliliğin artmasının en muhtemel olduğu yer, bu yüzden orada hava kirliliğini korkunç derecede kötüleşmeden önce ele almak için büyük bir fırsat var” diyen Burston sözlerine şöyle devam ediyor:
“Yetersiz beslenme, su ve sanitasyon ve HIV/AIDS projelerinin daha az fon alması gerektiğini söylemiyoruz. Büyük miktarlardaki fonların iyi harcanmasının bir sonucu olarak bunlardan kaynaklanan ölümler kesinlikle düşüyor, ancak hava kirliliği hiç de aynı ölçekte değil.”
“Milyonlarca insan ölüyor”
Dünya Sağlık Örgütü’nün sağlık ve hava kalitesi savunucusu Rosamund Adoo-Kissi-Debrah, “Kirli hava her yıl dünya çapında milyonlarca insanı öldürüyor” diyor.
Debrah, kızı Ella Kissi-Debrah’ın resmi olarak suçlanan hava kirliliği nedeniyle 2013 yılında 9 yaşında hayatını kaybettiğini de hatırlatıyor:
“Kızımın davası, bu yıkıcı etkiler konusunda farkındalığın artmasına yardımcı oldu. Ama kampanyacılar bunu tek başlarına yapamazlar. Yardım fonları, temiz hava mücadelesini sürdüren destek tabanını sağlayarak kritik bir rol oynuyor.”
Dünyada hava kirliliği
DSÖ'ye göre, metreküp başına 25 mikrogram partikül madde, hava kirliliğinde en üst sınır kabul edilirken, buna PM 2.5 sınırı deniyor. 100'ün üzerinde kaydedilen oranlar sağlığa zararlı, 250'nin üzerindeki ölçümün ise alarm seviyesi olduğu belirtiliyor.
Dünya nüfusunun yüzde 91'i hava kalitesinin DSÖ’nün belirlediği sınırların üzerindeki yerlerde yaşıyor. DSÖ, her yıl dünya genelinde dış ortam hava kirliliği nedeniyle 4,2 milyon ölüm yaşandığını söylüyor. 3,8 milyon ölüm, evlerde kullanılan ve kirli yakıtlarla çalışan ocaklara maruz kalmasından kaynaklanıyor.
Dünyadaki 15 yaşın altındaki çocukların ise yüzde 93'ü kirli hava soluyor ve hava kirliliğine sebep olan kirleticilerin, bir annenin plasentasını geçerek rahimdeki fetüslere kadar ulaşabileceğini ortaya koyan araştırmalar bulunuyor.
Günümüzde dünya nüfusunun yarısının sağlıkla ilgili tehditleri değerlendirmek üzere gerekli olan verilere erişimi bulunmuyor. Bunun yanı sıra, hava kalitesinin yasalar uyarınca belirlenmiş seviyelerin altında tutulmasına dair mevzuata sahip ülkeler dahi sürekli olarak bu sınırları ihlal ediyor.
(TP)
* Kaynak: İklim Haber