* Fotoğraf: Pixabay
Çin’in başkenti Pekin’in geçen yıl ilk kez, eyalet hava kalitesi standartlarını karşıladığı açıklandı.
Pekin’de ve başka yerlerde meydana gelen bir dizi tehlikeli gaz birikiminin kamuoyunda yaygın bir öfkeyi tetiklemesinin ardından kömür tüketimini ve ulaşım emisyonlarını azaltmak ve ağır sanayiyi yeniden konumlandırmak gibi hedeflerle Çin, 2014 yılında kirliliğe savaş ilan etmişti.
Enerji ve Temiz Hava Araştırma Merkezi baş analisti Lauri Myllyvirta, “İyileştirmeler gerçek ve Pekin’i çevreleyen endüstriyel kuşağın yanı sıra ülkenin geri kalanının büyük kısmında da bunu gözlemleyebiliyoruz” dedi. Ancak, kirliliğin “kent sakinleri için devam eden bir sağlık riski oluşturacak” kadar yüksek kaldığı konusunda uyardı.
Yüzde 23 düşüş
PM2.5 olarak bilinen havadaki küçük, tehlikeli partiküllerin yıllık ortalaması, metreküp başına 33 mikrogram ve bu, Dünya Sağlık Örgütü tarafından tavsiye edilen 5 mikrogram seviyesinden yaklaşık yedi kat daha yüksek.
İklim Haber'in haberine göre, yetkililer, bunun bir önceki yıla göre yüzde 13 düştüğünü ve Çin’in rekor düzeyde ilk kez, 35 mikrogramlık geçici standardını karşıladığını söyledi.
Böylece Pekin sakinleri 2021'de, 2013’e kıyasla, yaklaşık dört ay daha fazla açık gökyüzünün tadını çıkardı.
İyileştirme çabaları
Kaydedilen ilerlemenin bir ölçüsü olarak, 2016 yılında ortalama PM2.5 okumaları 71 mikrogram olarak gerçekleşti, ancak bölge genelinde kömür ağırlıklı ısıtma sistemlerinin açıldığı kış aylarında sıklıkla 500 mikrograma yaklaştığı görüldü.
Pekin ve çevresindeki Hebei eyaleti o zamandan beri daha temiz bir kaynak olarak görülen doğalgaza geçmek için çaba sarf etti ve ayrıca bölgeye çok sayıda ağaç dikti.
Ayrıca otomobillere yeni katı yakıt standartları dayatıldı ve çelik fabrikaları ve diğer endüstriyel tesisler emisyonları kontrol etmeye yönelik ekipman kurmaya zorlandı.
Pekin’in çevre koruma bürosu başkan yardımcısı Yu Jianhua, kentin son 10 yıldaki çabalarını ve iyileştirmelerinin hızını “benzeri görülmemiş” olarak nitelendirdi. Myllyvirta ise “Daha fazla iyileştirme, kömür ve petrolden temiz enerjiye geçiş gerektirecektir” dedi.
Hava kirliliği etkisi
Çapı 2,5 mikrometreden küçük olan (PM2.5) ince parçacıklar akciğerlere derinlemesine nüfuz ederek zamanından erken ölüme sebep oluyor. Ayrıca arabalardan, kamyonlardan ve kömür santrallerinden yayılan nitrojen dioksit ve yeryüzündeki ozon seviyesi de hava kirliliğine bağlı erken ölümlere sebep oluyor.
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya çapında hava kirliğinden dolayı yılda yedi milyon kişi hayatını kaybediyor. Bu rakam sigara ve zayıf beslenme alışkanlıkları nedeniyle hayatını kaybedenlerle aynı düzeyde.
Ayrıca dünya nüfusunun yüzde 91'i hava kalitesinin DSÖ’nün belirlediği sınırların üzerindeki yerlerde yaşıyor. DSÖ, her yıl dünya genelinde dış ortam hava kirliliği nedeniyle 4,2 milyon ölüm yaşandığını söylüyor. 3,8 milyon ölüm, evlerde kullanılan ve kirli yakıtlarla çalışan ocaklara maruz kalmasından kaynaklanıyor.
Temiz Hava Fonu’nun (CAF) bir analizine göre, hava kirliliğine küresel kalkınma yardımlarının yalnızca yüzde 1’i ayrılıyor. Dünyanın dört bir yanından hükümetler, 2019 ve 2020’de denizaşırı fosil yakıt projesi fonlarına, neden oldukları hava kirliliğini azaltma projelerine kıyasla yüzde 20 daha fazla kaynak sağladı.
Raporda, hava kirliliğinin HIV/AIDS, sıtma ve tüberkülozun toplamından daha fazla insanı öldürdüğü, ancak bu tür sağlık sorunlarının çok daha fazla fon aldığı tespit edildi.
Hava kalitesi projeleri için finansman yoğunluklu olarak orta gelirli Asya ülkelerine yönelikken Afrika ve Latin Amerika ülkeleri, çok sayıda yoğun kirli şehre sahip olmalarına rağmen toplam fonun sadece yüzde 15’ini alıyor.
Örneğin, 2019’da hava kirliliği ile ilgili tahmini 2260 kaybı olan Moğolistan, 2015-2020 yılları arasında 437 milyon dolar alırken, hava kirliliği nedeniyle 70 bin 150 erken ölüm yaşayan Nijerya sadece 250 bin dolar aldı.
(TP)