Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbete mahkum edilen Osman Kavala Silivri Hapishanesindeki 5 yıllık (1827 gün) tutukluluğuna ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Kavala açıklamasında hakkında hazırlanan iddianameleri örnek göstererek “Anlaşılacağı gibi, suç sayılan bir faaliyette bulunduğumu gösteren herhangi bir delil bulunmuş değil” dedi ve ekledi:
“İlk Gezi davasındaki beraat kararıyla, iki AİHM kararıyla ve AYM Başkanı ve üyelerinin karşı oy yazılarıyla da ortaya konmuş olan bu yalın gerçeğe rağmen, Silivri cezaevinde beşinci yılımı doldurdum.
“Hukuksuzluğa, ayrımcılığa, gaddarca davranışa maruz kalanın sadece kendim olmadığını aklımdan çıkarmıyorum. Cezaevindekilerin hikâyelerini dinlemek, koridorlarda 80 yaşını aşmış insanları görmek zaten bu gerçeği sürekli hatırlatıyor.
“Yurttaşların keyfi biçimde cezaevine sokulmaları ile iş cinayetleri, maden faciaları arasında ilişki olduğunu, bunların insan hayatına değer vermeyen bir anlayışın yaygınlaşmasından kaynaklandığını düşünüyorum.
“Ülkemizde hukuk normlarının hükümran hale gelmesinin, etik değerleri öne çıkartan bir yenilenmeyi başlatacağına inanıyorum.”
TIKLAYIN - Gezi'de karar: Kavala'ya ağırlaştırılmış müebbet, 7 kişiye 18 yıl hapis
TIKLAYIN - AİHM, Osman Kavala kararını açıkladı
Osman Kavala'nın tutukluluğuOsman Kavala’nın tutukluluk hikâyesi, yargının siyasallaşması, siyaset tarafından kullanılmasının, cezalandırılmak istenen kişiye göre suç yaratma teşebbüsünün ve sadece hukuk normlarının değil, mantık kurallarının da hiçe sayılarak delil yerine komplo teorileri kullanma faaliyetinin açık bir örneği. Kavala, 1 Kasım 2017'de “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” (TCK 312) ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” (TCK 309) suçlamalarıyla tutuklandı. Gezi protestolarının planlayıcısı, yöneticisi ve finansörü olduğu iddiasıyla hükümeti devirmeye teşebbüs suçuyla yargılandığı dava beraat kararıyla sonuçlandı. Beraat kararından sonra serbest bırakılmadı, daha önce tahliye kararı verilmiş olan ikinci suçlamayla yeniden tutuklandı. Bu süreç içinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem hükümeti devirme hem de darbe teşebbüsüyle ilgili suçlamalar için makul şüphe uyandıracak delil olmadığına hükmetti, tutuklanmanın siyasi faktörlerle yetkinin kötüye kullanılması olduğu tespitini yaptı ve Kavala’nın derhal serbest bırakılması yönünde karar aldı. AİHM kararının etrafından dolanarak tutukluluğu devam ettirmek amacıyla üçüncü bir suçlama, casusluk suçlaması (TCK 328), ortaya çıkarıldı. Kavala hakkında hazırlanan ikinci iddianamede bu suçlama, casusluğun konusu olması gereken gizli bilginin ne olduğunu, kimden ve nasıl temin edildiğini anlatma ihtiyacı hissedilmeden yer aldı. İddianamede, Kavala’nın Gülenci örgütün mahrem sorumlularıyla irtibat halinde olduğu, 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı, hatta darbe sonrası kurulacak hükümette yer alacakların koordinasyonu ile uğraştığı şeklinde akıl almaz suçlamalar da bulunuyordu. İddianamede hem casusluk hem de 15 Temmuz darbe girişimini desteklemek suçlamasına dayanak olarak, Kavala’nın darbe girişiminin arkasındaki dış güçlerin ajanı olmakla suçlanan Henri Barkey ile yoğun irtibat içinde olduğu iddia edilmişti. Bu iddiayla ilgili kullanılan sözde delil, Kavala, Divan ve Hilton otelleri arasındaki çalışma ofisindeyken Barkey’in telefonunun yakın yerlerden sinyal vermiş olmasıydı; aynı baz istasyonundan sinyal çakışması dahi bulunmamıştı. Somut delil bulunmaması ise, ilişkinin çok gizli yürütülmüş olması ile açıklandı. Osman Kavala, hükümeti devirmek, darbe teşebbüsünde bulunmak ve casusluk gibi çok ağır suçlamalarla yargılandığı davalarla ilgili sürecin hiçbir aşamasında, savcı tarafından sorgulanmadı. Bütün bu yoğun delilsizlik durumuna karşın, Cumhurbaşkanı Erdoğan birkaç kez Kavala’nın suçlu olduğuna dair demeçler verdi, bunlardan birinde de Gezi davasında verilen beraat kararını eleştirerek, bunu Kavala’nın tahliyesini sağlamaya yönelik bir operasyon olarak niteledi. Beraat ettiğin Gezi davası bozuldu. Çarşı grubunun yargılandığı davayla birleştirildi. Yeniden görülmeye başlandı. Bu dava da Kavala ile ilgili 15 Temmuz darbe girişimini desteklemek ve casusluk suçlamalarıyla ilgili davayla birlşetirildi. Gezi'yle Çarşı davası daha sonra ayrıldı. Davada karar 25 Nisan'da çıktı. Kavala TCK 312'den (Hükümeti kaldırmaya teşebbüs) ağarlaştırılmış müebbet cezasına çarptırıldı. Casusluk suçlamasından ise beraat etti. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin, AİHM'in kararına karşı başlattığı ihlal süreci devam ediyor. Osman Kavala’nın karşı karşıya kaldığı mesnetsiz iddiaların, hukuk ve mantık dışı süreçlerin kısa özeti: 17 Ekim 2017: Osman Kavala gözaltına alındı. 1 Kasım 2017: Kavala “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” (TCK 312) ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” (TCK 309) suçlamalarıyla tutuklandı. 24 Aralık 2018: TCK 309 ve TCK 312 ile ilgili soruşturma dosyaları ayrıldı. 19 Şubat 2019: Tutukluluk kararından 16 ay sonra TCK 312. madde yönünden Kavala hakkındaki ilk iddianame düzenlendi. 11 Ekim 2019: Kavala’nın TCK 309 ile ilgili suçlamadan tahliyesine karar verildi. 10 Aralık 2019: AİHM Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğu ve derhal serbest bırakılması gerektiği yönünde karar verdi. 18 Şubat 2020: TCK 312 ile ilgili dava beraat kararıyla sonuçlandı. 19 Şubat 2020: Kavala beraat kararından sonra serbest bırakılmadan TCK 309 ile ilgili suçlamadan yeniden tutuklandı. 9 Mart 2020: Kavala TCK 328. maddeden tutuklandı. 20 Mart 2020: Kavala TCK 309’dan ikinci kez tahliye edildi. TCK 328 ile ilgili casusluk suçlamasından tutukluluğu devam etti. 3 Eylül 2020: AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararının uygulanarak Kavala’nın derhal tahliye edilmesi yönünde karar verdi. 29 Eylül 2020: Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (AYM) Kavala’nın haksız tutukluluk başvurusunu görüşülme gündemine aldı. Aynı gün TCK 309 ve TCK 328 (casusluk) suçlamalarını içeren ikinci iddianamenin mahkemeye sunulması üzerine, AYM konunun görüşülmesini erteledi. 29 Eylül 2020: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi konuyu görüştüğü ikinci toplantısında, AİHM kararının uygulanmaması halinde verilecek ara karar taslağının hazırlanması yönünde karar aldı. 3 Aralık 2020: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına ve AYM’nin daha fazla ertelemeden AİHM kararına uygun düşecek şekilde dosyayı görüşmesine dair ara kararını açıkladı. 15 Aralık 2020: AYM haksız tutukluk görüşmesini yeniden gündeme aldı ve dosyanın AYM Genel Kurulu’na iletilmesine karar verdi. 18 Aralık 2020: 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutukluluğun devamı yönünde karar alındı. İkinci duruşma tarihi 5 Şubat olarak belirlendi. 29 Aralık 2020: AYM Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olmadığını 7’ye karşı 8 oy çokluğuyla kabul etti. Gerekçeli kararda, tutukluluğun hak ihlali olduğu yönünde oy kullanan üyelerin çok güçlü bir biçimde ifade ettikleri karşı görüşler yer aldı. 22 Ocak 2021: İstinaf mahkemesi Gezi davasında verilen beraat kararını bozdu. Bu davayla ilgili dosyanın TCK 309 ve TCK 328 ile ilgili dava dosyalarıyla incelenmesini istedi. 28 Ocak 2021: Beraat kararının bozulması sonrasında, 30. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptı düzenleyerek birleştirilen dosyalarla ilgili duruşmanın tarihini 21 Mayıs 2021 olarak belirledi. 5 Şubat 2021: 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen duruşmada Mahkeme, Kavala’nın dava dosyasının 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüşülecek olan TCK 312 ile ilgili Gezi Dosyası ile birleştirilmesine ve Kavala’nın TCK 328 ile ilgili casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluk halinin devamına karar verdi. 30 Nisan 2021: 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluk değerlendirme incelemesinde 1'e karşı 2 oyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi. 12 Mayıs 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 12 Mayıs 2021 tarihli haftalık toplantısında Kavala davasına ilişkin görüşmesinde Türk yetkililerin ve mahkemelerin, AİHM kararını dikkate almadan sürdürülen tutukluluk durumunun sona ermesi için gerekli adımları atmamış olmasından duyulan büyük kaygıyı ifade etti. Komite, Konsey üyesi ülkeleri, Türk yetkilileriyle görüşmelerinde Kavala’nın sürmekte olan tutukluluğu ve bir an önce tahliyesi konusunu gündeme getirmeye davet etti. 21 Mayıs 2021'de 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmada Kavala’nın tutukluluk halinin yeniden değerlendirileceğine dikkat çekip yetkilileri Kavala’nın serbest bırakılması için gereken tüm adımları atmaya davet etti. 21 Mayıs 2021: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Osman Kavala’nın casusluk suçundan tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme, Çarşı ile ilgili Gezi dosyasının, birleştirme hususunun değerlendirilmesi için incelenip iade edilmek üzere mahkemeye gönderilmesini istedi. 9 Haziran 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ilk kez AİHM'in Osman Kavala ile ilgili kararlarının uygulanmaması halinde Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürü başlatacağını açıkladı. Kavala'nın devam eden tutukluluğunun uluslararası hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve derhal salıverilmesi gerektiğini belirtti. 28 Temmuz 2021: Adli tatilde geçici olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı olarak görevlendirilen 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı, daha önce muvafakat vermeyen 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı sıfatıyla muvafakata onay verdi. Böylelikle Başkan, kendi birleştirme talebine yine kendisi muvafakat vermiş oldu. 2 Ağustos 2021: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 6 Ağustos günü duruşma yapacak olmasına rağmen 2 Ağustos'a duruşma açarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmekte olan dava ile dosyanın birleştirilmesine, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar verdi. 17 Eylül 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakılmayan Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'la ilgili yaptırım öncesi bekleme kararı aldı. Kavala'nın serbest bırakılması çağrısını yeniledi. 8 Ekim 2021: Gezi'nin çArşı davasıyla birleştirilmesinin ardından ilk duruşma görüldü. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Osman Kavala'yı kuvvetli suç şüphesini öne sürerek tahliye etmedi. Bir üye hakim karara muhalefet şerhi koydu. Avukatların hiçbir talebi kabul görmedi. çArşı avukatları duruşmayı terk etti. Osman Kavala, yaptığı savunmada "Sudan bahanelerle tutukluluğumun sürdürülmesi yargısız infazdır, algı yaratma çabasıdır" dedi. 11 Ekim 2021: Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu, Osman Kavala hakkında hiçbir mahkumiyet kararı olmadığını hatırlatarak ve AİHM kararına rağmen Kavala'nın serbest bırakılmamasının hukuk dışı olduğunu söyledi. Kavala'nın bir an önce serbest bırakılmasını istedi. 18 Ekim 2021: Türkiye'nin Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri, Türkiye'ye Osman Kavala'yı derhal serbest bırakma çağrısı yaptı. 19 Ekim 2021: Büyükelçiler Dışişleri Bakanlığına çağrıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Süleyman Soylu, büyükelçileri ve Kavala'yı hedef alan açıklamalar yaptı. Erdoğan, Osman Kavala hakkında hüküm kurulmamasına ve daha önce beraat etmesine rağmen suçlu gibi gösterdi. 22 Ekim 2021: Erdoğan'ın açıklamalarından sonra adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığını belirten Osman Kavala "Duruşmalara katılmamın ve savunma yapmamın anlamsız olacağına inanıyorum" dedi. 23 Ekim 2021: Erdoğan, Türkiye'ye çağrı yapan büyükelçilerin 'istenmeyen kişi' ilan edilmeleri için Dışişleri Bakanına talimat verdiğini söyledi. 25 Ekim 2021: Büyükelçiler ülkelerin kanun ve nizamlarına riayet etmesini öngören Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine riayet ettiklerini açıkladı. Aynı gün Erdoğan, "Büyükelçiliklerden yapılan açıklamayla yanlışlıklarından geri dönülmüştür" dedi. Yargıtay ve HSK de Türkiye'de yargının bağımsız olduğunu savunan açıklamalar yaptılar. 26 Ekim 2021: MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dört yıldır cezaevinde tutulan iş insanı Osman Kavala üzerinden AYM'nin kapatılması gerektiğini söyledi ve AİHM kararlarının "Batı'nın elinde koza dönüştüğünü" savundu. 27 Ekim 2021: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasına ilişkin AİHM kararının uygulanmamasıyla ilgili Avrupa Konseyi'nden gelebilecek yaptırım hakkında "Biz bildiğimizi okuruz" dedi. 2 Kasım 2021: Osman Kavala cezaevindeki dördüncü yılında bir mesaj yayınladı. "Hayatımın dört yılını kaybettikten sonra, teselli bulabileceğim şey, yaşadıklarımın yargıdaki sorunlarla yüzleşilmesine katkıda bulunması ve benden sonra yargı karşısına çıkacak olanların daha adil bir muamele görmeleri ihtimalidir" dedi. Kemal Kılıçdaroğlu da, "Haksız yere içeride tutulan Demirtaş ve Kavala var, benim vicdanım kabul etmiyor" açıklaması yaptı. 26 Kasım 2021: çArşı davasıyla birleşen Gezi'nin ikinci duruşması görüldü. Osman Kavala katılmadığı duruşmada yine tahliye edilmedi. Bir üye hakim karara şerh koydu. 29 Kasım 2021: Osman Kavala üzerindeki suçlamalarla ilgili "AİHM kararından sonra tutukluluğumu sürdürmek için bana yöneltilmiş casusluk suçlamasının çarpıcı özelliği, yasalardaki casusluk faaliyeti tanımına bağlı kalmadan kurgulanmış olması" dedi. 2 Aralık 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) iş insanı Osman Kavala kararını yerine getirmediği için Türkiye'ye karşı ihlal sürecini başlatma kararı verdi. Buna karşılık Dışişleri Bakanlığı, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sistemindeki mevcut mekanizmaların hukuki ve adil bir anlayışa göre değil de, siyasi mülahazalar üzerinden belirli ülkeler aleyhinde işletilmesi her şeyden önce Avrupa Konseyi'nin kendi itibarını zedelemektedir" açıklaması yaptı. 8 Aralık 2021: Cumhurbaşkanı Erdoğan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın AİHM kararları uyarınca derhal serbest bırakılmasına dair çağrı ve kararlarıyla ilgili "Avrupa Birliği'nin Kavala'yla, Demirtaş'la, şununla, bununla ilgili aldığı kararları tanımıyoruz. Olay bu kadar basit. 'Yok' farz ediyoruz. Bizim indimizde bunlar yok hükmündedir." dedi. 17 Ocak 2022: çArşı'yla birleştirilen davasının üçüncü duruşması görüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendisine "Soros artığı" demesinin ardından adil bir yargılama yapılmasına imkân kalmadığını belirten Osman Kavala duruşmaya katılmadı. Sonuçta bu duruşmada da tahliye kararı çıkmadı. 20 Ocak 2022: Türkiye, Kavala'nın serbest bırakılmamasıyla ilgili ihlal sürecinde Avrupa Konseyi'ne savunma yaptı. 2 Şubat 2022: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Osman Kavala’nın serbest bırakılmamasıyla ilgili ‘ihlal sürecini’ resmen başlattı. Dosyayı AİHM’e göndererek Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni ihlal edip etmediğine karar vermesini istedi. 3 Şubat 2022: Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Konseyi'nin Kavala kararı hakkında "AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş, bu bizi ilgilendirmiyor. Biz kendi mahkemelerimize saygı duyulmasını bekliyoruz" dedi. 21 Şubat 2022: Duruşma savcısı Edip Şahiner, Gezi'yle çArşı davasının ayrılmasını istedi. Osman Kavala'nın avukatları ise mahkeme heyetinin dosyadan çekilmesini talep etti. Mahkeme dosyaların ayrılmasına, Osman Kavala'nın da tutukluluğunun devamına karar verdi. Davayı izleyen Avrupa Parlementosu’nun Türkiye raportörü Nacho Sanchez Amor “Sayısız hukuk hilesine tanık oldum” dedi. 4 Mart 2022: Savcı Edip Şahiner celse arasında mütalaasını verdi. Osman Kavala ve Mücella Yapıcı'nın ağırlaştırılmış müebbet, Mater, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye de 20 yıla kadar hapis istedi. 25 Nisan 2022: Mahkeme Osman Kavala'ya hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi'ye bu suça yardımdan 18 yıl hapis cezası verdi. Karara bir üye hakim muhalefet şerhi koydu. Üye hakimlerden Murat Bircan'ın ise 2018’de AKP'den Samsun milletvekili aday adayı olduğu ortaya çıktı. Karara hem Türkiye’den hem dünyadan tepki yağdı. 28 Nisan 2022: Cumhurbaşkanı Erdoğan Suudi Arabistan ziyareti öncesi yaptığı açıklamada "“Bunlar uluslararası hukuku bilmiyorlar. Artık AİHM'lik iş kalmadı. Bitti o iş” dedi. Ardından da Osman Kavala’yı hedef alarak “Türk yargısının vermiş olduğu bu karara yerlisi yabancısı herkes saygı duymak mecburiyetinde. Başka ülkelerin hukuku var da bizim hukukumuz yok mu? Özellikle yerli Soros, Gezi olaylarının koordinatörlüğü sebebiyle devleti hiçe sayan, devletin kurumlarına saldıran, ki bunun bedelini ödeyecektir. Olay budur” diye konuştu. 5 Mayıs 2022: Avrupa Parlamentosu Osman Kavala’ya Gezi davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini “en sert ifadelerle kınayarak” Türkiye hükümetinin “AB sürecini bilinçli şekilde sonlandırdığını" savunan bir karar aldı. 18-20 Mayıs 2022: Avrupa Konseyi’nin yasama organı Parlamenter Meclisi’nin atadığı iki raportör Osman Kavala’nın tutukluluğunu incelemek ve temaslarda bulunmak üzere Türkiye’ye geldi. 28 Mayıs 2022: Osman Kavala verdiği bir söyleşide "Siyasi nitelikli girişimler için Açık Toplum Vakfı fonlarından yararlanmayı hiç düşünmedim. 'Sorosçuluk', suç sayılmayan faaliyetleri kriminalize etmek için muğlak bir suçlama olarak kullanılıyor" dedi. 9 Haziran 2022: Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay ve Tayfun Kahraman kararı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı. 10 Haziran 2022: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yine Türkiye’nin AİHM’in Osman Kavala kararına uyduğunu iddia etti. 17 Haziran 2022: UluslararasıAf Örgütü Gezi 7’lisini düşünce mahkumu ilan etti. 11 Temmuz 2022: AİHM Büyük Dairesi, Osman Kavala davasıyla ilgili nihai kararını açıkladı. Türkiye’nin AİHM kararlarına ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmediğine hükmetti. 17 Temmuz 2022: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ yine “Türkiye AİHM’nin Osman Kavala ihlal kararını uyguladı" iddiasını ortaya attı. 29 Temmuz 2022: Henri Barkey, Osman Kavala hakkındaki casusluk suçlamasına delil olarak gösterilen yemekle ilgili “Ben o gece Kavala'yla değil, tanınmış bir Türk gazeteciyle yemekteydim" dedi. 07 Ağustos 2022: Henri Barkey Osman Kavala’yla değil gazeteci Aslı Aydıntaşbaş’la yemek yediğini açıkladı. Aslı Aydıntaşbaş da Osman Kavala’nın bilgisi dahilinde sessiz kaldığını söyledi. 8 Ağustos 2022: Osman Kavala savcılığın Henri Barkey'le yemek yemediğini bildiğini söyledi. “Hukuksuz yargılamalar, siyasi etki altında olan savcıların olguları saklama, tahrif etme, komplo teorilerine göre anlamlandırma yöntemleriyle hazırladıkları iddianameler üzerinden yürütülüyor.” dedi. 23 Eylül 2022: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararlarına uyularak Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısı yaptı. Komite, Kavala için yürütülen yerel prosedürlere ilişkin 13 Ekim'e kadar bilgi vermesini istedi. 12 Ekim 2022: Avrupa Konseyi AİHM kararına uyulması için temas grubu kurdu. 31 Ekim – 1 Kasım 2022: Osman Kavala Silivri Hapishanesindeki 5. yılı doldurdu. |
(HA)