* Fotoğraf: Mustafa Murat Kaynak - Ankara / AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
“Türkiye şu anda Avrupa’nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geliyor” diyen Kılıçdaroğlu bu konuyla ilgili şunları söyledi:
“Türkiye Cumhuriyeti böyle bir rezaleti tarihinde hiç görmemiştir. Haramla besleniyorlar, helali kabul edemiyorlar ve ekonomiyi, hukuku aşama aşama kayıt dışına çıkardılar, devletten ayırdılar.
“Bu kumar paraları kime gidiyor. Organ ticaretinde, uyuşturucuda bu paralar nereye gidiyor? Sadece ticareti yapan mı, göz yuman da payını alacak.
“Saray ve beslemeleri neden sessiz kalıyor? Beslendikleri için!”
“Kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı hukuk”
“Bugün Türkiye'de rüşvetsiz iş yapmak mümkün değil. Devletle muhatap olduğun andan itibaren rüşvetsiz iş yapmak mümkün değil.
“Kayıt dışı ekonomi, kayıt dışı hukuk! Eskiden devlet planlama teşkilatı diye bir kurum vardı. Burada yatırımların öncelikleri belirlenirdi.
“Ekonomi kayıt dışına çıktıktan hukuk da askıya alındıktan sonra artık devletin bütün büyük yatırımlarını beşli çete belirliyor.
“Devletin bütün büyük yatırımlarını beşli çete sarayın desteği ile yapıyor. DPT'nı kapattılar, kime hangi rantlar verilecek, hangi garantiler verilecek, maliyetleri nedir bütün bunların tamamı kapalı kimse bilmiyor.
“Ekonomi kayıt dışında. Ne oluyor? Rüşvet vermek daha kolay oluyor. Hala kayıt dışı tirajlar üzerinden devleti soyuyorlar. Saray ve şürekası aynen bakıyor paraları ödeyin diyor, onlar da verilen bu rüşvete ortaktırlar.”
“Vergi vermemek için sahte şirket kuruyorlar”
“Böyle bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. Kayıt dışının en temel özelliği nedir? Kayda alınmamasıdır. Bunun önüne nasıl geçilir? Devletin şeffaf olmasıyla. Kim getirecek devleti, yöneten siyasi parti.
“Devletin kayıtlarına bu işin girmemesi ne demek. Devleti yönetenler aileleri yakınlarıyla topluma örnek olmak zorundadırlar. İsraftır kaçınacaksın. Herkesten önce sen vergini ödeyeceksin.
“Şimdi ben AK Partili kardeşlerime seslenmek isterim. MHP'li kardeşlerime seslenmek isterim. Nasıl oluyor da Erdoğan ve ailesi Türkiye’ye vergi vermemek için hesap açıyor, sahte şirket kuruyorlar. Devlete de beş kuruş vergi ödemiyorlar.
“Peki AK Partili kardeşim vicdanın, ahlakın bunu kabul ediyor mu? Ülkücü kardeşim senin vicdanın ahlakın bunu kabul ediyor mu?”
“Rüşveti savunana oy vermeye devam mı?”
“Man Adası'ndan söz ediyorum. Düşünün kayıt dışı büyüdüğü zaman alınan rüşvetler de büyür. Rüşveti kim alır? Kamu görevlisi alır. İki tüccar arasındaki alışveriş ayrı bir şey. Ama devlette bir kişi devleti yöneten bir kişi görevini yaparken görevini yapmak veya yapmamak için para alıyorsa bunun adı rüşvettir.
“Devletin İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar para ödeniyor dedi. Erdoğan ne dedi? Tık çıkmadı tık. Hala rüşveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz?
“Çocuklarınızın yüzüne bakın. Devleti soyulacak bir organ olarak gören siyasi anlayışa oy verecek misiniz?
“Sahtekarlığın bu boyutu ekonomideki kayıt dışının bu boyutu hiç çıkmamıştı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bütün yolsuzlukların ilkini yaşıyoruz, daha neler çıkacak bilmiyoruz!”
“Bu kokaini el altından piyasaya verdiler”
“Böyle bir rezaleti Türkiye ilk kez yaşıyor. Eğer yargı dik durabilse, yani hakimler hukukun üstünlüğüne ve vicdani kanaatlerine göre karar verebilseler bu rezaletler olmaz. Ama hakimi de kendileri tayin ediyor. Hakim de gelen talimata göre karar veriyor. Hukuk da kayıt dışına çıkmış oluyor.
“Türkiye farklı bir sürecin içine süratle giriyor. Erdoğan şahsım hükümeti Türkiye'yi felakete sürükleyen bir sürecin içindedir.
“Öyle bir rezaletle karşı karşıyayız ki hukuk kalmadı. Mersin Limanı'na kokain gelir yakalanır, dava açan yok. Yine Brezilya'dan Dilovası'na kokain gelir yakalanır, dava açan yok. Allah bilir bu kokaini el altından piyasaya verdiler.
“Hükümetin ekonomide ve hukukta kayıt dışına çıkması ne anlama gelir? Yönetimin mafyaya teslim olması anlamına gelir. Yer altı dünyasının devlet yönetimine egemen olması anlamına gelir. Siyasi otorite yer altı dünyasının verdiği talimatın gereğini yapar. Koskoca Türkiye hükümeti yer altı dünyası tarafında yürütülmekte ve korunmaktadır.” (AS)