Manşet görsel: Yağmur Karagöz
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“DİRENÇ: Batı Balkanlar ve Türkiye’de Nefret Propagandası ve Bilgi Kirliliğinin Önlenmesi, Medya Özgürlüğünün Yeniden Tesisi İçin Sivil Toplum Hareketi/ RESILIENCE: Civil society action to reaffirm media freedom and counter disinformation and hateful propaganda in the Western Balkans and Turkey” projesi kapsamında yayıma hazırlanan "Gazetecilikte Direnç Yazıları" yazı dizisi yarın başlıyor. Yedi makalelik dizide Türkiye’nin çeşitli bağımsız medya kuruluşlarında çalışan editörlerin medyada nefret propagandası ve dezenformasyon hakkında yazdığı medya eleştirisi metinleri yer alıyor.
Yazı dizisi "Direnç" projesi kapsamında gerçekleştirilen çalışmaların sonuncusu.
Bu çalışmadan önce, proje kapsamında “Türkiye’de Nefret ve Propaganda Medyası: İlişkiler, Modeller ve Kalıplar” ve “Türkiye’de Çevrimiçi Medya Ortamında Nefret ve Dezenformasyon Anlatıları” başlıklı iki rapor yayımlandı.
Proje kapsamında son olarak, 25 Kasım’da Türkiye’de nefret söylemi ve dezenformasyon konusunda yasal düzenlemelerin çerçevesini özetleyen, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) gibi “Eşitlik” kurumlarının uygulamalarına dikkat çeken ve yasal düzenlemelerin yeterliliğine dair bir fikir sunan “Nefret Söylemi ve Dezenformasyona Karşı Ulusal Düzenleyici ve Öz Düzenleyici Çerçeveye İlişkin Bilgi Notu - Türkiye” isimli rapor yayımlandı.
TIKLAYIN- Türkiye'de nefret, düşmanlık dili ve dezenformasyon
TIKLAYIN- Türkiye’de nefret medyasının arkasında kimler var?
Editörler forumu
Proje kapsamında medya eleştirisi metinlerini yazan editörler, projenin başka bir etkinliğinde, 13-16 Ekim'de Karadağ'ın Njivice kentinde, “Güven için Editörler” başlıklı forumda biraraya gelmişti. Forum medyaya olan güveni yeniden tesis etme konusunda editörlerin rolüne odaklanıyordu. Batı Balkanlar ve Türkiye’den 30’un üstünde editörün katıldığı bu forumun temel amacı editörlerin medyadaki nefret dili, dezenformasyon ve propagandayı çeşitli vakalarla örneklendirmesi, araştırma ve raporları paylaşması ve bu sorunlara birlikte çözüm aramasıydı.
TIKLAYIN- Editörlerin potansiyel gücü: Medyaya güveni tazelemek
Editörler forumuna bianet genel yayın yönetmeni Nazan Özcan'ın koordinatörlüğünde katılan ekip şöyle:
Pınar Tarcan (bianet); Selay Dalaklı (bianet); Murat Bayram (Botan International); Murat Bay (sendika.org); Gözde Çağrı Özköse (Mezopotamya Ajansı); Eren Topuz (Gazete Duvar)
|
TIKLAYIN- Gazetecilik ve nefret dolu ortamlarda gezinme
Medya eleştirisi makaleleri
Medyada nefret propagandası ve dezenformasyonu konu alan medya eleştirisi metinlerinin amacı medya eleştirisini bir gazetecilik türü olarak yeniden canlandırmak, eleştirel yaklaşımları teşvik etmek, çeşitli sosyal aktörlerin - diğer bir deyişle, akademisyenlerin, aktivistlerin, bağımsız gazetecilerin, medya okuryazarlığı konusuna yönelik ilgilerinden faydalanmak. Bağımsız medya kurumlarında çalışan editörler tarafından yazılan bu metinler aracılığıyla, medyada dezenformasyon ve nefretin yayılması söz konusu olduğunda editöryel titizliğin önemine, editörlük yapmanın hem teknik hem de etik yönlerine dikkat çekmek amaçlanıyor.
Gazetecilikte Direnç Yazıları başlıklı yazı dizisi, metinlerin editörlüğünü de üstlenen Nazan Özcan’ın Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu’yla gerçekleştirdiği röportajla başlıyor. Röportaj ifade özgürlüğü ve nefret söylemi arasındaki çizgiye işaret ederken, medyada nefret söylemi ve dezenformasyon konusunda, kalıplar, modeller ve anlatılara dair genel bir çerçeve sunuyor.
Gazete Duvar’dan Eren Topuz ”Dördüncü gücün nefreti” başlıklı yazısında nefret medyasının sahiplik yapısına dair bir derleme sunuyor. Nefret medyasına ve medya-sermaye ilişkisinin geldiği duruma AKP dönemi öncesini de hatırlayarak bakıyoruz.
bianet.org’dan Selay Dalaklı “Boğaziçi Üniversitesi Protestoları: Gökkuşağının renklerine medyanın nefreti” başlıklı yazısında Boğaziçi Üniversitesi protestoları sırasında nefret ve propaganda medyasının LGBTİ+ları hedef aldığını çeşitli haberler üzerinden örneklendirirken, bu haberlerin nasıl verilmesi gerektiğini tartışıyor.
Botan International’dan Murat Bayram “Türkiye’de Kürtçe medya yok olma tehdidi altında” başlıklı yazısında Kürtçe medyanın varlığının tehdit altında oluşunu, Kürtçe medyanın bir nefret nesnesi haline getirilmesini veriler ışığında örneklendiyor.
Sendika.org’dan Murat Bay “Mülteci nefreti” başlıklı yazısında Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilere yönelik medyadaki dezenformasyona ve mülteci karşıtı nefret söyleminde iktidarların rolüne de değiniyor.
bianet.org’dan Pınar Tarcan “Dezenformasyon ve toksikleşen haberler” başlıklı yazısında LGBTİ+’lara yönelik medyadaki nefret söylemini, pandemi döneminde yayılan haberleri iktidara yakın kimi gazetelerin haberlerini örneklendirerek veriyor. Dezenformasyon için yasal düzenlemeler de yazıya dahil ediliyor.
Mezopotamya Ajansı’ndan Gözde Çağrı Özköse, “Türkiye’de devlet dezenformasyonu öldürüyor” başlıklı yazısında Van’ın Çatak ilçesinde 11 Eylül’de gözaltına alındıktan iki gün sonra hastanede ortaya çıkan ve “helikopterden atıldıkları” hastane raporuyla doğrulanan iki Kürt köylünün yaşadıkları süreci ve bu sürecin basına dezenformasyona uğratılarak verilme biçimine odaklanıyor.
Avrupa Birliği tarafından finanse edilmiştir "DİRENÇ: Batı Balkanlar ve Türkiye'de nefret propagandası ve bilgi kirliliğinin önlenmesi, medya özgürlüğünün yeniden tesisi için sivil toplum hareketi" isimli bölgesel proje Avrupa Birliği'nin mali desteğiyle, partner kuruluşlar SEENPM, Arnavutluk Medya Enstitüsü, Mediacentar Vakfı Sarajevo, Kosovo 2.0, Karadağ Medya Enstitüsü, Makedonya Medya Enstitüsü, Novi Sad Gazetecilik Okulu, Barış Enstitüsü ve bianet ortaklığında uygulamaya konuluyor. Bu makale Avrupa Birliği'nin mali desteği ile üretilmiştir. İçeriğinden yalnızca bianet sorumludur ve hiçbir şekilde Avrupa Birliği'nin görüşlerini yansıtmamaktadır. Proje hakkında buradan bilgi edinebilirsiniz. |
(SA/NÖ)