*Görsel: Güney Doğu Avrupa Medya Profesyonelleşmesi Ağı/SEENPM
Haberin İngilizcesi için tıklayın
“DİRENÇ: Batı Balkanlar ve Türkiye’de Nefret Propagandası ve Bilgi Kirliliğinin Önlenmesi, Medya Özgürlüğünün Yeniden Tesisi İçin Sivil Toplum Hareketi/ RESILIENCE: Civil society action to reaffirm media freedom and counter disinformation and hateful propaganda in the Western Balkans and Turkey” projesi kapsamında Batı Balkanlar’daki medya geliştirme örgütleri ve Türkiye’den IPS İletişim Vakfı/bianet güçlerini birleştirdi. Üç yıllık bir proje olan “Direnç” projesi Güney Doğu Avrupa Medya Profesyonelleşmesi Ağı (SEENPM) ve Orta ve Güney Doğu Avrupa’daki Medya Geliştirme Örgütleri Ağı tarafından koordine ediliyor ve Arnavutluk Medya Enstitüsü (Tiran), Mediacentar Vakfı (Sarajevo), Kosovo 2.0 (Priştine), Karadağ Medya Enstitüsü (Podgorica), Makedonya Medya Enstitüsü (Üsküp), Novi Sad Gazetecilik Okulu (Novi Sad), Barış Ensitüsü (Ljubljana) ve bianet’in (İstanbul) partnerliğinde uygulamaya konuluyor. Proje AB tarafından finanse ediliyor.
Projenin kapsamı
Proje kapsamında yayınlanan araştırma raporlarının ilk serisi Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Sırbistan ve Türkiye’de Nefret ve Propaganda Medya Modelinin Politik Ekonomisini inceliyor.
Direnç projesi kapsamında, “Türkiye’de Nefret ve Propaganda Medyası: İlişkiler, Modeller ve Kalıplar” ismiyle yayınlanan ilk rapor, 2020 yılı Mayıs ayından Temmuz ayı ortasına kadar gerçekleştirilen araştırmanının bir çıktısı olup, Türkiye’de nefret ve propaganda medyasının siyasi ve ekonomik ilişkilerini genel hatlarıyla yeniden ortaya koyarken, belirli güncel örnekler üzerinden Türkiye medyasındaki nefret söylemi, propaganda ve dezenformasyona işaret ediyor.
Direnç projesi araştırmasının ikinci kısmı Eylül-Ekim 2020 döneminde gerçekleşecek ve çevrimiçi medyada hedef gruplara yönelik nefret söylemi ve dezenformasyonu Haziran 2019 - Haziran 2020 dönemine ait belirli vakalar üzerinden raporlaştıracak.
Sahiplik yapıları
“Türkiye’de Nefret ve Propaganda Medyası: İlişkiler, Modeller ve Kalıplar” isimli raporun temel aldığı kaynaklar arasında Türkiye’de medyada nefret söylemi izleme çalışmaları yapan, Hrant Dink Vakfı ve KAOS GL (Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği) ve Ocak 2020’ye kadar medya izleme çalışması yapan Medya ve Mülteci Hakları Derneği’nin raporları var. 5 bölümden oluşan rapor AKP iktidarı döneminde medyada nefret ve propaganda üretiminin siyasi ve ekonomik arka planına işaret ederken güncel bir özetle belirli hedef gruplara yönelik nefret söylemi yayan medya organları ve medya profesyonellerine ve medyadaki dezenformasyon örneklerine işaret ediyor.
“Nefret ve Propaganda Medya Organlarının Sahiplik Yapıları” isimli bölüm, AKP yanlısı ve karşıtı kimi medya organlarının ekonomik yapıları ve siyasi bağlantılarına istinaden Türkiye’de nefret ve propaganda medyasına dair bir özet sunuyor. Bu bölüm aynı zamanda AKP dönemi medya ortamınına da değiniyor. Raporda, RTÜK ve BİK gibi kurumların son dönemde eleştirel medyaya verdiği cezalar da örnekleniyor. Bu bölümde, aralarında yazılı basından Yeni Akit, Sabah gibi AKP yanlısı ve Sözcü gibi AKP karşıtı örneklerin de olduğu, farklı gruplara yönelik nefret ve propaganda yayan medya organlarının sahiplerinin siyasi ve ekonomik bağlantılarına işaret ederek bu medyaların sahiplik yapılarına dair genel bir bakış açısı sağlıyor. Böylece “Direnç” raporu yalnızca hükümet yanlısı medyanın propaganda ve dezenformasyon yayma kararlığını değil aynı zamanda “milli çıkarlar” söz konusu olduğunda AKP karşıtı ulusalcı medyanın nefret dolu haber yapma kararlılığını da teyit ediyor. Bu bölümde aynı zamanda nefret söylemiyle mücadele faaliyetlerinden de bahsediliyor.
Medya örgütlenmesi
“Medyada Nefret, Dezenformasyon ve Propaganda Örgütlenmesi” isimli bölümde, çeşitli medya organları üzerinden nefret, dezenformasyon ve propaganda modellerine ve belirli kalıplara içerikleri açısından değiniliyor. Verilen örnekler arasında Kürt siyasetçilerine, LGBTI+’lara ve Suriyeli sığınmacılara yönelik nefret söylemi ve dezenformasyon yer alıyor. Bu bölümde, aynı zamanda çevrimiçi medyadaki trollere, Boğaziçi Küresel’in işlerine ve Temmuz 2019’da yayınlanan SETA raporuna da medyadaki dezonformasyona örnek olunması açısından değiniliyor.
Son bölüm araştırmanın ana bulgularını özetliyor ve Türkiye’deki mevcut medya ortamıyla ilgili acil ihtiyaçlara işaret ediyor. Sonuç olarak, rapor demokratik bir medya ortamının en önemli koşullarından biri olan medya sahipliğindeki çoğulculuğun, medya grupları ile iktidar arasındaki çıkar çatışmalarını ortadan kaldıran yeni düzenlemelerle sağlanması gerektiğini bir kez daha vurguluyor.
Raporun sonunda, genel olarak nefret söylemi ve dezenformasyonla mücadeleye dair ve özellikle Türkiye’deki medya sahiplik yapısına ilişkin düzenlemeler için birkaç politika önerisi listeleniyor. “Direnç” raporu, çevrimiçi medya başta olmak üzere medyada nefret söylemini, dezenformasyonu ve propagandayı izlemek ve bunlar mücadele edebilmek için, sivil toplum tarafından oluşturulan bir özdenetim mekanizmasına duyulan ihtiyacı yeniden dile getiriyor.
Proje hakkında buradan bilgi edinebilirsiniz.
Raporların Türkçesine erişmek veya indirmek için tıklayınız.
Raporların İngilizcesine erişmek veya indirmek için tıklayınız.
RESILIENCE (DİRENÇ) Projesi (Mayıs - Temmuz 2020)
Türkiye’de Nefret ve Propaganda Medyası: İlişkiler, Modeller ve Kalıplar
Yazar: Sinem Aydınlı
Editör: Brankica Petković
Çeviri/Redaksiyon: Sinem Aydınlı
Yayıncı: bianet, İstanbul, SEENPM, Tiran ve Barış Enstitüsü, Ljubljana
(NÖ/SO)