Haberin İngilizcesi için tıklayın
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch/HRW) bugün yaptığı yazılı açıklamada, tutuklu bir kişinin devlet görevlilerince kaçırılarak işkenceye maruz bırakıldığını anlattığı ifadesiyle ilgili etkin soruşturma yürütülmesini talep etti.
İfade, şu anda tutuklu olan Gökhan Türkmen’ ait. 43 yaşındaki Türkmen, kaçırılması ve işkence görmesi hakkında ilk olarak 10 Şubat 2020’de görülen duruşmada konuştu. Görevlilerin onu hapishanede de ziyaret ettiklerini ve kendisi ile ailesini tehdit ettiklerini anlattı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “yetkililer Türkmen’in kaçırıldığı, işkence gördüğü ve susması için baskı gördüğü yönündeki iddiaları acilen soruşturmalı ve konuştukları için yapılabilecek misillemelere karşı onun ve ailesinin korunmalarını sağlamalı. Yusuf Bilge Tunç da sekiz aydır kayıp, nerede olduğunu belirleyerek ailesine bilgi vermek Türkiye’nin yükümlülüğüdür ve bu yükümlülüğün acilen yerine getirilmesi gerekir” dedi.
Suç duyuruları takipsizlikle sonuçlandı
HRW’nin konuya dair verdiği bilgi şöyle:
“Türkmen, 7 Şubat 2019 tarihinde Antalya’da kayboldu. Yetkililerden Türkmen’in nerede olduğuna ilişkin defalarca bilgi almaya çalışan ailesi, soruları yanıtsız kalınca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Türkmen 6 Kasım tarihinde emniyette gözaltında yeniden ortaya çıktı. Ankara’daki bir mahkeme Türkmen’in tutuklanmasına karar verdi.
“Halen Ankara Sincan’da, 1 Nolu F Tipi cezaevinde, tecrit koşullarında tutulan Türkmen, casusluk ve FETÖ ile ilişkili olmak suçlarından yargılanıyor.
“Avukatı Gökhan Türkmen’in, 15 Kasım’dan beri, kendilerini Milli İstihbarat Teşkilatı görevlileri olarak tanıtan kişilerce altı defa ziyaret edilmesine, bu kişilerin Türkmen’i ve ailesini tehdit etmesine ilişkin suç duyurusu yaptı. Bu kişiler Mart 2020’deki bir ziyarette, Türkmen’in Şubat ayındaki duruşmada dile getirdiği, kaçırıldığı ve işkence gördüğü yönündeki iddiaları geri çekmesi için ona baskı yapmışlar.
“Ankara Cumhuriyet Savcılığı 16 Nisan’da suç duyuruları hakkında üç ayrı takipsizlik kararı verdi. Türkmen’in avukatı bu takipsizlik kararlarına itiraz etti.
“Türkmen’in eşi, İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne tanımadığı kişiler tarafından kendisine gözdağı verildiğini, bu kişilerin kocasının bulunması için bir kampanya yürütmek amacıyla, onun adına açtığı bir Twitter hesabını ele geçirdiklerini ve yine kocasının adına ikinci bir hesap açtıklarını anlattı.”
“İddialar hakkında soruşturma yürütülmüyor”
HRW, tutuklu olan Gökhan Türkmen’in son üç yıldır aileleri, birkaç vakada ise kendileri, devlet görevlilerince kaçırıldıklarını ve aylar boyunca zorla kaybedildiklerini iddia eden en az iki düzine insandan biri olduğunu açıkladı:
“Bunlardan biri dışında hepsi erkek. HRW 2017 yılından beri bu türden 16 vakayı inceledi. Bu vakaların hiçbiri hakkında etkin bir soruşturma yürütülmüş değil.
“Adalet aramak amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş çok sayıda aile bulunuyor. Bir kişinin nerede bulunduğu ve akıbetinin ne olduğu ise hala bilinmiyor.
“2019 Şubat’ında kaybedilen ve Temmuz ayında emniyette gözaltında yeniden ortaya çıkan dört kişi ise olayın tam olarak ne şekilde gerçekleştiği konusunda sessiz kaldılar, ancak bu kişilerin aileleri, Türkiyeli yetkililere ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne çok sayıda suç duyurusunda ve başvuruda bulundu. Halen Sincan Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunan Selim Zeybek, Özgür Kaya, Yasin Ugan ve Erkan Irmak, Gülen hareketi ile ilişkili olmak ve casusluk suçlarından yargılanıyorlar.
“2019 Şubat’ında kaçırılan, Mustafa Yılmaz da Ekim ayında emniyette gözaltında yeniden ortaya çıktı ve halihazırda Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunuyor. 6 Ağustos 2019 tarihinde Ankara’da kaybolan Yusuf Bilge Tunç’un nerede olduğu ise, ailesinin bilgi almak için Türkiyeli yetkililere defalarca başvurmuş olmasına rağmen, halen bilinmiyor.
“Mesut Geçer, 2017 Mart’ında kaybedildiğini ve emniyette gözaltına sevk edilmeden evvel 16 ay boyunca alıkonulduğunu ve defalarca işkence gördüğünü söylüyor. Ayten Öztürk de 2018 Mart’ında kaybedildiğini ve emniyette gözaltında resmen kayıt altına alınmadan evvel, beş ay boyunca işkence gördüğünü söylüyor.” (AS)