Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu’ndan yapılan yazılı açıklamada, iki vatandaşın Van’ın Çatak ilçesinde helikopterden atıldıkları iddiasıyla ilgili gelişmelere yer verildi.
Hastane epikriz raporunda “yüksekten düşme” ifadesinin yer aldığına dikkat çekilen açıklamada “Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları hastane raporu ile apaçık belgelendi” denildi.
50 yaşındaki Osman Şiban ve 55 yaşındaki Servet Turgut, 11 Eylül’de Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerce gözaltına alınmış, iki gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde bulunmuştu.
TIKLAYIN - “Helikopterden atılma” ifadesi raporda yer aldı
HDP’nin sitesinde yer alan bilgiye göre, Merkez Yürütme Kurulu imzalı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Suçlarını saklama gereği bile duymuyorlar”
“Hemen herkesi tehdit eden, herkesle mafya, çete diliyle konuşan iktidar temsilcileri, ülkeye 90’lı yılları aratmayan bir suç rejimi dayatıyor.
“Ağırlıklı olarak Kürt coğrafyası olmak üzere hemen her gün, Türkiye’nin farklı bölgelerinden kaçırma, ırkçı saldırı, cinayet, işkence haberleri geliyor.
“Milletvekillerini, Anayasa Mahkemesini, TTB’yi tehdit edenler ve kendileri dışında herkesi düşman hedefi olarak gören ve gösterenler; işledikleri suçları saklama gereği dahi duymuyor. Aksine, yaptıkları işkenceleri, saldırıları görünür kılıyor ve toplumu korkutmak için bir araç olarak kullanıyorlar.
“Helikopterden atıldıkları hastane raporuyla belgelendi”
“En son 11 Eylül günü Van'ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerler tarafından tarlalarında çalışırlarken gözaltına alınan ve iki gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde oldukları ortaya çıkan Osman Şiban ve Servet Turgut’un helikopterden atıldıkları hastane raporu ile apaçık belgelendi.
“Tek başına bu belge bile, kurumsallaştırılmak istenen işkence yönetiminin her türlü meşru ve evrensel hukuk karşısında yargılanması için yeterlidir.
“Sessizlik, suçun kabulü olarak tarihe geçecek”
“Ancak olayın üzerinden 10 gün geçmiş olmasına rağmen ne hükümet ne de yerel sorumlular tek bir açıklama yapmadı.
“Eğer bu suçlar doğrudan hükümetin talimatıyla gerçekleşmiyorsa, bu konuda hükümet derhal açıklama yapmalıdır. Aksi halde bu sessizlik, suçun itirafı ve kabulü olarak tarihe geçecektir.
“İşkence ve suç pratiklerinizin altında kalacaksınız”
“Bu vahşet 90’lı yıllarda Kürtlere yönelik işlenen her türlü insanlık dışı suçun devamı hatta daha beteridir.
“Bu ahlaksızlığa, işkencelere, düşmanlığa imza atan zavallıları uyarıyoruz; karşınızda saldırılarınızdan korkacak, özgürlük ve eşitlik taleplerinden geri adım atacak bir halk yok.
“Kürt halkını, özgürlük arayanları hiçbir katliam, hiçbir darbe durduramadı. Onların kötü birer taklidi olan sizin uygulamalarınız da durduramayacak. Sizse işkence ve suç pratiklerinizin altında kalacaksınız.
“Bizler, saldırıya uğrayan köylülere şifalar diliyoruz. Yapılan bu insanlık dışı suçların tek tek hesabını sormayı görev biliyoruz. Bu saldırganlığı durdurmanın tek yolunun barış ve özgürlük mücadelesine sahip çıkmak olduğunun da bilincindeyiz. Mücadelemizi tüm Türkiye halklarıyla birlikte bu bilinçle sürdüreceğiz.” (EKN)