Medya belki hiçbir zaman hayal edildiği anlamda objektif ve bağımsız olmadı, ama yüzyıllar içinde 'haber etiği' diyebileceğimiz asgari 'gerçeğe ihanet etmeme' ölçülerinin oluşturulamadığı da pek söylenemez. Son yıllarda bu etik değerler konusunda büyük bir yıpranma var. Gazeteler her zaman taraftı, fakat haberlerin bilerek ve kasten çarpıtıldığına artık çok daha fazla tanık oluyoruz.
27 Mayıs tarihli Yeni Şafak gazetesinin manşeti bu art niyetli habercilik için adeta okullarda okutulacak bir örnek. Manşet Şu: 'Aylin'i para dolu tekne yaktı'
Biliyorsunuz Gazetevatan.com yayın yönetmeni Aylin Duruoğlu polisle girdiği çatışmada öldürülen Orhan Yılmazkaya ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle Devrimci Karargah Örgütü operasyonunda tutuklandı ve hala bırakılmadı.
Haberde iki iddia var: Birincisi polisin Duruoğlu ile Yılmazkaya'nın ilişkisini tespit etmiş olduğu. Habere göre bu iki kişi telefon görüşmesi yapmıyorlarmış ama şehrin kalabalık noktalarında defalarca yan yana gelip iletişim kurmuşlar, birlikte yürümüşler.
İkincisi Duruoğlu'nun bilgisayarında, gazetecinin ünlü bir erkekle 'dolar dolu' teknede çektirdiği fotoğraflara ulaşılmış.
Haber şöyle bitiyor: Soruşturmayı yürüten polis ekibinin fotoğraflardan hareketle Duruoğlu'nun esrarengiz bağlantılarını çözdüğü iddia ediliyor.
O kadar çok soru var ki ortada. Birincisi polis halen devam eden bir soruşturmayla ilgili "kanıtlarını ve kısmi bilgilerini" neden sızdırıyor?
Duruoğlu ile Yılmazkaya'nın birlikte görüntülendiğine dair görüntüler var mı ortada? Belirsiz. Hadi bir iletişimleri varsa bunun örgüt ilişkisi olduğuna dair bir bilgi var mı? O da belirsiz.
Bu sava göre hepimiz geçmişte ilişkide olduğumuz insanların yaptıkları nedeniyle 'terörist' olarak gözaltına alınıp, suçlanabiliriz.
İkincisi gazete bu kanıta dayanmayan 'kanı'ları neden yayınlıyor.
Haberde Duruoğlu'nun özel hayatına ait fotoğraflarla; 'Devrimci Karargah örgütü' operasyonunun bağlantısına dair hiçbir emare yok. Polisin nasıl bağlantı kurduğuna dair hiçbir bilgi de.
Hal böyleyken akla şu geliyor: Haberi yazan Duruoğlu'nun yaşam tarzına dair "zaaf" olduğunu düşündüğü bilgileri açık ederek, bunu yapan hayli hayli "terörist" de olur demeye mi getiriyor.(GK/EÜ)