Diyarbakır 1'inci Ağır Ceza Mahkeme heyeti, namus/töre bahaneli bir cinayeti "yöredeki inanışların bir sonucu olarak" değerlendirip fail ve azmettiricilerine cezada indirime gitti. Hakim kararı "Aile olaya tepki vermeseydi toplum tarafından dışlanırdı" gerekçesine dayandırdı.
Vatan gazetesinin haberinde, davaya konu olan olay, mahkeme kayıtlarına göre şöyle gelişti:
Kozan Köyü'nde Nurcan Kaçan'ın, nikahsız eşi Halit Tarlak'ın askere gitmesi üzerine Ferit Demir ile ilişki yaşıyordu ve bu olay köylüler tarafından da konuşulmaya başlandı. Kaçan ve Demir aileleri toplanarak, yöresel adet ve töre gereği, 'Köyde insan içine çıkacak yüzümüz yok, bu namusu beraber temizleyeceğiz' diyerek iki genç hakkında ölüm kararı aldı. Kayınbirader Mehmet Tarlak, Nurcan Kaçan'ın öldürülmesi için ailenin en küçük ferdi olan kardeşi Abdullatif Tarlak'ı görevlendirdi. Abdullatif Tarlak'ın, ağabeyi Mehmet'in verdiği tabancayla yengesine 9 el ateş etti. Bu sırada evde bulunan Tarlak'ın dayısı Rütbedin Temel'in, yere düşen Nurcan Kaçan'ın nabzını kontrol ederek, 'Daha ölmemiş kafasına sıkın' demesi üzerine Tarlak 4 el daha ateş edip yengesini göğüs ve sırtının 7 yerinden yaraladı. Ameliyata alınan kadın hayati tehlikeyi atlattı. Kaçan ile ilişki yaşadığı iddia edilen Ferit Demir de aileler arasında kan davası başlamaması için, öz kardeşi 15 yaşındaki Remzi Demir tarafından vurularak öldürüldü.
"Önce tecavüze uğradım dedi"
Nurcan Kaçan'ın olay sonrası jandarma tarafından yaralıyken alınan ifadesinde Ferit Demir 'gece evin penceresinin önüne gelerek, "Ya beni içeri alırsın, ya da 'Benimle birlikte oldu' diye sana iftira atarım" dediğini ve kendisine tecavüz ettiğini anlattı. Ancak Kaçan mahkeme aşamasında bu ifadeyi değiştirip, kayınbiraderinin kendisini çıkan bir tartışma sonucu vurduğunu söyledi. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi ağabeyini öldüren Remzi Demir'i 10 yıl , yengesini vuran Abdullatif Tarlak'ı da 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Yargıtayca da onaylanan kararın gerekçesinde, töre saikiyle hareket edilen olaylarda mutlaka aile büyüklerinin yer almasının yadsınamaz bir gerçek olduğu, 14 yaşındaki küçük Abdullatif'in tek başına cinayet kararı almasının da hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığı belirtildi. İnfaz küçük çocuklarca gerçekleştirildi. Aile meclisine ise azmettirici değil olaya yardımcı oldukları gerekçesiyle 7 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme Yargıtay tarafından onaylanan kararın gerekçesinde "aile olaya tepki vermeseydi toplum tarafından dışlanırdı" dedi.
Erkek öldürünce "töre" kadın öldürünce "katil"
Fatoş Hacıvelioğlu, Feminist Politika dergisinin bu sayısında "Dayak, aşağılama, tecavüz haksız tahriktir" başlıklı yazısında yargının erkek egemen olduğuna dair örnekleri sıralıyor.
Biri Rabia Aksın'ın hikayesi.
Hacıvelioğlu'nun yazısından alıntılıyoruz.
"Rabia 13 yaşında tecavüze maruz kalıyor. Annesi kendini asarak intihar ediyor. Babası Rabia'yı tecavüzcüsüyle evlenmeye şiddet yoluyla zorluyor. Tecavüzcüsüyle evlendirilen Rabia 13 yıl süren evliliğinde işkenceye maruz kalıyor. İki çocuğu olan Rabia iki kez boşanma davası açıyor, tehditler nedeniyle vazgeçiyor. Gördüğü şiddete dayanamayan ve sonunda çocuklarıyla evi terk eden Rabia'yı kocası babasının evinde buluyor. Rabia'yı dövmeye başladığında Rabia, -Hacıvelioğlu'nun aktarımıyla 'kurban olmamak' için 'katil oluyor'. Babasının silahıyla kocasını öldüren Rabia, Adana 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. Rabia'nın avukatları ağır tahrik olmasında ısrar etselerde Rabia 24 yıl ceza alıyor."
Bu iki çarpıcı örneğin dışında kadın katlinde beyaz pantolon giymek, chat yapmak, günde iki kere yıkanmak gibi pek çok durum adeta erkeklerin elini güçlendirmekte, kadına şiddeti meşrulaştırmakta.
Hikayelere geri dönersek, Nurcan, önce tecavüze uğradığını söylüyor, aile erkeklerince "namus" gerekçeli öldürülmek isteniyor, Rabia yıllarca işkence görüyor hem de tecavüzcüsünden. Biri katil, biri mağdur oluyor. Ama nasıl olur da Rabia 24 yıl ceza alır da Nurcan'ı kasten öldürmek isteyenlere "öldürmeselerdi toplumdan dışlanırlardı" denilerek en fazla 7 yıl ceza verilir? Eğer Rabia, eşini öldürmeseydi eşi onu öldürmez miydi? Öldürse 24 yıl ceza alır mıydı?
Yargının cinsiyetçiliğine başka örnek ister mi? (EZÖ)