Yaklaşan 12 Eylül'ü düşününce kulaklarıma uzaklardan belli belirsiz bir ninni sesi gelmeye başlıyor. Algılamaya çalışıyorum "uyusun da büyüsün" desem değil, ama o minvalde bir ninni iyice kulak kabartıyorum anlamaya çalışıyorum. Anlamaya çalışırken bir taraftan da uyku bastırıyor. Ninni görevini yerine getirmeli! Fakat ben uyumak istemiyorum direniyorum. Ninnide anlatılmayan, gizlenen gerçekliği anlamak istiyorum. Direniyorum. Ve bu direnç sonuç veriyor, ninni kulaklarımda netlik kazanıyor. Söylenenlerin yaşamımda bir karşılığını bulamasam da beynimde kelime karşılığı bulunuyor.
İleri demokrasi!
Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü!
12 Eylül darbesi ve darbeciler ile hesaplaşma!
Özgürlük! Hak! Hukuk! Guk guk guk...
12 Eylül nasıl anlatılır?
Binlerce gözaltı, işkence, binlerce dava ve yargılama, verilen idam cezaları ve gerçekleşen idamlar, binlerce siyasi mülteci, kuşkulu ölümler, işkencede ölümler, dolup taşan cezaevleri ve bu cezaevlerinde gerçekleşen ölümler, açlık grevleri, hâkimlerin görevden alınması, intihar ettiği söylenen insanlar. Yani insanlık dışı her türlü muamelenin yaşandığı karanlık yıllar.
Ya günümüzde ne oluyor?
Cezaevinde halkın haber alma hakkı için emek veren kaç gazeteci var?
Cezaevinde parasız eğitim istemekten başka suçu olmayan kaç öğrenci var?
Demokrasi halkın iradesi ise halk iradesi ile seçilen kaç milletvekili ve belediye başkanı cezaevinde?
Kadınlara uygulanan taciz ve tecavüz olayları ile öldürülen kadın sayısındaki artışın sebebi ve çocuklara yapılan toplu tecavüz olayları her geçen gün artan muhafazakârlıkla ilgili midir?
Doğu ve Güneydoğuda geleneksel giyim eşyası olan Puşi örgüt üyeliği için yeterli mi?
Biber gazı organik mi? Bomba ve mermiler steril mi?
Roboski'de halkın üstüne bomba atılmasına kim karar veriyor?
30 yıldır devam eden ölümler halen neden çözülemiyor? Siyasal erk toplumsal zenginliğimizi neden yok sayarak ötekileştirmekte ısrar ediyor?
Bu kadar can alıcı sorun ve bu can alıcı sorunlar içerisinde bizlere dinlettirilen ninni. Ve bu ninniye her geçen gün eklenen yeni satırlar. Yargı paketleri, anayasa yapım süreçleri... Yani sorunlu olduğu siyasal erk tarafından da kabul edilen çözüm(!) için sürekli yargı reformları ve paketleri açıklanan hukuk sistemi.
Yaklaşan 12 Eylül, açıklanan yargı paketleri, darbeler ve darbeciler ile hesaplaşan bir ülke (!) ve tüm bu süreçlerde 31 yıldır cezaevinde yatmakta olan ve 2025 yılına kadar cezaevinde tutulması planlanan bir sosyalist Tahir Canan. 12 Eylül hukuku ile sosyalist kimliğinden dolayı işlemediği cinayetlerin faili haline getirilerek, bir ömür denilecek süreci cezaevinde geçirerek 12 Eylül'ün günümüzdeki sembol ismi oldu.
Hukuk sistemi içinde yıllardır maruz kaldığı hukuksuzluğu anlatmaya çalışıyor, yeniden yargılanmak dâhil uluslararası hukuk kurallarının tarafına uygulanmasını ve yaşadığı hukuksuzlukların son bulmasını istiyor.
Son bir yıldır birçok vesile ile yaşanan hukuksuzluk TBMM, hukuk sistemi, mahkemeler, yazılı ve görsel medya olmak üzere birçok yerde konu edildi.
Fakat siyasal erk halen bize ninni dinletiyor masal anlatıyor.
12 Eylül yaklaşıyor 31 yıllık mahpus Tahir Canan bandırma cezaevinde yatmaya devam ediyor. Neden mi? Ninnileri dinlemediği için. (EKN)