Etrafındaki bir avuç müteahhit, medya tetikçisi, bürokratın çuvalla para götürürken açlıktan, yoksulluktan intihar edenleri unutmadık!
Sıfır yeterlilikteki kişileri profesör, hakim, savcı, bakan, bürokrat yapıp da üstümüze saldığın sefil tayfayı unutmadık!
Satın aldığın havuz medyasıyla gece gündüz bize hakaret etmeni unutmadık!
Koltuk uğruna çözüm sürecini bitirip savaş kararı almanı, tecridi unutmadık. Toprağa emanet ettiğimiz binlerce insanımızı unutmadık.
Babasıyla katledildikten sonra cenazesinin başına silah bırakılan Uğur Kaymaz’ı, cenazesinin alınmasına günlerce izin verilmeyen Taybet Ana’yı, tekmelerle katledilen Ali İsmail Korkmaz’ı, cenazesi derin dondurucuda saklanan Cemile Cağırga’yı, polisin attığı gaz fişeğiyle katledilen Abdullah Cömert’i, cenazesi yerlerde sürüklenen Hacı Lokman Birlik’i, Ankara’nın orta yerinde vurularak katledilen Ethem Sarısülük’ü, bin parçaya ayrılan Ceylan Önkol’u, aylarca eriye eriye can veren Berkin Elvan’ı, bir Newroz günü sırtından vurularak katledilen Kemal Kurkut’u, İzmir il binamızda vahşice katledilen Deniz Poyraz’ı unutmadık!
Sokakta dövdürdüğün, yerlerde ve mahkemelerde süründürdüğün Cumartesi Annelerini unutmadık!
Cezaevi önünde, içerideki evlatlarından bir haber almak isteyen Barış Annelerini tartaklayarak iteklemeni unutmadık!
Şenyaşar ailesine yapılanları, adalet direnişçisi Emine Şenyaşar’ı unutmadık!
Gasp ettiğin belediyelerimize atadığın talancı kayyımlarını da Boğaziçi’ne yaptıklarını da unutmadık!
Talimatlarınla hapishanelere doldurulan siyasetçileri, gazetecileri, gençleri unutmadık!
Talimatlarınla salıverilen katilleri, mafya bozuntusu, uyuşturucu kaçakçısı çeteleri de unutmadık!
Her gün vahşice katledilen kadınları, İstanbul Sözleşmesini tek imzayla çöpe atmanı unutmadık!
Tarikat yurtlarında zemin hazırladığın, sessiz kaldığın çocuk istismarlarını unutmadık!
Sokakta dövdürdüğün milletvekillerini, kadınları, üniversitelileri, memurları, işçileri, avukatları, doktorları unutmadık!
KHK rezaletiyle ağaç kökü yemeye mahkum ettiğin ama onurlarıyla ekmek kazanan milyonları, barış akademisyenlerini, el koyduğun televizyon ve gazeteleri unutmadık!
Halkın HDP’ye verdiği Hazine payına el koymanı, HDP’ye kapatma, bize ağır kumpas davalarını unutmadık!
Miting meydanlarında ve televizyonlarda bize defalarca “terörist”, “katil” dediğini unutmadık!
Sur’u yakıp yıkmanı, Cizre bodrumlarında diri diri yakılan insanlarımızın çığlıklarını unutmadık!
İnsan kemiklerini kaldırımlara gömdüğünü, çuvalla babalarının kucağına verdiğini, mezarlıklarımızı dozerlerle yerle bir ettiğini UNUTMADIK!
Unutmadığımız daha çoook şey var.
Ve şimdi sandıkta hesap sorma günü geliyor.
Sandığa gidip bunların ve daha fazlasının hesabını sormayı, daha aydınlık bir geleceği yaratmayı neden unutalım ki?
Sen bu halkı balık hafızalı mı yoksa onursuz mu sanıyorsun?
Ha, unutmadığımız bir şey daha var, onu da seçim akşamı söyleyeceğim.
Bekle.
(RT)
Bu yazı bugün (14 Ocak) Yeni Yaşam gazetesinde yayınlanmıştır.