Siyasi partiler seçim kampanyası yapacak, propaganda ve örgütlenme faaliyeti yürütecek, sonra da seçmenler gidip oy kullanacak, oylar sayılacak ve seçim bitecek.
Her şey normal akışında ilerlerse seçim dediğimiz şey bu kadar basit aslında. Hükümetin tüm görevi ise bu basit sürecin sağlıklı ilerlemesi için gerekli önlemleri almak.
Fakat gelin görün ki, bu basit sürecin hiç de öyle olmayacağına dair herkeste bir korku, bir kaygı var.
Neden?
Çünkü bu iktidardan beslenenler o kadar suça, günaha, paraya boğuldu ki gitmemek için her şeyi yaparlar.
Yanlış mı?
Değil elbette.
Ne yapabilirler?
Her şeyi. Evet, aklınıza gelen her şeyi.
Peki biz ne yapacağız?
Kuzu kuzu oturup başımıza gelecekleri mi bekleyeceğiz?
Hayır, sosyal medyayı da miting meydanlarını da dolduracağız.
Mitingler başladı.
Mitingleri ekrandan izlerseniz konforlu olur tabii ki. Ama sandığa darbe yaparlarsa da sadece ekrandan izleyip kahrolursunuz. O tarihi günde kahrolmamak için bugün konforumuzdan biraz da olsa vazgeçmemiz gerekir, değil mi?
Şartlarınızı zorlayıp katılabileceğiniz her mitingi meydanlardan izlemelisiniz. Bu kalabalıklar darbeciler ve provokatörler için kesinlikle caydırıcı olur.
Yeter mi?
Yetmez. Sandık kurullarında, oy sayım merkezlerinde görev almalısınız. Tek bir oyun bile çalınmasına izin vermeyecek denetim ağlarına katılmalısınız.
Peki ya seçimi kazansak yine de birileri çıkıp sonuçları tanımıyorum dese?
Diyemez.
Dese?
Dİ-YE-MEZ!
Ya dese?
YE-MEZ
Neyi?
Maçası YE-MEZ
Neden?
Çünkü halkın sandıkta verdiği karar yok sayılmak istenirse Allah kimseyi o halkın öfkesinden korumaz. Allah'ın korumadığını çeteler mi koruyacak?
Siz mitinglere gidin, örgütlenin, seçim çalışmalarına katılın. Gerisi kolay.
Yani sandık önünüze gelmeden çok önce seçimi kimin kazandığını tartışmasız şekilde meydanları doldurarak gösterirseniz kimse tehlikeli işlere girmeye cesaret edemez.
On milyonlarca insanın sadece seçim döneminde değil oy sayım gecesinde de iradesine sahip çıkmak için meydanları doldurmaya kararlı olduğunu görürlerse karanlık inlerinden çıkamazlar.
Bunları yapmazsanız çeteler sandığı da komple ülkeyi de çalarlar, kaputu açmışlar zaten.
Selahattin Demirtaş
Edirne Cezaevi
(SD/AS)