Bir haftadır TMMOB 4. Kadın Kurultayı’nda yaşanan olaylarla ilgili açıklamalar, haberler, yazılar, videoların ardı arkası kesilmiyor. O kadar çok yazı var ki, takip etmek bile çok zor.
TMMOB 4. Kadın Kurultayı, 14-15 Kasım’da İzmir’de gerçekleşti.
Paris’te 129 kişinin öldürüldüğü katliamın ertesi günü, bianet’te haftasonu nöbeti bendeydi. Paris’ten gelen haberleri takip etmeye ve bianet okuyucularına aktarmaya çalışırken, Twitter’da TMMOB Kadın Kurultayı ile ilgili paylaşımlar gözüme çarptı. Ama benim için o kadar yoğun bir gündü ki, neler olduğuna detaylı bakamadım. Dikkatimi çeken tek şey, paylaşılan resimler oldu. Kadın Kurultayı’nda en ön sırada erkekler oturuyordu. Kadınlar, sahneye mor pankartlar bırakmıştı. Bir tartışma çıktığını anladım, ne olduğunu araştıracak vakit bulamadım, üzülerek hak örgütlerinin toplumsal cinsiyet mücadelesi konusunda bir türlü veremediği sınavı düşündüm ve Paris katliamı haberlerine geri döndüm.
Gündem o kadar yoğundu ki, bu olay aklımdan çıkmıştı. Ta ki 17 Kasım’da TMMOB Yürütme Kurulu imzasıyla mailime düşen basın açıklamasına kadar… Gazetecilik hayatım boyunca, böylesine bir açıklama okumamıştım. 10 bin 700 vuruşluk açıklama boyunca (evet, aynı zamanda şimdiye kadar okuduğum en uzun basın açıklamasıydı), her cümleye hayret ettim.
Gazetelerde yer alan haberlere göre, TMMOB 4. Kadın Kurultayı’nda TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı’nın yanında, daha önce bir kadın üyeye sözlü tacizde bulunduğu için mahkemelik olduğu söylenen bir erkek üyeyle gelmesi kadınların tepkisine neden oldu. Ardından yaşananlar, haberdeki videodan izlenebilir. |
TMMOB sınıfta kaldı
TMMOB’un iç tartışmalarını bilmeyen bir gazetecinin gözünden, önce söz konusu basın bülteninin dışarıdan nasıl göründüğünü paylaşmak istiyorum:
* Açıklamanın “10 Ekim Ankara Katliamı ardından henüz bir ay geçmiş ve Paris katliamının ertesi günü kabuk tutmamış yaramız yeniden kanatılmış iken” ifadeleriyle başlaması, insana “ne alaka” dedirtiyor. Açıklama boyunca alakayı sorgulatan bunun gibi pek çok ifade daha var. (Misal, açıklamanın ikinci paragrafı: “Öncelikle, gözümüzü açtığımız her sabah emperyalizm ve İslamcı faşizm tarafından dünyanın kan gölüne çevrildiğini gördüğümüz bir zaman diliminde bu açıklamayı yapmayı kendimize zül saydığımızı ifade ediyoruz.” Böyle bir olay yaşanmış, tabii ki açıklama yapılacak. Bu zül falan değil, sorumluluk.)
* TMMOB Yürütme Kurulu, kadın mücadelesine nasıl sahiplendiğini anlatmak için 8 Mart, 25 Kasım gibi özel günlerde düzenlediği etkinlikleri, söz konusu olaylı Kadın Kurultayı’nı ve Kadın Çalışma Grubu’nun yaptığı basın açıklamalarını anlatıyor. Yani tabii iyi bir şey de, bu mudur? AKP de tüm bu etkinlikleri düzenliyor ve kadın erkek eşitliğine inanmadığını da açıkça beyan ediyor.
* Açıklama boyunca protestocu kadınlardan “Gürültü yapanlar” olarak bahsediliyor, kadınların eleştirileri ve sloganlarından da “gürültü” diye bahsediliyor. Bu noktada söylenecek bir şey yok, açıklamada kullanılan dil zaten çok şey söylüyor.
* Sözlü taciz ve şiddet nedeniyle açıldığı anlatılan bir davadan bahsedilirken, bunun bir “fiziksel taciz” davası olmadığı, “basit hakaret” davası olduğu ifade ediliyor. Bu da meslek örgütünün, kadın meselesine bakışını yansıtıyor. Örgüt içindeki şiddeti bile "basit"leştimeye çalışan bir örgüt, 25 Kasım'da etkinlik düzenlese ne olur, düzenlemese ne olur?
* İsimleri ve temsil ettikleri kurumlar yazılan iki TMMOB üyesi kadın “Birliğin kamuoyu nezdindeki saygınlığı, itibarı ve güvenilirliğinin yıpratılması, yara alması için yapılan karalama kampanyasını yürütenler” olarak hedef gösteriliyor.
Tüm bu tuhaflıkları bir kenara bırakırsak, TMMOB’un açıklamasındaki anafikir ise 4. Kadın Kurultayı’yla ilgili haberlerin hepsinin yalan ve iftira olduğu, olayın basına yanlış bir şekilde yansıdığı.
Bu sırada politeknik.org sitesinde çalışan bir kadının bu iftiraları yaydığı da ima ediliyor. Yine de küçük bir Google araştırmasıyla kurultayda bir DHA muhabiri bulunduğunu, onun kendi imzasıyla yazdığı haberin yaygın medyaya servis edildiğini de görebiliyoruz.
Tabii bunun yanında açıklamada TMMOB’un ne kadar kadın dostu olduğu da ima ediliyor ki, bu ima yukarıda sıraladığım öğelerle oldukça çelişkili.
Soğancı: Sözümü AKP kesemedi, bir grup insan kesemez
Her şey bir yana, üyelerin hedef gösterildiği bir açıklamayı bir meslek örgütünün Yürütme Kurulu, Yönetme Kurulu nasıl onaylar gerçekten hayret verici.
Hayret verici bir diğer olay, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı “TMMOB Başkanının sözünü devlet kesememiştir, AKP kesememiştir, bir grup insan asla kesemez!” diye kürsüden avazı çıktığı kadar bağırırken, salonda bulunan kadınların çoğunun alkışlaması ve “evet, kesemez” diye bağırması.
Dediğim gibi iç tartışmalardan hiç haberdar değilim, bunun bir önemi de olmadığını düşünüyorum. Çünkü iç tartışma ne olursa olsun, herhangi bir örgütün “kadın kurultayı”nda protokolde erkeklerin oturması, tepkisini dile getiren kadınların susturulması ve diğer kadınların bunu alkışlaması görmek istemediğimiz görüntüler.
Tabii, TMMOB’un kurultay günü Twitter’dan attığı “TMMOB düşmanlarının saldırılarına karşı Birliğimiz gerekli cevabı verecektir” mesajlarını da eklemek lazım. Savaşta mısınız? Bu düşmanlık söylemi niye?
TMMOB bileşenleri ne diyor?
Tüm bu görüntüleri izleyip basın bültenini okuyunca, insan TMMOB bileşenlerinin, diğer meslek örgütlerinin bu konuda ne düşündüğünü merak ediyor.
Bu konuda benim bulabildiğim açıklamalar şöyle:
TMMOB 4. Kadın Kurultayı Delegeleri açıklamasında “TMMOB düşmanı odaklara yanıt” verdiğini söylüyor. Haberlerde yer alanların iftira ve yalan olduğu söyleniyor.
Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu açıklamasında, TMMOB Yürütme Kurulunun tavrı ve yaptığı açıklamada kadın üyeleri hedef göstermesi eleştiriyor, “Bu suçlamalara itibar edilmemesini diliyor, bu ülkenin aydınlık geleceğinin ancak demokrasiyi içine sindirmiş ve kadınları özgürleştirmiş bir TMMOB tarafından kurulabileceğini biliyoruz” diyor.
İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu’nun açıklamasında, “Öncelikle belirtmek isteriz ki protesto ve eleştiri TMMOB`yi var eden temel olgulardan biridir. Fakat eleştiri ve protestonun yapılış şekli de temenni edilen dünya gibi eşit ve adil olmak durumundadır” diyor ve TMMOB Yürütme Kurulu’nun açıklamasını destekliyor.
19 Kasım’da bir açıklama yapan ve hem söz konusu “hakaret ya da taciz” davasının öznesi olan hem de TMMOV açıklamasında geçen isimlerden biri olan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Neriman Usta “TMMOB YK artık sorun üreten değil sorun çözen bir kurul olmalı. Bu da ancak kendi iç demokrasisini yeniden inşa etmekle mümkündür” diyor.
TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi ve Şehir Plancıları Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ramize Esra Oğuz açıklamasında “Bilinmelidir ki, TMMOB‘yi itibarsızlaştıran hakkını, onurunu koruyan, demokratik düzlemde tepkisini göstermekten çekinmeyen, nerede olursa olsun karşısına çıkan eril iktidarın iç yüzünü teşhir eden kadınlar değil bu kadınlardan hesap sormaya çalışan akıllarını, vicdanlarını ve adalet terazilerini kaybetmişlerin TMMOB‘de ki varlığıdır” dedi.
Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, açıklamasında “Hedef gösterilen kadın arkadaşlarımızın yanında ve onlarla dayanışma içerisinde olacağımızı belirtiriz” diyor.
Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi açıklamasında, bir protestonun "provokasyon", "iğrenç saldırı", "gürültü" gibi tanımlanmasına ve kadın üyelerin hedef gösterilmesine tepki gösterdi.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, açıklamasında örgüt başkanının kürsüden yaptığı açıklamalar, “protestoyu gerçekleştiren kadınlara parmağını sallayarak tehditler savurması”, “10 Ekim Ankara katliamı acısı üzerinden yaşanan olayı ajite etme hadsizliğinin yapılması” gibi ifadelerle eleştiri getirirken, TMMOB’u tüm bu nedenlerle kınadığını belirtiyor.
Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi açıklamasında, “Protesto demokratik bir haktır ve bu hakkı kullanan üyeleri için, TMMOB yöneticilerine düşen, ayrıştırıcı, dışlayıcı ve suçlayıcı üsluptan uzak durup, konunun özgürce tartışılacağı ortamlar yaratıp, örgütün zarar görmesini engellemektir” deniyor.
Bu konuda bir de Hatice Erbay’ın “TMMOB'nin kadın hareketiyle imtihanı” başlıklı bir yazısı var.
Şimdi ne olacak?
TMMOB acaba bu tavrı kınayan bileşenlerine bir açıklama yapacak mı? Getirilen eleştirileri değerlendirecek mi? Yoksa onları da mı "TMMOB düşmanı" olarak görüyor?
Ben ve benim gibi birçok insan TMMOB'un kadın meselesine yaklaşımının böyle olduğunu bilmiyorduk. Ama bu olayda kullandıkları eril ve saldırgan dil, yaşanan olayların iç yüzü ne olursa olsun cevaplanması gereken birçok soruyu da beraberinde getiriyor. (ÇT)