Anadolu'nun bağrından çıkmış sanatçı ve halk ozanı Muharrem Ertaş'ın oğlu, heybetli ve çok değer verdiğim bir sanatçı idi.
Hangi halk, grup ve milletten olursa olsun; ozan, sanatçı ve müzisyenlerin toplumdaki konumu çok önemli ve gereklidir. Sanatçı ve ozan halkın duygu ve sorunlarını dile getiren sevgi ve neşe kaynağıdır. Bir dilin gelişmesinde, insanların bilinçlenmesinde ve kültürlerin oluşmasında öncülük etmektedirler. Kürt, Türk, Arap ve Acem farketmeksizin Neşet Ertaş'ı dinleyen herkes yarattığı sanatı, ortaya çıkardığı eserleri ve dillendirdiği müziğin etkisi altında kalıyordu. Çünkü verimli, kalıcı ve kökleri olan bir sanattı. Yakın dönemde dünyada ve coğrafyamızda etkili ve esaslı müzik yapan 3-4 ozandan bahsetmek mümkün: Bunlar Kürt toplumunda Mihemed Arif Cizîrî, siyah toplumunda Paul Robeson, Arap toplumunda Nazım Al-Gazali, Türk toplumunda da Neşet Ertaş'tı.
İnsanlığa ve toplumlarına büyük miras bırakan bu sanatçılara müteşekkirim.
Neşet ve sazı adeta birbirlerine âşık olmuşlardı. Dillendirdiği şarkı ve sözleri toplumsal gerçeklik, aşk ve sevgi barındırıyordu. Rahatlıkla şunu ifade edebilirim ki Neşet Üstat'ın rüzgarına kapılan, etkisinde kalan, sanatından yararlanan güzel sesli birçok müzisyen onun yarattığı sanat anlayışı temelinde meşhur oldular. Dolayısıyla üstadı dinleyen, etkilenen ve eserlerini seslendiren her sanatçı kendisine borçludur.
Kendisinden etkilenen bir sanatçı olarak usta müzisyen ve halk ozanına yüzlerce sefer teşekkür ediyorum. Kendisi her zaman yarattığı sanat ile anılacak ve hiçbir zaman unutulmayacaktır. Onu dinleyen, eserleri ve sanatından etkilenen, duygulanan ve sevgi alan herkes kendisini yaşatacaktır. Bu dünyada aramızdan büyük bir sanat mirasını bırakarak ayrıldı. Allah'ın rahmeti hep üzerinde, ruhu şad ve mekânı cennet olsun.
Allah'tan dileğim daha birçok Neşet'i insanlığa göndersin ve dünyamızda hiçbir zaman böyle büyük sanat yaratıcılarını bizden eksik etmesin.
Başta ailesi olmak üzere dost, arkadaş, seven ve dinleyicileri ile sanat dünyasının başı sağolsun. (ŞP/HK)