Pazartesi sabah saat 5'te uyandı Meryem. Hava koyu gri ve yağmurluydu. Bütün yıl giydiği yazlık ayakkabılarını naylon çoraplarının üzerine geçiriverdi. Evin kapısını en büyüğü 13 en küçüğü 7 yaşında olan üç çocuğunun üzerine kilitledi. Uyanınca açabilsinler diye anahtarı aralık pencereden içeri atıp köyün çamurlu yolundan Batman'a doğru yürümeye başladı.
Diyarbakır'a kalkan dolmuş durağına varabilmek için yağmurun altında yaklaşık 45 dakika yürüdü. Bir saatlik yolculuktan sonra kentin varoşlarındaki duraktan Diyarbakır E tipi kapalı cezaevine ulaşabilmek için bir o kadar daha yürümesi gerekti. Meryem, 15 yaşındaki 'terörist' kızı Berivan'ı görebilmek için her pazartesi aynı yolculuğu yapıyor. Her hafta git gel dört saat süren bu yolculuğu yapıyor ki Berivan'la yarım saat camın arkasından telefonda görüşebilsin.
Berivan 15 yaşında. Ekim ayında Batman'daki gösterilere karışmış. Taş atmış mı, atmamış mı belli değil. Eldeki tek somut delil yüzünü kapatan yemenili fotoğrafı. Polise önce taş attım demiş, sonra atmadım, geçiyordum demiş. Annesinin dediğine göre 'Korkmuş kızım, demiş birşeyler.' Mahkeme, Berivan'ın sokakta koştururken çekilen fotoğrafını ve kısacık ifadesini yeterli bularak tek celsede 7 yıl 9 ay hapis cezası verdi. Davası hala Yargıtay'da. Ancak ümit yok, çünkü sokak gösterilerinde polise taş atan çocukların yıllarca hapis cezası almalarının nedeni aynı Yargıtay'ın verdiği bir karar.
Avukat Serkan Akbaş Güneydoğu'daki çocukların yıllardır sokaklarda polise taş attığını ve Yargıtay'ın 2009 yılında içtihat oluşturan kararına kadar ne polisin, ne de mahkemelerin bu işi çok büyütmediğini söylüyor. Akbaş ''Taş attığı için mahkemeye çıkan çocuklar 'kamu malına zarar vermekten' 10 ay hapis cezası alırlardı, yargıçlar yaşlarının küçüklüğünü gözönünde bulundurarak çocukların yatmasına pek izin vermezlerdi'' diyor.
Ta ki 2009 yılına kadar. Yargıtay, yine benzer bir davada, yerel mahkemenin verdiği 10 aylık hapis cezasını bozuyor. Sanık konumundaki çocuğun 'kamu malına zarar vermek', 'polise mukavamet,' 'toplantı ve gösteri yürüyüşleri yasasına mukavemet' ve 'örgüt adına hareket etmek'ten, yani dört ayrı suçtan dört defa ayrı ayrı cezalandırılması gerektiğine karar veriyor. Bu 'örnek karar' nedeniyle şu anda 300'den fazla çocuk cezaları onanmış hükümlü, çok daha fazlası da tutuklu olarak cezaevlerinde. Devletin gözünde bu çocuklar taş attıkları için 'terörist eylem'e katılmış küçük birer 'terörist'ler.
Oxford İngiliz dili sözlüğünde terörize etmenin anlamı, 'kişide aşırı korku ve endişe yaratmak ve bu ruh halini devamlı kılmak' olarak açıklanmış. Yani devletimiz henüz reşit olmamış, kişilikleri tam gelişmediği için birçok hareketinin yasal sorumluluğu bile bulunmayan çocukların taş atmalarından aşırı korkuyor ve mütemadiyen endişeli bir ruh hali içinde.
Ne gariptir ki Berivan da çok korkuyor, geceleri koğuştaki ablalarına ışıkları kapattırmıyormuş, hatta bazen gardiyan ablası Berivan uyuyana kadar yanına uzanıp elini tutuyormuş.
Berivan'ın annesi Meryem 'Çoook dertliyim, ölürüm ben Berivan orada kalırsa, dayanamam' diye Türkçe başladığı lafına heyecan ve üzüntüden Kürtçe devam ediyor. Zaten Türkçesi çok az. Ama dediklerini anlamam için yüzüne bakmam yeterli. Kızının tek celselik mahkemesine gidememiş. İlgisizlikten değil. Hem parasızlıktan, hem de mahkemeye babası gittiği için evde kalıp diğer çocuklara bakması gerekmiş. Berivan'ı en son, polisin yakaladığı gün evden çıkarken uğurlamış. Ondan sonra bir daha öpüp koklayabilmek cezaevindeki açık görüşte nasip olmuş.
Meclis'te bu çocukları "terörist" olmaktan kurtarıp tekrar 'çocuk' statüsüne sokacak bir tasarı Genel Kurul'a gelmeyi bekliyor. Ancak istediği yasayı geçirebilecek sandalye çoğunluğuna sahip olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)'nin miletvekilleri, kendilerine sorulduğunda 'çok istemelerine' rağmen nedense yasayı bir türlü Genel Kurul'dan geçir(e)miyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP)'nin liderleri yasanın değiştirilmesine karşı olduklarını açıkça söylediler zaten.
Koskoca bir ülke askeriyle, siyasetçisiyle, vatandaşıyla, polise taş atan 13 -15 yaşındaki çocuklardan topyekün terörize olmuş sokaklardan çocuk toplayıp hapise atıyor. Üç gün önce Hakkari'de 15 yaşındaki Hatip'i polislerin yerde sürüklediği sahneyi izlerken aklıma Yıldız Savaşları'nın bilgesi Yoda'nın sözü geliyor. ''Korku karanlık tarafa giden yoldur. Korku öfkeyi getirir. Öfke Nefreti doğurur. Nefret acıya yolaçar. Senin içinde çok fazla korku görüyorum'' devletim.(ZE/EÜ)