Anadolu Ajansı 29 Mart 2019 günü “İptal halinde yenileme seçimleri 2 Haziran'da yapılacak” başlıklı bir haber geçti.
31 Mart Yerel Seçimleri’nin çekim alanına iyiden girilmişti ve günlük sohbetlerin artık dijital çağ versiyonu olan sosyal medyada, küçük bir panik havası yaşattı. 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri sonrası yaşanan 1 Kasım seçimlerinin travması kolay geçecek gibi değildi.
Oysa Yüksek Seçim Kurulu seçim iptali durumunda takvim açıklaması rutindi. Keza bugün Malatya'nın Pütürge, Yeşilyurt ve Darende ilçelerindeki üç mahallede muhtarlık seçimlerinin 2 Haziran'da yeniden yapılması kararı çıktı. Çeşitli nedenlerle iptaller yaşandığında seçim yenilemesi 2 Haziran 2019 tarihine gün verilecek.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Rusya'ya gitmeden önce yaptığı konuşmada "Amerika'da yüzde 1 gibi sıkıntılı oy miktarı olsa yeniden seçime gidiliyor" diyerek, "seçim iptali" ya da "AKP kazanana kadar yeniden seçim" paniğine katkıda bulundu.
Mahmudiye örneği
Bir önceki yerel seçimler 30 Mart 2014’te yapılmıştı. İptal edilen seçimler 1 Haziran 2014 günü yapılmıştı. Seçimlerin iptal edilen seçim çevreleri arasında Yalova ve Ağrı vardı; bu nedenle gündemde gerilerde kalan bir örnek var: Mahmudiye.
Eskişehir’in Mahmudiye ilçesinin Türkiye seçim tarihinde müstesna bir yeri var. Nedeni ise YSK’nın 2014’teki seçimleri iptal etme kararındaki gerekçesi.
YSK gerekçeyi şöyle tanımlamıştı: “Bir seçim çevresinde oy kullanamayacak olanların (asker, ölü ve kısıtlı) sayısı oy farkından fazla olduğu ibraz edilir, inceleme sonucunda kanıtlanırsa seçim iptal edilir”.
YSK, Eskişehir Mahmudiye seçimini iptal ederken 2’ye karşı 9 oyla karar vermişti.
Tabii iptal için başvurucu yine AKP idi.
AKP seçimi kılpayı kaybetmişti. Yeniden sayımlar işe yaramayınca seçmenden “ikinci bir şans” istemişti. İstanbul’da benzerini bugünlerde yaşadığımız bir durum yani.
Olayı özetleyelim, sonucu verelim:
CHP’nin Mahmudiye belediye başkanı adayı İshak Gündoğan’dı. Mevcut başkan AKP’li Ayşe Güney ile yarışıyordu. CHP’li Gündoğan 1511, AKP’li Güney ise 1504 oy aldı.
AKP hemen itiraz etti. İlçe seçim kurulu tekrar sayılsın dedi. Fark 1 oya indi.
AKP hemen itiraz etti. İl seçim kurulu “hayhay” dedi. Ama 1 olan fark 2’ye çıktı.
YSK mazbatayı CHP’li Gündoğan’a teslim etti.
AKP hemen itiraz etti. Bu kez YSK’ya. Tekrar sayarak başa çıkamayacağını anladıkları için seçim iptali talebiyle itiraz ettiler. Gerekçeleri seçmen listesinde “oy kullanamayacak durumdakilerin” sayısının sonucu değiştirecek büyüklükte olmasıydı.
1 Haziran 2014 günü sandıklar açıldı. CHP’li Gündoğan bu kez 1253 oy fark attı.
Uğurludağ örneği
AKP’nin kaybettiği seçimlere itiraz fırtınası estirmesi rutin bir durum aslında. Kısıtlı seçmenlere oy kullandırıldı, gerekçesi Mahmudiye ile ortaya çıkmadı. Tarihi 2004’e saralım ve Çorum Uğurludağ’a gidelim.
Yerel seçim 2004’te 28 Mart’ta yapılmıştı. Uğurludağ’da AKP’li İhsan Bici rakibi Doğru Yol Partili (DYP) Mehmet Kiday’dan 1 oy az almıştı. AKP klasik olarak itiraz fırtınası başlattı. İlçe, il seçim kurulları AKP’nin “seçim haksız yürütüldü” gerekçeli başvurularını reddetti. Ne de olsa 15 yıl önce AKP iktidarı adalet mekanizması üzerinde bu kadar baskın değildi. Ancak AKP, o sırada hakkında “kısıtlılık” raporu verilmiş bir seçmenin oy verdiğini bulup çıkartmıştı.
Başa dönelim Erdoğan’ın Rusya’ya giderken yaptığı açıklamadan İstanbul seçim sonuçları değişene kadar peşini bırakmayacağını ima etti.
Diyor ki:
“Bu işin hırsızlık boyutu var. Bir de sandıkta hırsızlıklar var. Şimdi biz YSK'ya gidiş, sandıktaki örgütlü müdahaleye yöneliktir. O ayrı bir iş ama o diğeri ise ayrı bir konu. Her iki kanaldan bu yürütülecektir. Temennim odur ki en ideal şekilde noktayı koyarız.”
Alıntıdaki “en ideal şekil” nedir bilinmez ama. Biz Uğurludağ’da iptal edilen seçimin sonucunu da verelim: DYP’li Kiday 1349, AKP’li Bici 1280 oy aldı. Yani 1 oy olan fark 69’a yükseldi. (HK)
* Kanunda “kısıtlılık” hali
Kişiliğe bağlanan hukuki sonuçlar ile kişilerin hak ve fiil ehliyetlerini düzenleyen temel kanun olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, çeşitli maddelerinde “kısıtlı” olmaktan söz etmekte ve 404. Ve devamındaki maddelerinde kısıtlılığı; “Vesayeti Gerektiren Haller” başlığı altında düzenlemektedir. Buna göre, reşit olmayan (18 yaşından küçük olan) şahısların velayet veya vesayet altında bulunma zorunlulukları bir tarafa bırakılırsa, Türk Medeni Kanunu açısından kısıtlılık, aşağıdaki 4 halde mümkündür:
1) Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı (TMK.m. 405),
2) Savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim (TMK.m. 406),
3) Bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir cezaya mahkum olma durumu (TMK.m. 407),
4) İlgilinin geçerli nedenlere dayanan talebi (TMK.m. 408) (Kaynak: Türk Hukuku'nda Kısıtlılık Hali ve Seçme Hakkı - Ar. Gör. Ersoy Kontacı)