Avukat Can Atalay, Yüksek Kaldırım'da 19 Ocak'ta, öğleden sonra,16:30 silah sesleri duyulduğunu söylüyor. 52 yaşındaki memur Kemallettin Rıdvan Yalın polis kurşunuyla ayağından vurulmuştu. "Eylemle ilgim yok, polis beni hedef gözeterek vurdu" diye açıklama yapan Yalın sonradan polis tutanaklarına 15. "şüpheli" olarak geçecekti.
Hrant Dink anmasının ardından İstiklal Caddesi'nde çıkan olayların ardından, 14 kişi hemen hemen aynı saatlerde elleri arkadan kelepçelenmiş, yüzleri duvara dönük şekilde diz çökertilmiş ve darp görmüş olarak Beyoğlu Ekipler Amirliği'nde gözaltındaydılar.
Dışarıdaysa müdafi olarak onlarla görüşmek isteyen avukatlar, yine polislerin şiddetine maruz kalıyordu.
Atalay: Polis vazifesinin dışına çıktı
Avukat Can Atalay yaşadıklarını bianet'e anlattı.
"Hrant Dink cumartesi günü (19 Ocak) Şişli'de Agos gazetesi önünde binlerce kişinin katılımıyla anıldı. Tören konuşmaların ardından son buldu. İstiklal Caddesi'nde yaklaşık bin kişilik bir toparlanma olduğunu, grubun caddede sloganlar atarak yürüdüğünü, Deva Çıkmazı'nda İşçi Partililer (İP) ile çatışma çıktığını öğrendik, Odakule'ye doğru yöneldik. Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) Tünel Lokali'ne girilmeye çalışılması üzerine arbede çıktı, polis -bizim duyduğumuz kadarı ile üç el- ateş etti. MHP lokali ise tahrip olmuştu. Karaköy civarındaysa gözaltılar yapılmıştı. Polis ateşi sonucu Tünel'de ayağından yaralanan şahıs 'Kıvılcım Müzik' adlı işyerinde tutuluyordu, İşyerinin kepenkleri polis tarafından kapatılmıştı, polis gazetecileri ve bizi uzaklaştırmaya çalışıyordu. 16:55 civarı kepenkler açıldı. Sedye ile çıkartılan yaralı 'Adım Kemalettin Rıdvan Yalın, TCDD'de memurum, polis hedef gözeterek ateş açtı, ben gösteriye katılmamıştım' diye defalarca bağırdı."
Yasa ne diyor?: Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu'na göre polis, kendisine karşı silahla saldırıya teşebbüs edilmesi halinde, silahla saldırıya teşebbüs eden kişiye karşı saldırı tehlikesini etkisiz kılacak ölçüde duraksamadan silahla ateş edebilir.
Olayın ardından Atalay, avukatlar Ata Yazıcıoğlu ve Kemal Aytaç'la Taksim İlkyardım Hastanesi'ne giderek yaralı hakkında bilgi almak istediler.
"Yaralının ayağında dış kırık tespit edilmişti. Kısa sürede hastane önünde avukatların sayıları on beşi bulmuştu. Bu sırada gözaltına alınan 14 kişi hastaneye getirildi. Karakolun önünde gözaltılar hakkında bilgi almak isteyen Avukat Özlem Demirbilek gözaltıların polis aracına bindirilirken şiddet gördüklerini söyledi."
"Beni de gözaltına alın, dedim"
Atalay'ın aktardığına polisin bir kişiyi vurması ve 14 kişinin gözaltı sürecinde hukuk dışı davranmasıyla, avukatlar kamu görevlerine yerine getirmek üzere müdafi olarak karakola gitmeye karar verdi.
Karakola vardığımızda karakol girişi bankoyla kapatılmıştı. Gözaltındakilerle görüşme talep ettik, işlemlerin bitmediği gerekçesiyle reddettiler. Hukuken böyle bir gerekçe ile görüşmenin engellenemeyeceğini, durumun yazılı olarak bildirilmesi gerektiğini söyledik. Yanıt hep olumsuzdu. İçerideki polisler havayı germeye başladılar. Karakol binasından çıkmamız istendi. Karşı çıktık. Bir anda -önce kadın avukatlara olmak üzere- fiziki bir saldırı başladı. Tekme atma, saç çekme, yüz dışındaki bölgelere vurma gibi yöntemlerle aşama aşama, önce kapının önüne daha sonrada sokağın köşesine kadar sürüklendik. Önümüze demir barikatlar çekilmeye başlanmasıyla -gözaltındakilere kötü muamelenin de devam ettiği gözetilerek- barikatı geçtim. 'Beni de gözaltına alın' dedim. İtmeye çalıştılar, vazgeçmedim. İstanbul Barosu Avukat Hakları Merkezi'nden Ömer Kavili de oradaydı. Amir benim için 'Alın bunu içeri' dedi. Karakolun içine girdiğimde ilerideki odada gözaltına alınanları gördüm. Elleri arkadan kelepçelenmiş, diz çöktürülmüş yüzleri duvara dönük şekilde bekletiliyorlardı, darp izleri vardı. Durumları kötüydü."
Yasa ne diyor?: Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) madde 93'e göre (1) Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hallerinde kelepçe takılabiliyor. Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliğine göre "Yakalanan kişinin hakkındaki işlemlerin tamamlanması amacıyla, yetkili hakim önüne çıkarılmasına veya serbest bırakılmasına kadar kanuni süre içinde sağlığına zarar vermeyecek şekilde özgürlüğünün geçici olarak kısıtlanıp alıkonulmasını..." diyor.
Avukatın hukuki yardımı engellenemez
Atalay anlatmayı sürdürüyor:
"Memur gelip kimliğimi istedi. Avukat kimliği verdim, TC kimliğimi istedi, ibraz etmeyeceğimi söyledim. Avukat kimliğimi alıp gitti. 15 dakika sonra gelip 'GBT temizmiş' dedi. Bu sırada Kavili yanıma gelip polislerin kendisine gözaltıların buraya getirilmediği bilgisini verdiğini söyledi. Ben de içerideki odada olduklarını söyledim. İçeri birkaç avukat daha girdi. Gözaltıların ellerinin kelepçelenmemesi gerektiğini söyledik. Gözaltı işlemimim gerçekleşmediğini, serbest bırakıldığımı söylediler, sonuçta avukatı müdafilik görevini yaparken gözaltına almış olacaklardı. Gözaltı işlemiyle ilgili işlem yapılmadığını, hazırlayacağımız tutanakta belirttikten sonra çıktık. 22:30 sularında avukatlar müdafiliklerini yapacakları kişilerle görüşmeye başladılar. Karakolda şiddetin avukatların içeri girmeyi başardıkları ana kadar sürdüğü öğrenildi. 02:00'de ifadeler bitti. Gözaltındakilerin tümü kollukta ifade vermeyeceklerini bildirdiler."
Yasa ne diyor?: Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında müdafiin, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz.
Avukat Yazıcıoğlu'nun polise neden böyle davrandığını sorması üzerine polis "Sen benim düşmanımsın, tabii ki böyle davranacağım" cevabını verdi.
Hastanede yine fiziki saldırı
Avukat Ebru Erginbay'ın bianet'e aktardığına göre "Gözaltındakiler elleri arkadan kelepçeli olarak hastaneye sevk edildiler. Muayeneyede elleri arkadan kelepçeli olarak ve polis eşliğinde sokulmak istenmeleri üzerine avukatlar tarafından durumun hukuki olmadığı belirtildi. Polisler ve hastane güvenlik görevlileri önce avukatlara yine fiziken saldırdılar. Ancak direnilmesi sonucunda muayeneler hukuka uygun biçimde yapıldı."
Atalay ertesi güne dair (20 Ocak) izlenimleriniyse şöyle anlatıyor:
"Gözaltındakilerin tümü 20:30 itirabarıyla serbest bırakıldı. Ayağından vurulan Yalın'sa halen Taksim İlkyardım Hastanesi'nde tedavi görüyor.
Avukatlar hukuki başvurularını hazırlıyorlar. Bugün (23 Ocak) konuyla ilgili basın açıklaması yapacaklar. (EZÖ/TK)