"Başarı"nın ölçüsü, mayınlar arasında zıplamak...
Gazeteciler, ne yazık ki halkı bilgilendirme ve uyarma görevlerini yerine getirirken, bir yandan da amaçları, türleri ve etkileri ülkeden ülkeye değişen bu mayınlara karşı tetikte olmak durumundalar. Mesela Türkiye'de bu mayınlar ordu, laiklik veya Atatürk gibi kavramları korumak amacıyla döşeniyorsa, Zimbabwe'de Mugabe rejimini, İran'da Mollaları, Çin'de devletin yüce varlığını, Kolombiya'da uyuşturucu mafyasını korumak, ABD'de ise, tüm dünyayı yöneten büyük şirketler ve Pentagon'un kirli işlerini ört bas etmek için döşenebiliyor gazetecilerin dans ettiği pistlere. Ve maalesef, özgür basın mitinin bugün geldiği noktada gazetecilik başarısı, bu mayınların arasında "ustaca" sekerek en uzun süre dans edebilmekle ölçülüyor.
Amerikalı araştırmacı gazeteci April Oliver, CNN'in deneyimli muhabirlerinden biriyken basmıştı ilk mayınına...Cezası, bir daha mayın tarlalarında gezememek oldu; yani gazeteciliği bitti. Adını duymamışsınızdır belki; ama April Oliver, yıllarını televizyon muhabirliğine vermiş, ortaya koyduğu başarılı gazetecilik örnekleri nedeniyle de CNN'e transfer edilmişti.
Haziran 1998'de, arkadaşı Jack Smith ile birlikte "Valley of Death/Ölüm Vadisi " adlı bir araştırma haber hazırladılar. Haber, Vietnam savaşı sırasında ABD ordusunun "Sinir gazı" kullandığını ortaya çıkarıyordu; üstelik bu kimyasal silah, sadece Vietnamlılara karşı değil, " Operation Tailwind/Tailwind Operasyonu " adlı özel bir misyonla, ordudan kaçan bazı Amerikan askerlerine karşı da kullanılmıştı.
Gazeteci Oliver ve Smith, haberi hazırlarken Vietnam savaşına katılmış bir çok asker ile, ama özellikle de bir emekli komutanla konuşmuşlardı. Vietnam savaşı sırasında birliklere komuta etmiş bu rütbeli asker, Robert Van Buskirk, CNN muhabirlerine ABD ordusunun Vietnam'da çeşitli zamanlarda sinir gazı kullandığına tanık olduğunu söylemiş, böylece haberin de omurgasını oluşturan açıklamayı yapmıştı.
ABD'de "Tailwind Story/Tailwind haberi" olarak basın tarihine geçen bu araştırmacı gazetecilik örneği; hem April Oliver'in hem de ortağı Jack Smith'in sonu oldu.
Pentagon Mayını
Haberin daha ilk bölümü CNN kanalında yayınlanır yayınlanmaz Pentagon'dan yalanlanma geldi ve bu iki gazeteci hakkında "fabrikasyon haber" yaptıkları gerekçesiyle soruşturma açıldı. Tahmin edeceğiniz gibi, sadece Pentagon tarafından değil, CNN'in üst yönetimi tarafından da... CNN bu iki gazeteciyi işten atmakla kalmadı; hem Pentagon'dan özür diledi, hem de kendi haberinin yalan olduğunu ispatlamak için kurum çapında araştırma başlattı. Oliver ve Smith, her ne kadar haberlerinin arkasında durup doğruluğunu savunsalar da, haber kaynaklarının ses kayıtlarını vs. gösterseler de işlerinden olmaktan kurtulamadılar.
Pentagon mayınına çarpan bu iki gazetecinin işten atılmaları yetmezmiş gibi, günlerce yaygın medyada aleyhlerine yapılan yayınlarla itibarları yok edildi ve bir daha ABD'de hiç bir yayın kuruluşunda işe alınmadılar.
Geçtiğimiz ay ABD'de yayınlanan bir kitap, April Oliver ve Jack Smith gibi zamanında "mayınlara" bastığı için mesleklerini yapamaz hale gelmiş bir grup gazetecinin hikayesini anlatıyor. Kitaba katkıda bulunan gazetecilerden bir bölümü geçmişte hazırladıkları araştırma haberlerden dolayı ödüller bile almışlar...Ama gün gelmiş, aynı gazeteciler, yaptıkları "bir başka" araştırma haber hükümetlerin ve büyük şirketlerin çürümüş ilişkilerini ortaya koyduğu için bir anda kendilerini basın sektörünün dışında, yapayalnız buluvermişler.
Elektrikli Testere
Kristina Borjesson'un editörlüğünde çıkan "Into the Buzzsaw: Leading Journalists Expose the Myth of a Free Press/Elektirikli Testerenin İçine: Tanınmış Gazeteciler Basın Özgürlüğü Mitini Açığa Vuruyor "(*) adlı bu kitaptan size sadece bir bölüm aktarmak istiyorum; o da yukarıda kısa hikayesini anlattığım gazeteci April Oliver tarafından kaleme alınmış olan bölüm.
April Oliver, bugün hâlâ sansürlenen haberinin arkasında duruyor ve CNN'e açtığı trilyonluk tazminat davasının sonucunu bekliyor. Bu arada boş durmuyor. Hem hukuk tahsil ediyor, hem de "Kore ve Vietnam Hayaletleri " başlıklı bir araştırma hazırlıyor. CNN'de sansürlenen kendi haberi ile, Associated Press (AP) ajansının hazırladığı "Kore'deki Katliam " haberine ABD ordusunun tepkisini incelediği bu karşılaştırmalı araştırma da ayrıca dikkate değer.
On öğüt...
İşte kitaptan April Oliver'in yazdığı "Sansürle başa çıkma yolları: Tartışmalı gazetecilik için on öğüt " adlı bölüm; belki bir gün lazım olur diye:
1. Eğer elinde tartışma yaratacak bir haber konusu varsa, öncelikle çalıştığın kurumda en alt yöneticiden en üst kademeye kadar herkesi haberinin temel argümanı konusunda bilgilendir. Neyse ki, biz haberimizle ilgili ayrıntıları tüm yöneticilere anlatmış, hatta ufak bir bilgilendirme kitapçığı bile hazırlamıştık. Böylece, CNN yönetimi konuyla ilgili bilgisi olmadığı yolunda bir açıklamanın arkasına saklanamadı. Hem konudan, hem de haber kaynaklarından haberleri vardı.
2. Haber merkezinde haberinle ilgili "araştırma haber" gibi bir tanımlama kullanılıyorsa, hemen bir avukat tut. Hiç "param yok" falan gibi argümanlara sığınma. Bence, CNN'in haberin doğruluğunu denetlemek için görevlendirdiği kişilerle asla yanımızda bir avukat olmadan görüşmemeliydik. (CNN'in ikinci başkanı Pam Hill, April Oliver ve Jack Smith'e şirket avukatları Floyd Abrams ve David Kohler ile görüşmeleri emrini verdi. Oliver'a, Abrams'ın "anayasal hakları" ve "adı gizli haber kaynakları" konusunda danışmanlık yapacağı söylenmişti. Oysa, ilerleyen günlerde Abrams'ın artık gazetecilere danışmanlık yapmayacağı, ama CNN'in özel danışmanı olarak gazetecileri inceleyeceği açıklandı).
3. Asla ve asla, bildiklerini kamuoyuna açıklamanı engelleyecek kuralları kabul etme! Soruşturma sırasında elimiz kolumuz bağlandı; susturulduk ve haberimiz hakkında yorum yapmamaya zorlandık. CNN, haber üzerindeki politik entrikaları engellemek için bu yolu tercih ettiğini söylüyordu. Oysa ki, aynı dönemde haberimiz hakkında doğru olmayan, mesela haber kaynaklarının söylediklerini yanlış aktardığımız gibi, bir çok bilgi sızdırıldı basına.
4. Patronun senden senin hazırladığın bir haberle ilgili sürdürülen araştırmaya yardımcı olmanı isterse sakın kabul etme. Tom Johnson, bizden Pentagon'un Tailwind haberi ile ilgili araştırmasına yardımcı olmamızı istedi. Bu alışılmadık yardımlaşma, CNN'i askeri bir kapitülasyonla karşı karşıya bıraktı; asla bu teklifi kabul etmemeliydik.
5. Araştırman üzerinde şüphe doğuracak tartışmalar başlamışsa, bundan en kısa zamanda haberdar ol.
6. Haberinin doğruluğunu, güvenilirliğini araştıran ekiptekilerin senin gibi gazeteci olmalarında ısrar et. Gazeteciliğin değerlendirilmesi, paralı avukatlar ya da şirket yöneticilerinin işi olmamalı.
7. Nasıl bir baskıyla karşı karşıya kalırsan kal, asla istifa etme! Bana John Olson'dan müthiş bir hata yaptığımı açıklayıp, onurumla istifa etmem yönünde baskı geldi. Ben işten atılmayı tercih ettim. Çünkü haberimin arkasındaydım ve son yılların en iyi araştırma haberi olduğuna güvenim tamdı.
8. Haberine karşı dava açılması öyle sanıldığı gibi kötü bir şey değil. Emekli generallerden John Singlaub tarafından dava edildiğimi öğrendiğimde panikledim aslında. Ama zaman içinde, olayı sakin gözle düşününce, bunun bana yeni bir forum yaratabileceğini gördüm. Büyük medya tarafından dışlanıp, sesimiz kesildiğinde, bunun doğruları anlatabilmek için yeni bir fırsat olduğunu gördüm. CNN'in arka odalarında kurulan mahkemeler hariç, Henry Kissenger ve Richard Helms'in yemin altında ne ifade vereceklerini görmek de ilginç olurdu.
9. Duruşmalar başladıktan sonra, çalıştığın şirketin mahmeme masraflarını karşılayacağından emin ol. Asla şirketin avukat önermesine izin verme. Senin yasal savunmaya ihtiyacın var ve bu da seni zor durumda bırakan bir şirket tarafından dikte edilemez.
10. En son, ama en önemlisi; gazetecilik dışında bir hayatın olsun. Soruşturmanın başladığı sıralarda anne oldum. Oğlumuz, küçük parmakları ve yumuk yumuk ayaklarıyla CNN'in hukuk kadrosunun tüm çirkinliklerini örttü. Onun günlük gülümsemeleri bana hayatın gerçek anlamını hatırlattı hep. Aile ve arkadaşlar, her türlü bant kaydından daha önemli. Onlar hep senin arkanda ve alabileceğin her hangi bir gazetecilik ödülünden çok daha değerliler. (EDA/SON)
______________________________________
(*)Borjesson Kristina; Into the Buzzsaw: Leading Journalists Expose the Myth of a Free Press, Amherst, NY: Prometheus, 2002