Fotoğraf: https://www.instagram.com/aynurdoganofficial/
Hafta içinin bir gecesinde şehri Diyarbekir'in Suriçi'ndeki bazalt taşın olanca kudretiyle işlenmiş kadim prestij mekânlarından biri Zerzevan Konağı'na, konuk olan sanatçı dostum Vedat Yıldırım'ın misafiriydim.
Önümde şarap kadehi masada dostlarım sahnede Vedat ve Bajar grubu vardı.
Vedat'ı defalarca Kardeş Türkülerle izlemiş dinlemiştim. "Bajar'la fark ne ola ki!" diye sormuştum kendime!
İşte o farkı üç saat süren muhteşem performans bitip de Vedat sahneden inince masa sohbetimizde hemen o vakit farkında olarak söyledim.
Kürtçe müziğin klasik tarzının dışında bir şeyler deniyordu. "Denemek" kavramını kullanmak aslında haksızlıktı sanki!
Basbayağı yerli yerine oturmuş bir tarz oluşmuş/oluşturulmuştu sahnede.
Amerikan blues ve caz müziklerinin olanca muhalif ve direngen Afro-Amerikan tarzının Kürt Dengbêjlik geleneğiyle iyice yoğrulmuş bir eda, bir havası vardı yapılan performansta.
Kürt klasik müziğinin genlerini bozmadan farklı bir tarz kurmak, yapılan tam da buydu.
Bunları gecenin yarı bir saatinde Vedat'a söyleyince; "Evet, bir farkı olmalıydı! Yoksa Bajar olmazdı" dedi.
Ayrıca Kürt müziğinde geleneksel tarzla birlikte böylesine farklı yorumlara da artık alışıldı.
Bakın Kürt Soprano opera sanatçısı Pervin Çakar da yine bir farkındalık yaratmıyor mu performansıyla.
Ve tabii ki daha adlarını sayamadığım çokçası. Sesleri nefesleri tınıları daim olsun.
Peki, sanatçılar bunca gayreti ve seçiciliği yaparken, vulgar siyaset neyin peşinde!
Hemen ifade edeyim; vulgar siyaset kabaca günü kurtarmanın peşinde.
Fukaralık, ekonomik olarak üretimden hak ettiği payı alamamanın, yarattığı artı değerin gasbının sonucu. Gasıp, fukara sayesinde paranın kudretiyle muktedir olur.
Siyaset, vulgar siyaset de böyle bir duruma delalet eder. Dar alanda sadece kendine pas atarak siyaset yaptığını zannederler.
İşte vulgar siyasetin son zalimliği sanatçı Aynur Doğan konserine karşıtlık üzerinden kendini gündeme taşıdı. Taşıdı da ne oldu! Kelimenin tam anlamıyla kendini rezil etme hâlinin yaşanmasına vesile olmuş oldu.
Kürtçe müziğin bütün varoluş şekillerini sunan sanatçılar yine bütün engelleri aşarak sanatlarını icra ediyor / edecekler...
Füruğ Ferruhzad'dan apartılmış dizelerle;
"Zamanı değil mi artık
Açılsın bu pencere
Yağsın gökyüzü oradan..." ve yağsın müziğin evrensel dilinin nağmeleri dünya yüzüne...
Not: 22 Mayıs pazar saat 14.00'de coğrafya, mekân ve edebiyat söyleşi & İmza programı ile Gökçe Bilgin ve Sırrı Özbek'le Adıyaman Kitap Fuarında olacağım. Orada olanların haberi olsun diyerek.
(ŞD/AÖ)