Şu ülkede kaç kültür bir arada yaşıyor? Ermeniler, Rumlar, Kürtler... Geçmişte Ermeni sorunu çıktı ve hala devam ediyor. Şimdi ise Kürt sorunu var. Aynı toplumda yaşayan insanlar birbirine düşüyor.
Dün aslında hep birlikte olduğumuz, Sulukule ile isimlerini sıkça duyduğumuz bizden birilerinin günüydü. Dünya Çingenler Günü. Müzikleriyle bizi kendimizden geçiren, romantik sahillerin gül satıcıları… Evet, dışladığımız ama bizim içimizdeki kişilerden bahsediyorum. Yaşadıkları yerler 21. yüzyıl mimarisine uymuyor diye yıkmaya çalışılan (oysa ki güdülen amacın getirim sağlamak olduğunu çocuklar bile biliyor artık), insan haklarını savunurken yaşadığımız toplumda ayrımcılık yapıp küçümsemeye çalıştığımız Romanlar.
Peki neden onları dışlarız? Renklerinden mi, konuşmalarından dolayı mı? Zaten yeterince ayrımcılık yok mu şu yaşadığımız dünyada? Fakirler ve zenginler, büyükler ve küçükler...
Bunlara yenisini eklemeye ne gerek var?
Bir bahçe düşünün renk renk laleler var ve siz gidip bütün laleleri kopartıyorsunuz. Sadece sarı laleler kalıyor. İşiniz bitince ne görürsünüz? Sadece delik deşik olmuş hiçbir güzelliği kalmamış bir toprak parçası. Arada birer ikişer kafasını uzatan sarı laleler. Oysaki onlar hep birlikte ne kadar güzeldiler, değil mi? Rüzgârla hepsi aynı yöne boynunu büker, ama toprağa bir yabancı madde karıştı mı hepsinin sonu olur bu… Hem ne demiş Nazım Hikmet “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine.”
Biz hep birlikte güzeliz. Ayrım yapmamalıyız, yaptırmamalıyız. İnsanlar farklılıklarıyla güzeldir. Dünya Çingeneler Gününüz kutlu olsun. Bizi neşenizden, gülen yüzünüzden ve müziğinizden eksik bırakmayın…(DT/EÜ)
* Deniz Türkeş, 16 yaşında.