Deli Dalgalar’ı duymuş olmalısınız.
Beş yıllık bir tarihi var.
Yolu hapishanelerden geçmiş bir grup kadın ve erkeğin başlattığı; tutsaklarla dayanışmak isteyen gönüllü her bireyin kendine yer bulabileceği bir inisiyatif.
Bir dernek değildir.
Herhangi bir mekânları da yok.
Her bir gönüllünün posta kutusu adresi üzerinden hapishanelerle haberleştiklerini; ayda bir kez de buluşup yaptıkları işleri hep birlikte gözden geçirip, neler yapacaklarını planladıklarını biliyorum.
Biz tutsaklar için harika şeyler yapıyorlar.
Kiminin hangi davadan yargılandığı ya da hüküm giydiğiyle hiç ilgilenmiyorlar.
Her hangi bir siyasi tutsağın isim ve adresinin onlara ulaşması yeterli
Hiçbir ayrım gözetmeksizin koşullarının elverdiği oranda siyasi tutsaklarla dayanışıyorlar.
Mektuplarla gönderdikleri kitaplarla her fırsatta pratikleriyle bizlere “yalnız değilsiniz” diyorlar.
2010 yılında hapishanelerde topladıkları resimlerle harika bir sergi açmışlardı.
2011 yılında 10 bin kitap kampanyasıyla ellerinde isim ve adresi olan her mahpusa kitap göndermişlerdi.
Tabi hiç beklenmedik bir anda 8 Mart’ın öngününde koğuştaki tüm kadınlara çam sakızı, çoban armağanı kabilinden hediyeler…
Ya da kırtasiye malzemeleri göndermeleri, ihtiyacınızın olup-olmasından bağımsız insanı duygulandırıp, sevindiren bir başka etkinlikti.
Bildiğim kadarıyla Deli Dalgalar’ın ilk ürünü hapishanelerden aldıkları mektup ve fotoğraflarla hazırladıkları albümdü.
Sonra gönderdikleri bazı fotoğraflar üzerinden tutsakların yazdıkları öykülerden seçilmiş bir kitap çıkardılar.
Deli Dalgalar’dan Sibel Öz’ün derlediği; Kıyıya Vuran Dalgalar kitabı hayli ilgi gördü.
En son İtalyanca çevrildiğini yazmış Sibel.
İki imza günü yapıldı Kitabın.
Murathan Mungan ve Sırrı Süreya Önder’den sonra Hicri Özgören Diyarbakır Kitap Fuarı’nda imzaladı kitabı.
Yine Sibel’in deyimiyle; kitap onları aşmış!
Ne güzel değil mi?
Önceki gün elime geçen mektubunda sevgili Sibel tekli hücrelerden kalan ağırlaştırılmış müebbetliklerle ilgili bir kitap projesinden söz etmiş.
Ve demiş ki:
“Gelelim tekliler meselsine. Teklilerde kalan arkadaşlar bizim için ayrı bir yara. Onları hiç unutmadık. Hep özel şeyler de yapalım istedik, ama fırsat olmadı. Nihayet cin bir fikir geldi aklımıza. Hani Deli Dalagalar bu beş senedir yaparım dediği her şeyi layıkıyla yapmış ya, bu da ‘yaparım’ dediği işlerden biri. Düştük bu fikrin peşine. (…) Kitap üzerinden bir dayanışma, duyarlılık, etkinlik yükseltmeyi düşünüyoruz. Kitap yüreklere işleyen, vicdanları harekete geçiren bu yönüyle bu tarz bir dayanışma imgesi ya da aracı olmaya yatkın bir olgu”
Hakikaten Deli Dalgalar 5 yıldır kafasına koyduğu her işi yaptı.
Bugünlerde sadece bu projenin olmadığını biliyorum.
İçeride çizilen mahpusları da unutmamışlar.
Semih Poroy ve başka karikatüristlerin de içinde olduğu bir ekiple içeriden çizen arkadaşların çizimlerinden seçtikleri bir karikatür albümü hazırlayacaklarmış.
Bir başka projeleri de, en iyi masallar içerideki mahpuslardadır diyip çocuk masalları yazmalarını istemişler.
Toplandıkları masallardan seçkinlerden oluşan bir çocuk kitabı çıkaracaklarmış.
Bunun için de bir iş bölümü yapmışlar.
Her bir proje gerçekten insanı heyecanlandırıyor.
Ve her duyarlı bireyin katkıda bulunabileceği çalışmalar bir ucundan tutmayı bekliyor.
Bir de yürümekte olan bir kitap kampanyası var.
Kampanyanın adı: Her Mahpusa Bir Kitap.
Deli Dalgalar Kitapları toplamışlar.
Ancak, posta ücreti nedeniyle zorlanmışlar.
Bir süre önce Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Aykol’un köşesinde bir çağrı yer aldı.
Deli Dalgalar’ın tutsaklar için topladıkları kitapları hapishanelere gönderebilmeleri için pul bağışı yapılması isteniyordu.
Malum!
Her güzel anlamlı girişimin, planın hayata geçebilmesinin de bir maliyeti oluyor.
Ve bugüne kadar tüm maliyeti Deli Dalgalar kendi içlerinde karşıladılar.
Böyle bir çağrı yapılmadığına göre; demek ki zorlanıyorlar!
Bu nedenle hapishaneden Deli Dalgalar’a pul gönderemesem de buradan onları tanıtarak, pul kampanyasını duyurarak biz tutsaklarla dayanışabilirim diye düşündüm.
Hem bu aynı zamanda kendi kendimle ve tüm tutsaklarla dayanışmak demek!
Deli Dalgalar’la dayanışmak, inisiyatifte yer almak isteyenler için verebileceğim adresi paylaşarak bitireyim.
İnternetten her hangi bir arama motorundan Deli Dalgalar’a ulaşabilirsiniz.
Bir de isteyenler için posta adresi var elimde:
Sibel Öz
PK 15
Çengelköy_Üsküdaar/ İstanbul
İyi dayanışmalar! …
* * *
Gülerdir Taksim’i ve ardından birçok ilde başlayan ayaklanmayı hop oturup hop kalkarak televizyondan izliyoruz.
Böyle zamanlarda mapusta olmanın ne kadar zor olduğunu yaşayarak öğreniyoruz.
Eminim tüm hapishanelerdeki siyasi tutsaklar da bizim gibidir.
Taksim’i yaratanları ve memlekete yayanları coşkuyla ve seviyle kucaklıyorum.
Selam olsun onlara! (FE/HK)
* Füsun Erdoğan, 1 Haziran 2013, Gebze Kadın Kapalı Hapishane.