Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana birçok Yahudi devlet hizmetinde bulundu; ilk yıllarda mecliste birçok dönem Yahudi milletvekilleri yer aldı. Yahudiler özellikle 1950 sonrası modern Türkiye’nin kuruluşunda sanayi ve endüstrinin yaratılması ve gelişmesinde önemli roller oynadı. Günümüzde ise, tıp, hukuk, medya ve sanat alanında adından söz ettiren birçok Türk Yahudi’sine rastlamak mümkün.
Devlet hizmetinde
Cumhuriyet döneminde Millet Meclisi’ne giren milletvekilleri içinde Samuel Abravaya,1935-1942 yılları arasında beşinci ve altıncı devrelerde görev yapmıştı. Türkler ve Yahudiler konusundaki çalışmaları ile ünlü tarihçi ve Haziran 1946’da kabul edilen üniversite tasarısı imzalarından biri olan Avram Galante, Abravaya’dan sonra yedinci devrede Niğde milletvekilliği yapmıştı (1934-1946). Daha sonraki dönemin milletvekili ise Salamon Adato oldu. Adato İstanbul milletvekili olarak meclise girmişti. 1946 genel seçimlerinde, Avram Galante ve İbrahim Nom, Cumhuriyet Halk Partisi’nin adaylarındandı; Salamon Adato ve Yosef Salmona (Yusuf Salman) ise Demokrat Parti’nin adaylarındandı. Salamon Adato, Sorbonne Üniversitesi’nde Hukuk Doktoru olmuş ve Osmanlı ordusunda Birinci Dünya Savaşı esnasında ihtiyat subayı olarak görev yapmıştı; bir uçak kazasında vefat etmişti. 1946’da Komünistlerin oluşturduğu Türkiye Sosyalist Emekçi Köylü Partisi’nin kurucusu ise diş doktoru Habil Amato’ydu. Bu parti entelektüel ve yüzeysel düzeyde kalmıştı.
1954’te Hanri Saryano DP İstanbul Milletvekili, 1957’de İsak Altabev ve Yusuf Salman DP İstanbul Milletvekilli olmuşlardı. 1960’ta Avukat Erol Dilek, biri Rum diğeri Ermeni kökenli iki gayrimüslimin yanı sıra Kurucu Meclis’e üye olarak seçilmişlerdi. Bundan sonra Yahudiler, uzun yıllar siyasi alanda görülmediler. 25 Aralık 1995’te yapılan genel seçimlerde Cefi Kamhi, Doğru Yol Partisi’nden İstanbul ikinci bölge milletvekili seçildi.
24 Mayıs 1997’de Cefi Kamhi DYP’den ayrıldı ve 25 Haziran 1997 DTP’ye katıldı. O zamandan beri devlet kurumlarında herhangi bir Yahudi’ye rastlanmamış olup, günümüzün yoğun Yahudi karşıtı siyasal ortamında bunu ummak gerçekçi görünmemekte.
Sanayi, ticaret ve serbest Meslekler
II. Dünya Savaşı yıllarına gelindiğinde, Yahudi sermayesi ile kurulan işletmeler arasında kumaş, kauçuk, lüks çorap, ipek, çuha, çulha ve yünü, galoş, şemsiye, iplik fabrikaları ve dabakhaneler, İstanbul’da bir vapur şirketi, Bursa’da 12 ipek fabrikası vardı.
Manisalı Bohor Avram Gomel’in aynı yıllarda İstanbul’da kurduğu hintyağı fabrikası, ilgili tarım alanını teşvik ettiği gibi, uçakçılık ve savaş işletmeleri için gerekli bir hammaddeyi de üretmişti. Ayrıca Gomel’in İzmir’deki nebati yağ fabrikası 1941-1946 yılları arasında hazineye bir milyon liraya yakın vergi yatırmıştı. İzmir’de Jakop Bencu’ya ait bir pamuk ve bir un fabrikası, Robert Politi’nin küspe yağı sabun entegre tesisi de mevcuttu. Esasen yüzyılın başlarında Yahudilerin kurduğu gazoz, sigara kâğıdı ve cam fabrikaları da bulunuyordu.
Varlık Vergisi ve bunun üzerinden 12 yıl kadar bir süre sonra meydana gelen 6-7 Eylül Olayları’nda sermayenin yediği darbe, Yahudi müteşebbislerinin eğilimlerini durdurdu. 1955’lerden 1980’lere kadar pek az sabit yatırıma girişen Yahudiler, daha çok ticarete yöneldiler.
Gene de Yahudiler, 1950’ler sonrası modern Türkiye’sinin sanayi temelinin temel taşlarının atılmasında rol oynadılar. Örneğin 1944’te Koç Grubu’nda çalışmaya başlayan Bernar Nahum (1911-1995)Türkiye’de otomotiv sanayinin kurulmasında en çok emeği geçenlerdendi. Otomotiv sektörüne 1928’de Ford’un temsilciliğini alarak giren Vehbi Koç, Bernar Nahum’la birlikte çabalar göstererek 1960’larda Ford ile Otosan’ı kurdu.1966’da ilk Türk binek otomobili ‘Anadol’ piyasaya sürüldü. Otosan fabrikası Anadol üretimini kaldırdıktan sonra kamyon ve diğer araçları yapmaya başlamıştı ama bu fabrikanın ayakta durması için kâfi değildi. Otosan’da bu kez saç karoserli otomobil yapımı fikri ortaya atıldı. Bernar Nahum, Ford’un üretiminden 1982 yılında kaldıracağı Cortina-Taunus marka otomobillerinin kalıplarını ucuz fiyatla alıp bu projeyi gerçekleştirmeyi sağladı. Öte yandan 1994’te Tofaş Otomobil Fabrikaları Genel Müdürü’yken Fiat’ın Türkiye’deki Tempra üretim ve ihracatı projesini yürütmeye başlayan Tofaş’ın CEO’su (Chief Executive Officer) Jan Nahum ve Kofisa Trading Co.S.A’nın murahhas azası Claude Nahum da Bernar Nahum’un oğullarıdır.
1956’da Kimyatek adlı şirketi kuran Alber Bilen, Almanların kimya sanayi devi Henkel’i yabancı ortak kazandırarak; kozmetik deri ve tekstil yardımcı maddeleri branşında ihtisaslaşan ‘Türk Henkel’i oluşturmak suretiyle Türkiye’de kimya sanayinin kurulmasına öncülük ediyordu. Reklamcılığın Türkiyede gelişmesinde, Türkiye’ye modern anlamda reklamcılığı getiren Türk reklamcılığın babası sayılan Eli Acıman Manajans adlı şirketiyle büyük katkı sağladı. Bu şirketten ayrılanlar birçok reklam şirketi oluşturdu. Bu alanda oldukça eski bir maziye sahip ‘İlancılık’ firmasında çalışırken sahibi durumuna gelen İzidor Barouh’u da zikretmek gerekir.
Vitali ve Alber Hakko Kardeşler ise firmaları Vakko ile hazır giyim ve moda sektöründe batılı örneklerden geri kalmayan bir kuruluş yarattılar. İsak de Eskinazi, İsak Altabef, İsrail Menaşe, Koç grubunun ilk yıllarında uzun süre hizmet verdiler.
1960’lı ve 1970’li yıllarda Yahudiler özellikle tekstil sektöründe çok faal oldular. 1980’li yıllarda ise Yahudi iş adamları ve sanayicilerin çalışma alanı genişledi. 1954’te İsveç’ten dönerek Alarko Koll.Şti’ni (Ağustos 2001’de müessif bir cinayette yaşamını yitiren) Dr. Üzeyir Garih ile beraber kuran İsak Alaton, 1995 yılı itibarıyla 6400 çalışanıyla ‘Alarko Holding AŞ’ adını halka açık ve ağır sanayi makineleri, sanayi soğutucuları, doğalgaz projeleri, sanayi pompaları, fabrika enerji santralleri projelendirmesi, arıtma tesisleri, turizm, inşaat vb sahalarda iştigal eden büyük bir kuruluşun başındaydı ve havaalanları dahil taahhüt işlerinin yüzde 50’sinden fazlasını Rusya ve Türki Cumhuriyetlere yöneltmişti. Keza Jak Kamhi, Profilo adlı şirketi yine aşağı yukarı aynı süre içinde geliştirerek Çerkezköy’deki modern tesislerinde soğutucu üreten dev bir tesise dönüştürdü. Eylül 1995’te PEG Profilo’nun yüzde 66 hissesi Bosch-Siemens’e satıldı. 2003 sonlarında da yüzde 25 hisse yabancılara satıldı. Oğlu Cefi Kamhi, Türkiye Genç İş Adamları Derneği TUGİAD başkanlığı yaptı. Kamhiler ayrıca Türkiye Teknolojik Vakfı’nı ve ilk büyük alışveriş merkezlerinden Mecidiyeköy Profilo Alışveriş Merkezi’ni kurdular.
Yahudilerin yöneldikleri başlıca sanayi dalları arasında ayrıca dericilik, kalem imalatı, suni deri, çorapçılık, lastik eldiven, matbaa mürekkebi, plastik torba, jilet, çiklet, kimyevi madde, kozmetik, matbaacılık, mukavva ambalaj, dantel, konfeksiyon ve aksesuarları, elektronik ölçü aletleri, enjektör ve inşaat sektörü de yer alıyordu. Örneğin İstanbul Çorap Sanayi (İÇS)1969’da Jojo Doenyas tarafından kurulmuş olup; 1993’te üretimini Çerkezköy’de kurduğu Altıniplik fabrikası ile yıllık 14 bin tona çıkarmış ve naylon ipliğini tüm evreleriyle işleyip naylon kadın çorabı haline getirme özelliği olan tek fabrika olma sıfatıyla 1995’te dünya pazarlarına 10 milyon dolarlık ihracat yapmıştı. Plastik ambalaj sanayi sahasında faaliyet gösteren diğer bir şirket ise 1995 yılında 165. en büyük özel şirket ve 82. en büyük ihracatçı konumunda olup, 1996'da ilk kez ISO 9001 belgesini almıştı. Turizm sektöründe de öncülük eden ve ödül alan Yahudi kuruluşları mevcuttur.
Günümüzde Yahudi Cemaati'nin durumu köklü bir değişikliğe uğradı. Cemaatin çoğunluğunu yaşlı nüfus oluştururken, sayısı da 15.000 dolaylarına inmiş durumdadır. Küçük esnaf ve sanayicilerin çoğu silinmiş durumdadır. Giderek artan Yahudi karşıtı atmosferde bu kategorideki Yahudilerin mal satması ve tahsilât yapması güçleşmiş, giderek zorlaşan ekonomik hayat koşullarında sermaye birikimleri erimiş ve güçlü sermaye yapısına sahip sınırlı sayıda sanayi, ticaret ve finans kuruluşları kalmıştır.
Serbest meslekler
Yahudi cemaatinden günümüzde artık sadece bir tüccarlar grubu olarak bahsedilemez. Bu toplumda doktorlar, avukatlar, kimyagerler, mühendisler, şairler, yazarlar, psikologlar vb vardır. Resim, heykel, müzik, tiyatro, edebiyat, basın vb kültürel alanlarda yakın zamanlarda etkinlik göstermiş ve gösteren Türk Yahudileri başka bir yazıda ele alınacaktır. Ancak örneğin bu yıl Barselona’da yer alan bir sanat etkinliğinde bu küçük cemaatten 30 üyenin yer aldığını belirtmek sanat konusuna verilen önemi vurgulamaktadır.
Çeşitli serbest mesleklerde önde gelen Yahudi vatandaşlar bulunmakta. Bunların başında üniversitelerdeki profesör, doçent ve diğer öğretim görevleri yer alıyor. Kimya, kimya mühendisliği, polimer ve makromoleküller konulu araştırmalarda ödül almış, bilimsel, akademik ve hümaniter etkinliklerle iştigal etmiş, matematik kuralları üretmiş, günümüzdeki nice önemli kuruluşun tesislerinin projelerine imza atmış olmanın kıvancını yaşamış Yahudi kökenli vatandaşlar kayda geçmiştir. Öte yandan bu kişiler arasında büyük alışveriş merkezleri ve özel hastane gibi büyük kuruluşların yöneticiliğini yapanlar olduğunu ve bu alanda başarı kaydettiklerini de zikretmek gerekir.
Aron Anjel,1937’lerde Paris’te şehircilik okuyan ilk mimarlardandır. Kendisi 1936’da İstanbul’un imar planını hazırlaması için Atatürk tarafından Türkiye’ye davet edilen ünlü Fransız şehircisi Henri Prost’un yardımcısı ve Belediye İmar ve Planlama Baş Danışmanı olarak görev yapmıştır.
Mimarlık ve mühendislikten başka Türkiye Yahudileri arasında yaygın olan mesleklerden biri de doktorluktu. 1994’te yapılan bir araştırmaya göre, İstanbul’da 126 doktor ve dişçi saptanmıştır.
Filateli (pulculuk) konusunda Albert Haskiya ve daha sonraları David Franco, dünyaca ün kazanmışlar ve birçok değerli ödüller alarak, Türkiye’yi uluslararası platformlarda tanıtmışlardır.
Hukuk alanında da birçok Türkiye Yahudi’si başarılı çalışmalar yapmışlardır. Türk Yahudi basınına katkısı olanlar da başka bir yazının konusu olabilecektir.
Ayrıca yeni nesil Türkiye Yahudilerinin meslekleri arasında; otelcilik, çevre mühendisliği, halkla ilişkiler, TV prodüktörlüğü, radyo DJ’liği, moda tasarımcılığı, iç mimarlık, müzik besteciliği, yer hostesliği, mankenlik, makyaj uzmanlığı, simültane tercümanlık, gayrimenkul danışmanlığı gibi branşlar yer almaktadır.
Örneğin Fani Hodara, 1996’da Pamukkale’de, 1998’de ABD’de FIDOF’ta ödüller aldı. 2002’de TRT Eurovision Şarkı Yarışması’nda bestesi ile birincilik ödülü aldı. 2003 yılının sonlarında Türkiye’de gişe rekorları kıran ‘Asmalı Konak’ adlı filmin New York’ta gerçekleşen çekimlerinin kurgusu ABD’de yaşayan Eytan İpeker tarafından yapıldı.
Örnekleme olarak bazı Türk Yahudilerinin serbest meslek ve sanat dallarındaki başarıları:
1999’da Milliyet Gazetesi yazarlarından Sami Kohen, 23.Sedat Simavi Ödülü’nü kazandı. Yard. Prof. Yasef Özsarfati, Florance Nightingale Hastanesi’nin Nöroloji Bölümü Başkanı oldu.
2000 yılında ünlü fotoğrafçı İzzet Keribar, National Geographic Traveller Dergisi’nin Merit Award Ödülü’nü aldı. Mario Levi, ‘İstanbul Bir Masaldı’ adlı romanıyla Yunus Nadi Yarışması'nda birincilik ödülü aldı.
2001 yılında Yakup Almelek’in sözlerini yazdığı ve oğlu Alper Almelek’in bestesini yaptığı marş, 90 bin üyesi ile Türkiye’nin önde gelen derneklerinden Atatürkçü Düşünce Derneği’nin resmi marşı olarak kabul edildi.
2002 yılında tiyatro ustası İsmet Kunt adına düzenlenen 2001-2002 tiyatro ödülleri çerçevesinde ‘Sanatçının Ölümü’ adlı oyundaki rolüyle Rozet Hubeş ‘En İyi Kadın Sanatçı’ seçildi. Akdeniz’de kıyısı olan ülkelerin Alman liseleri arasında yapılan geleneksel Jugend Musiziert Müzik Yarışması’nda Şima Merve Altun piyano dalında birinci oldu.
2003 yılında Kraliçe Elizabeth’in de katıldığı bir törende maketi dikilen Nadia Arditti’nin ‘Uçan Kanatlar’ adlı heykelinin orijinali Londra City Üniversitesi’nin bahçesine dikildi. Türkiye’de ilk kez ince bağırsak nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Alp Gürkan, Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından bir paketle ödüllendirildi.
2004 yılında Afife Jale Tiyatro Ödülleri töreninde Tiyatrokare’nin sahneye koyduğu ‘Salı Ziyaretleri’ yılın en başarılı prodüksiyonu ödülüne layık görüldü. Ödülü yönetmen Nedim Saban aldı.
Daniel Danon, 13 yaş erkeklerde yüzmede 100 metre kurbağalamada Türkiye ikincisi oldu.
2005 yılında araştırmacı yazar Rıfat N. Bali, Ayla Ödekan ile Yunus Nadi Ödülü'nü paylaştı. Ulus Özel Musevi Lisesi mezunu Rudi Maça, TÜBİTAK proje yarışmasında Türkiye üçüncüsü oldu.
2006 yılında Prof. Dr. Abut Kebudi Ekim ayı başında Chicago’da gerçekleşen bir törenle FACS (Amerikan Cerrahlar Birliği) üyesi oldu.
Heykeltraş Betsi Sullam, Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Plastik Sanatlar Bölümü’nde yardımcı doçent olarak göreve başladı.
2007 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer uluslararası alanda Türkiye’ye sağladığı katkılar nedeniyle Jak Kamhi’yi ‘Devlet Üstün Madalyası’ ile taltif etti.
Talya Hakim ve İzzet Aboresi Türk Binici Milli Takımı’na seçildi.
2008 yılında UÖMO 10. sınıf öğrencisi Berk Diler Polonya Bilim Akademisinin 16 yıldır düzenlediği uluslar arası ‘First Step to Nobel Prize in Physics’ (Genç Nobel) Şeref Mansiyonu’nu aldı. Dünya Karikatür Kuruluşları Federasyonu İkinci Başkanı, Şalom çizeri İzel Rozental’ın bir karikatürüne Fransız Le Monde gazetesi yer verdi.
2009 yılında Junior Camber Internatıonal JCI’nın düzenlediği Türkiye’nin On Başarılı Genci Yarışması’nda Yomi Kastro, iş dünyası, ekonomi ve girişimcilik alanında birinciliğe layık görüldü.
Power FM’den ‘Geveze’ Vefa Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülleri töreninde ‘En İyi Radyo Programcısı’ dalında ödüle layık görüldü.
2010 yılında İstanbul Florance Nightingale Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümü’nde görevli Rıfat Rasier katarakt ameliyatını kolaylaştıran bir yöntem geliştirdi ve konu dünyanın göz alanında en saygın dergilerinden biri olan Cornea'da yayınlandı.
İş adamı Avi Alkaş, ICSC’nin (Uluslararası Alışveriş Merkezleri Konseyi) Las Vegas’ta 30 bin kişiye aşkın konferansında ‘ICSC Yönetimi Dünya Üstün Hizmet Ödülü’ne layık görüldü.
2013 yılında TÜBİTAK’ın liselere yönelik düzenlediği ve 663 projenin yarıştığı ‘Girişimcilik ve Yenilikçilik Yarışması’nda Ulus Musevi Lisesi’nden Hayim Vedat Levi-Treysi Aşkın ‘Sürdürülebilir bir dünya için doğal hibrit solar piezo kinetik şarjı cihazı’ projeleriyle enerji dalında birinci oldu.
İzzet Pinto Türk dizilerini dünya pazarlarına sunmakla büyük başarı gösterdi. (2014)
Görüldüğü gibi Cumhuriyet döneminde de ve günümüzde bu denli küçülmesine rağmen, Türk Yahudi Cemaati mensupları, üzerinde doğup büyüdükleri ülkeye dinamik katkılarını sürdürmüşlerdir. (YB/HK)
* Bu yazı Şalom Gazetesi'nde yayınlandı.