Kemal Kılıçdaroğlu, Gediktepe sınır karakoluna giderak ayakta resim çektirmeye karar vermiş.
"Şu Deniz Baykal bir gitse de CHP hükümet olsa" diye bekleyenlerimiz, en çok Kürt Sorununun çözümüne bir katkısı olacağını düşünerek seviniyordu Kılıçdaroğlu'nun başkanlığına. Onur Öymen'in katliamcılığına karşı çıkışı nasıl da su serpmişti yüreklere... Sırf bu yüzden Deniz Baykal'ı don paça alaşağı eden video-komployu bile içine sindirdi bu millet. Yeter ki Kılıçdaroğlu başa geçsin, bir hamle etsin, "sol"un makus talihini yensin diye en olmayacak kalleşliği görmezden geldi. Dersim'in kılıçtan geçmiş Alevi-Kürt halkı "bizden biri geçecek başa nihayet" diye sonunda "Mehdi"nin geldiğini sayıklamaya başladı... Başkaları "Gandi bu Gandi" diye sevinçten yerinde duramaz oldu...
Ama bir kere daha anlıyoruz ki, CHP Genel Başkanı olmak başka birşey. O tahta geçtiğinizde önceki hayatınızda kim ve ne olursanız olun içinizdeki asker uyanıyor, tıpkı son moda korku filmlerinde olduğu gibi bu içinizdeki yaratık önce bedeninizi ele geçiriyor, suratınız takallüs edip gözleriniz yuvalarından uğruyor, ardından kafanız patlayıp, kafatasınızın yerini bir miğfer, beyninizin yerini bir saman torbası alıyor, kalbinizin yerine soğuk, dört köşe bir taş yerleşiyor... Metamorfoz az zamanda tamam oluyor, Gandi Napolyon'a dönüşüyor... Ve Genelkurmay'ın kapısını çalıyor: "Tak tak tak. Diyorum ki gitsem ayakta bir resim çektirsem şu Gediktepe'de... Kendi topraklarında siperde çömelmiş Başbakan görmek istemem"... Gediktepe'de başbakanın yanında çömelerek kareye girmiş olan Genelkurmay Başkanımız hiç gam yemiyor, "Tabii, neden olmasın" diyor. "Askerlerimiz çok mutlu olur. Size hemen bir program yapalım."
Demek ki "değişim" dedikleri buymuş, Dersim katliamını övenlere karşı halkının hakkını savunan muhalif Kılıçdaroğlu'ndan bir savaş delisi yaratmak için onu CHP Genel Başkanı yapmanız yetiyormuş. Şu farkla: Deniz Baykal solcuları Kürtlerle savaşın makul bir şey olduğuna bir türlü ikna edememişti. Baykal'ı rezil rüsva ederek tahtına Kılıçdaroğlu'nu oturtanlarsa, PKK kurşunlarına göğsünü siper ediyor pozu verirse yeni CHP başkanının solcuları Genelkurmayın emrine sokacağını umuyorlar besbelli.
Biliyorsunuz, "ayakta mı çömelerek mi" tartışması hiç bitmez bu memlekette. Ama ister ayakta, ister çömelerek, ne yaparsanız yapın birşey değişmez aslında... Kürt sorununun çözümüne savaştan başka bir yol önermeyenler bunu ayakta ve daha uzağı hedefleyerek yapınca olsa olsa ortalığı rakiplerinden daha çok kirletmeyi vaadetmiş olurlar...
"Her millet layık olduğu şekilde yönetilir" derler... Bu memleketin solcusu, kendine böyle muamele edilmesine razı olmayacaktır...
Sanırım... (AH/EK)