Ülkemizdeki her üç yetişkin insandan biri obezite sorunu yaşıyor.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) obeziteyi “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi’’ olarak tanımlıyor.
Ülkemizdeki çocukluk çağı obezitesi sorunu da yıldan yıla kaygı verici bir oranda artış gösteriyor. Türkiye'de ilkokul 2. sınıfa giden 1 milyon 260 bin 721 çocuk üzerinde yürütülen bir araştırmada çocukların yüzde 14,6'sının fazla kilolu olduğu ve yüzde 9,9'unun ise obezite sorunu yaşadığı belirlenmiştir. (COSITUR, 2016)
Obezite başta tip 2 diyabet ve prediyabet olmak üzere, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, karaciğer yağlanması, reflü, safra yolları hastalığı, osteoartroz, çeşitli kanserler, kısırlık, polikistik over sendromu ve depresyon gibi çok sayıda hastalığa yol açmaktadır.
Obezitenin en önemli nedenlerinden biri yiyecek ve içeceklerle vücuda fazla miktarda şeker alınmasıdır.
Şeker pek çok yiyeceğin içinde az veya çok doğal olarak bulunur. Ancak yiyecek ve içeceklere tatlandırmak amacıyla ilave şeker konması akademik literatürde obezite sorununa yol açan en önemli faktör olarak görülmektedir.
Katılan şekerin pancardan elde edilen ve çay şekeri olarak bilinen sakkaroz olması ya da nişasta bazlı şeker olması arasındaki farklara takılmamak gerekir. Temel mesele vücudumuza aşırı miktarda şeker girmesidir. Bu konuda daha detaylı bilgi için Çocukluk Çağı Obezitesi raporuna bakılabilir.
Obezite sorunu ile mücadele etmek için her türlü yiyecek ve içecekteki ilave şeker miktarı bir mesele olarak görülmeli ve tartışılmalıdır. Çocuklar için üretilen ürünlerdeki ilave şeker miktarı ise tartışmanın tam da odak noktasıdır. Örneğin kola, fanta, limonata, gazoz, çay veya meyve aromalı ürünler vb. gibi yüksek miktarda ilave şeker içeren alkolsüz içeceklerin obezite sorununa yol açan etmenlerin en başında geldiği çok sayıda yayında belirtiliyor.
Çocuklar için hazırlanmış sütler ilave şeker içeriyor
Bu çerçevede bakıldığında çocuklar için hazırlanmış kakaolu, çikolatalı, çilek ya da muz aromalı çeşitli markalara ait içme sütlerinin yüksek miktarda ‘ilave şeker’ içermesi de bir sorun olarak görülmelidir.
Sütün doğal yapısında olmayan, sonradan üretim sürecinde ilave edilen şekerden söz ediyorum.
Süt gibi çok kıymetli bir gıda maddesinin bu kadar çok şeker içermesinin çocukların şekerli ürünlere yönelik zaafından yararlanmak dışında mantıklı bir izahı yoktur. Bu ürünlerin içinde ne kadar ilave şeker olduğunun belirtilmesi tüketicilerin yanıltılmaması açısından gereklidir.
Piyasada satılan içme sütlerinin etiket bilgilerinde ilave şeker katıldığına yönelik doğrudan bir bilgiye incelediğim hiçbir süt ürününde rastlamadım. Bazılarında karbonhidrat değeri, bazılarında karbonhidrat ve şeker, bazılarında ise sadece şeker değeri belirtilmiş.
Karbonhidratlar bir besin öğesi grubudur. Süte eklenen şeker de bir karbonhidrattır ama sütün doğal olarak içinde bulunan değil sonradan eklenen bir karbonhidrattır.
Etiket bilgisinde sadece karbonhidrat yazan ürünler tüketicilerin aldıkları ürünün ilave şeker içermediğini düşünmelerine yol açabilir.
Piyasada satılan ürünlerde eğer doğrudan belirtilmemişse, ilave şeker içeriğinin nasıl hesaplanacağı bir tüketici için gerçek bir muamma. Aslında hesap yapmak gereksiz olmalı. Bir gıda ürününün etiketi içeriğini net olarak yansıtmalıdır. Dolayısıyla sadece sütlerde değil her tip gıda ürününün etiketinde ilave şeker miktarının ne olduğu net olarak yazılmalıdır.
İçindeki ilave şeker miktarının belirtilmediği sadece karbonhidrat, ya da sadece şeker miktarının belirtildiği süt ürünlerini nasıl değerlendireceğiz?
Bu tip ürünlerde sütten gelen, yani sütün içinde doğal olarak bulunan karbonhidratın yaklaşık yüzde 4,6 (yani 100 gram üründe 4,6 gram) olduğunu kabul ederek ilave şeker miktarlarını hesaplayabiliriz.
Bu hesaplamanın nasıl yapılacağı üzerine aşağıda bir örnek verdim. Tüketiciler aşağıdaki yöntemi kullanarak ürüne katılan ilave şeker miktarının ne kadar olduğunu “kabaca” hesaplayabilir.
Muzlu süt ürünündeki ilave şeker miktarını hesaplama
Ürünün etiketinde yer alan 100 mililitresindeki karbonhidrat miktarının ne kadar olduğu bilgisine bakılır. Örneğin “Torku Miniki Kakaolu Süt” ürününde bu değer 100 mililitre için 12,5 gram olarak belirtilmiş. Şeker ilave edilmemiş sütlerde doğal olarak bulunan karbonhidrat miktarını 100 ml için 4,6 gram olarak kabul etmiştik. Bu durumda iki değeri birbirinden çıkararak ilave şeker miktarını bulabiliriz. Torku Miniki Kakaolu Süt için yapılacak çıkarma işleminde bu değer “12,5-4,6 = 7,9 gram” olarak bulunacaktır.
Ama unutmayalım bu bulduğumuz değer 100 ml sütteki ilave şeker; aldığımız ürün 180 mililitre ise bu değeri 1.8 ile, 200 mililitre ise 2 ile çarpmak gerekiyor. Böylece bir paket ürünün içerdiği şeker miktarını hesaplamış olacağız.
Buna göre 180 mililitrelik bir paket Torku Miniki Kakaolu Süt ürününde yaklaşık olarak 7,9 X 1,8 = 14,2 gram ilave şeker bulunmaktadır. Her biri 2 gram ağırlığındaki yaklaşık 7 adet kesme şekere ya da 7 çay kaşığı dolusu toz şekere denk bir miktardır bu. Bir çay kaşığı dolusu toz şeker yaklaşık olarak 2 gramdır.
Büyük boy bir çay bardağına döküldüğünde ancak dolduracak bir sütün içine 7 çay kaşığı şeker ilave ederek çocuğuna kim içirir? Aynı miktarda (180 ml) bir kolalı içecekteki şeker miktarının yaklaşık olarak 20 gram yani 10 çay kaşığına denk bir miktar olduğunu belirtmeliyim.
Dünya Sağlık Örgütü yiyecek ve içeceklerle alınan şekerin günlük kalori ihtiyacımızın %5’ini aşmaması gerektiği tavsiyesinde bulundu. Tavsiye pancardan elde edilen toz şeker ve NBŞ esaslı bütün şekerleri kapsıyor.
Bu tavsiyeye göre ülkemizde 1-3 yaş grubundaki çocukların günlük maksimum şeker alım miktarı 16 gram, 4-6 yaş grubunda 21 gram ve 7-9 yaş grubunda ise 23 gramdır.
Üç yaşındaki bir çocuk bu ürünlerden sadece bir paket içerek günlük şeker alım limitini epeyce dolduracaktır. Konu sadece süt ile sınırlı da değil. İlave şeker içeren ürünlerin çeşit ve marka olarak bolluğu, ucuzluğu ve erişim kolaylığı da düşünüldüğünde günlük diyeti ile ihtiyacı olan enerjiyi alan bir çocuğun, diyetine ek olarak ilave şeker içeren ürünlerden günde iki kez yemesi veya içmesi kilo alımına ve obeziteye giden yolu açacaktır. Obezite oranlarının yıldan yıla artış göstermesinin temel nedeni çocukların içinde yaşadıkları ‘gıda çevresi’nin ilave şeker içeren binlerce ürünle çepeçevre sarılı olmasında aranmalıdır. Böyle bir çevrede yaşayan çocuklardan ölçülü gıda tüketmelerini beklemek, daha hareketli olmalarını talep etmek obezite ile mücadelede işe yaramayacaktır. Yapılacak en doğru şey gıda çevresini sağlıklı ürünlerle doldurmaktır.
Piyasaya çocuklar için sunulan içme sütlerindeki şeker miktarları
Aşağıdaki tabloda çocukların tüketimine yönelik olarak hazırlanmış bazı içme sütlerinin şeker içeriği yer alıyor. Markette bulabildiğim markalar için hesaplama yapabildim. Tabloda yer almayan markaların da etiketleri kontrol edilerek ilave şeker içerikleri hesaplanabilir.
(BŞ / HA)