Ergenekon soruşturması dalga dalga gelmeye başladığından beri ortaya çıkan iddialara bakınca insanda bir güvensizlik hissi oluşuyor. Yani ortaya çıkan fişlemelere, bağlantılara, ilişkilere bakınca bu ülkede sıradan bir insanın başına her an her şeyin gelmesinin muhtemel olduğu anlaşılıyor.
Eskiden ne güzel sadece solcuları topluyorlardı, biz de rahat rahat yaşıyorduk. Gerçi bianetçiler konuşmuş, halk "Ergenekon bize konmaz" diyor ama Genelkurmay başkanlarının bile tehlikede olduğunu görünce insan endişelenmekten geri duramıyor.
Gizli suikast girişimleri
Baksanıza dünyanın en güçlü orduları arasında sayılan Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başında olan anlı şanlı paşalarımız bile zinhar güvende değilmiş.
Genelkurmay açıkladı, yakında emekliye ayrılacak Orgeneral Yaşar Büyükanıt'a dört kez suikast girişiminde bulunulmuş.
Açıklama bu girişimlerin ne zaman, kimlerce yapıldığını nedense söylemiyor ama olsun, koskoca Genelkurmay yalan söyleyecek değil ya. Açıklamadıklarına göre mutlaka bir sebebi vardır, devletin hikmetinde sual olunmaz...
Hatırlarsanız, geçtiğimiz günlerde bir önceki Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün de bir aralar yemeğini evden sefertasıyla taşıdığı ortaya çıkmıştı.
Gerçi, Özkök "Karargahtaki yemekler mideme dokunuyor, o yüzden eşiminkileri tercih ediyorum" diye olayı açıklamıştı. Yani aşağı tükürsen bıyık, yukarı tükürsen sakal; bütçenin aslan payını alan ordumuzun başında bulunan generale düzgün yemek çıkaramamasına mı üzülsek, generalin hayatından endişe edecek hale gelmesine mi... Seç seçebilirsen.
Paşa kurtuldu da biz ne yapacağız?
Gazetelerdeki haberlere göre Büyükanıt'a 1 trilyon değerinde, dünyada 100 tane olan zırhlı bir araç tahsis edilmiş. Araba öyle ki, yanında bomba patlasa bile içindekilerin ruhu duymuyor.
Helali hoş olsun, sayın paşanın emekliliğini güven içinde geçirmesi ve atılmayı planladığı spor yazarlığı kariyerinde hızla önemli noktalara gelerek futbolseverleri aydınlatabilmesi hepimizin dileği.
Peki ama hükümetimiz her vatandaşa zırhlı araba dağıtamayacağına göre, bizim güvenliğimiz ne olacak?
Vergilerimizin aslan payını tank, top, tüfek, tabancaya ayırmamıza rağmen daha generaller bile güvende değilse, bu hükümetin "güvenlik" anlayışında bir sorun olmalı. Tabii politika değişikliği kolay değil; geçiş süresince önlem olarak herkese çelik yelek dağıtılabilir diye düşünüyorum.
Ben de naçizane, işe gidip gelirken kullandığım bisikletime patlamayan lastik talep ediyorum. Büyükanıt sol ayağında kahve pişiren bir arabayı hak ediyorsa, memlekete yaptığım hizmetler gözönüne alındığında benim de bu kadarına hakkım vardır herhalde. (EA/EZÖ)